Çocuğun adını bilmiyordum.Öğrenmeyede gerek duymadım zaten.Ama yakışıklıydı.Etkilendim mi? Imm hayır tabiki.
Okuldan sonra Paul ile alışveriş merkezine gittik.Fakat alışveriş yapmak yerine oturup yemek yedik.
Paul bana buranın Amerika'ya göre ne kadar sakin olduğunu söyleyip duruyordu.Aslında şikayet ediyordu.Belkide grubumuzu özlemişti.
Kolasını içerken bana yan masayı işaret etti.Dönüp baktım.Lara,Defne,Erdem ve bacağı kırık çocuk.Beraberlerdi.Erdem dönüp bana bağırdı.
-Kristeen.Hey! dedi.Neden Amerikadakiler Cemre buradakiler ise Kristeen diyordu? Sanırım insanlara başka dilde bir isim ya havalı geliyordu yada değişik.
-Selam,dedim.Bacağı kırık çocuk yan gözle bize bakıyordu.Ama Lara onun dikkatini çekmeyi başarmıştı.Ama bu başarının onun için özel olduğunu hissetmiştim nedense.
-Gelsenize buraya,dedi Erdem.Erdem çok neşeli bir tipti.Insana pozitif bir enerji veriyordu.
-Gidiyorduk,dedi Paul.
***
-Okul nasıldı?
Evet tahmin ettiğiniz gibi bunu soran annemdi.
-Harika.Böyle geçeceğini ummuyordum,dedi Beste.Ardından Buse de Beste'ye katıldığını belirtti.Ama şuan aklımda olan şey okul değil,adlarımızın ne kadar dandik olduğuydu.Ve ne kadar saçma.
-Ya senin Cemre? dedi annem.Beste ve Buse'den sonra sıkıcı diyemezdim elbet.
-Güzel.Okuldan sonra Paul ile biraz takıldık,dedim.
-Ya sonra? Buse bunu iğneleyici bir biçimde sormuştu.
-Sonrasıda evdeyim,dedim.
Odama ders çalışmak için kapanmıştım.Ama kimse buna okulun ilk günü olduğu için inanmamıştı.
Aslında eğer alışabilirsem burası güzel bir yerdi.