17| prens

4.6K 337 353
                                    

Jungkook

Beşinci kitabı da bitirirken sıkıntıyla ofladım. Okula gidemeyecek olmak başta güzel bir fikirdi ama yapılabilecek şeyler tükenince pek öyle olmuyordu. Aklıma gelen sözcüklerle gözlerimi yumup kitabı göğsüme bastırdım.

"...seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum..."

Dünyanın en güzel sesinden, en güzel kelimeler.

Gerçektiler bunu hissetmiştim.

Bandajlı ayağımı yastığın üstünden kaldırıp oturur pozisyona geçtim. Hâlâ son derece yakışıklı olan doktorum aklıma gelince gülümsüyordum. İnsana düşünmek bile pozitif enerji veriyordu.

Ayağımı yan şekilde yerle buluşturduğumda yüzüm hafif gelen acıyla buruştu. Yeşil koltuktan destek alarak ayakta doğrulduğum an açılan kapının anahtar sesiyle başımı o tarafa çevirdim.

Annem elinde market keseleriyle kapıyı geri kapatmaya çalışıyordu. Yutkunup geri yerime oturdum. Kahverengi fönlü saçlarını sallandırıp keseleri birleşik mutfağımıza bıraktı.

Henüz bırakmadığı arabanın anahtarlarıyla yanıma gelip alnımı öptü. Şaşkınlıkla ona döndüğümde gülümsüyor olduğunu gördüm.

"Ayağın nasıl?"

Şaşkınlıktan kelimeleri birleştiremediğimde kıkırdadı. Cennette gibi hissettirmişti. En son ne zaman bana gülümsediğini veya öptüğünü hatırlamıyordum bile.

"Seninle konuşmam gereken bir konu var Jungkook."

Başımı sallayıp devam etmesini bekledim.

"İş yerinden yakın bir arkadaşım ailesiyle zor bir maddi dönemden geçiyor, takdir edersin ki onlar için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum."

Annem reklam ajansında çalışıyordu, iş arkadaşı nasıl bir zor dönemden geçiyor olabilirdi? Aklımı karıştıran şeyleri erteledim. Dünya haliydi yarın ne olacağını kimse tahmin edemezdi.

"Bugün yüklü miktarda borçlandığını öğrendim. Ödemesine yardım etmeyi teklif ettim fakat kabul etmedi."

Neden bu işin sonu beni ilgilendirecekmiş gibi hissediyordum?

"Bende bunun üzerine en azından, üniversite son sınıfta okuyan oğullarının masraflarını karşılayacağımı söyledim."

Çünkü beni ilgilendireceği için.

Heykel gibi onu dinlerken son hız devam etmişti.

"Evlerini satıp annesinin yanına yerleşecekler, bu okuyan bir çocuk için sağlıklı bir ortam değil."

"Yani?"

Elleriyle saçlarımı tararmış gibi yaparken gözlerimi kıstım.

"Yani hayatım bir süre bizim misafirimiz olacak, akşam onu alacağım. İyi geçinmenizi istiyorum, demek istediğimi anladın mı?"

İşte yine başlıyorduk, bana psikopat muamelesi yapmaktan asla vazgeçmeyecekti. Kısa bir süre bunu kesinlikle istemediğimi düşünsem de yaptığımın bencillik olduğuna karar verdim. Kim bilir nasıl zor bir durumdaydı, başkasının evine bu şekilde yerleşmek ne olursa olsun kötü hissettirirdi.

DEVILGEL [Yoonkook] düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin