-23-

94 2 0
                                    

"Lisans almak istiyorum." diyerek günün ilk cümlesini söyledi Beste.

"Neden?"

"Kamp için.Amerika'ya gitmek istiyorum." Beste istiyordu fakat sanmıyorum kamp alanı dışarı bırakacaklarını.Ama daha önemli bir sorunumuz vardı.Dile getirdim;

"Iş bulmamız gerek."

"Haklısın.Bugün çıkıp bakalım?" Kızlarla en son liseye geçerken beraber dışarı çıkmıştım.Onda da alışverişe çıkmıştık.Onda da lise heyecanı,Paul,Caroline ve biz gitmiştik.

"Olur." dedim.

Ve okula gittik.

"Dün olan depremi hepiniz hissetmişsinizdir.Hoş,okuldaydık.Aranızda hissetmeyen var mı?" Öğretmenlerin espirilerini sevmiyorum..

Koyu mavi perdeyi yağan yağmuru seyretmek için azıcık açtım.

Yağmur damlaları yavaş yavaş toprağa bırakıyordu kendini.

Bu aralar annemin gitmesine karşı,herşey mükemmel geliyordu.Kızlarla günde 3 cümleyi geçiyordu konuşmamız.Toprak ile göz göze geliyorduk.Paul ile aramız aşırı iyiydi.

Annemin gitmesi hayatımı daha da iyi yaptı.Nedeni annem olmasa bile.Mutluydum.

"Cemre! O perde projeksiyonun ışığının daha iyi yansıtılabilmesi için.Ve o perdenin kapanması gerek!"

Salak fizikçi.

Bütün okul günü çıkış saatine kadar rutin geçti.

Çıkışta kapıda Dünya ile yağmurda daha az ıslanmak için şapkalarımızı dikkatlice giyiyorduk.Kızlarla iş için 1 saat sonra çıkacaktık daha zamanımız vardı ve Dünya ile takılacaktım.

Toprak geldi.

"Şemsiyeniz mi yok?" Bu seder yanakları kırmızı değildi.Kafasını hafif eğerek bana bakarak da sırıtmıyordu.Kafası daha dik,bakışları daha emin.Ama tebessümü dudaklarında yine.

"Evet." diyerek kısaca cevapladım.

"Benim de yok,harika." derken gülümsemesi daha da çok yayıldı.Soruyu öyle sormuştu ki 'bende var yürüyelim' diyecek sanmıştım.

"Ne güzel bir gündeyiz." dedim.

Bana bir adım yaklaştı.Sadece bir adım.Koyu mavi gözlerini yağan yağmurda uzaklara daldırdı.Dudaklarındaki tebessüm yerini kırık bir gülümsemeye bırakmıştı.

"Birşeyler yapalım mı?" dedi sadece gözlerini bana indirerek,kafasını oynatmamıştı ve bunu fısıldayarak söylemişti.

Iş bulacağımı söyleyip söylememem konusunda tereddüt ettim.Ama söyleyecektim çünkü sonradan öğrenilirse saklıyormuşum gibi bir görünüm olurdu.

"Öpüşme gibi mi?" diyerek araya girdi Lara.Kalbim hızlıca çarpmaya başladı.

"İş bulmaya çıkmam gerek." dedim hızlıca.Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Arkamı dönüp gitsem mi,neyse sonra görüşürüz diyip mi gitsem,yoksa beklesem mi..

"Ambar'da çalış? Oraya gittiğini biliyorum zaten.Tan seve seve kabul eder." Toprak iğneleyici bir şekilde söylemişti.

"Hadi ama,kızı oraya teslim etmeyeceksin değil mi? Çünkü orası için fazla iyi." Bu çocuğu tanımıyordum.

"Poyraz,her gece oradayım ben.Fazlasıyla güvende olur."

Toprak'ın ses tonu.. Etkileyici.

"Cumartesi akşamları hariç.Toprak cumartesi günü bizim günümüz.Sahilde oluruz biz her cumartesi mevsim ne olursa olsun sahile inmeye çalışırız." bu Lara beni delirtmeye çalışıyordu bundan eminim.

Yalnızsam DüzeltinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin