-Kalk bakalımm! Pazartesi bugün.
Pazartesileri sevmem.
Beste yatağımın içine zıplamış yetmezmiş gibi birde yorganımı yere fırlatmıştı.
-Peki,kalkıyorum ama önce şu yorganı bana geri ver.
-Kalk hadi ama.Bugün kamp çekilişleri var.
-Ne?
-Senin adınıda yazdım.Umarım çıkar..
-Ne? Kamp ne kampı ya ben daha-
-Sam seni bir hayli yordu Cemre.Hem ayrıca kampın başlangıç tarihi 23 Nisan ve biz daha Kasım ayındayız.
-Ben kampta ne yapacağım? Istemiyorum kamp filan.
-Kamp nerede biliyor musun?
-Gelmeyeceğim Beste.
Buse odaya zıplıya zıplıya girdi.
- Amerikaa! Ve bu okullar arası bir kamp.Yaklaşık 8-9 ülkeden öğrenciler olacak.Ayrıca bugün çekilişler yapılmayacak Beste kim söylediyse yalan söylemiş sana,çekiliş belirli öğrenciler arasında Mart'ın ilk haftası yapılacak.
Beste üzülmüştü.
-Ne belirli öğrencisi?
-Bu sene okul öğretmenleri tarafından bir alanda lisans Alman gerekiyor.Duyduğuma göre bu lisansı çok zor veriyorlarmış.
-Kahretsin ya.Of.Gidip piyano çalışacağım.Tabi,okuldan sonra.
Amerika.Kamp.Başka okullar.Sam.
Bu ihtimal %1 bile değildi.Ayrıca lisans almakla filan uğraşamazdım.Zaten istemiyorum da.Uygun bir sene değil zaten kötü başladım.
Kötüden kastım Irmak.Toprak'ı sevmiyordum yada etkilenmemiştim ama bilmiyorum işte kafama çok takıldı hatta yakında bu Irmak krizine bile girebilirim.
Yağmurlu havalarda eskiden Sam ile yürürdük.Şimdi ise Paul ile okul bahçesinde sınıfa doğru yürümem canımı sıkıyordu.
Koridorda Dünya ile karşılaştık.Kızlar tuvaletine gidiyordu ve ona eşlik ettim.Ha,şu kamp meselesini öğrenmem gerekiyordu.
-Dünya,kampı duydun mu?
-Evet,üç yılda bir yapılır.Lisans alman gerek ama bu kaltak hocalar vermiyor kolay kolay.
-Amerika'da diye duydum.
-Evet.Amerika daha uzak bir yer olduğu için kişi sayısını azaltacaklardır.Lisans almak çok zorlaşacak.Rüyamda görürüm ben ancak.. Sen uğraşıyormusun bir alanda?
-Ben cimnastik yapıyorum.Ama lisans alacak kadar mı emin değilim.
-Kaç yıldan beri?
-5 yaşımdan beri.
Aklıma gelmişken bugün çıkışta gidip cimnastik dersine yazılmam gerekiyordu.
-Ohoo.Lisansı aldın say..
Sınıfa girdiğimde,midemdeki karıncalar aylardır yattığı yerden kalktılar.Nedeninş bilmiyorum.
Toprak gelmişti.Yanında Erdem oturuyordu ve gayet doğal bir şekilde sohbet ediyorlardı.
Dikkatli bakınca yüzünde yanma izini gördüm.Sağ gözünden boynuna doğru ayrı ayrı çizgiler halinde.Ama sanki bir zaman sonra geçecek gibi hafif izlerdi.
-Cemre çıkışta ormanda yürüyüşe gideceğiz.Sitenin arkasında.Gelmek ister misin?
-Çıkışta biraz işim var Erdem.
-Sen bilirsin teklif var ısrar yok,bunu Lara söylemişti ve sonra poposunu kıvırta kıvırta Toprak'ın yanına yürümüştü.Sinirden çatlayacaktım.Dünya açıklama yapar gibi kulağıma fısıldadı.
-Eskiden çıkıyorlardı.Fakat hala sevgili gibiler yani Lara öyle.Toprak sanki oynatıyor gibi Lara'yı.Yada Lara fazla ilgili Toprak arkadaş gibi.Eskiden çok havalıydılar.Gerçi şimdide pek bir fark yok ama.Beraberlerken daha dikkat çekiciydiler.Herkesin ortasında yiyişenler her zaman dikkat çekici olur..
Sinirlerim artık zirvedeydi.
Güne bok gibi başlamıştım.
Bok gibi bir Pazartesi'ye başlamıştım.
Bok gibi Pazartesi,bok gibi bir hafta demekti.
Bok gibi hafta bok gibi gelecek önümüzdeki hafta demekti.
Bok gibi önümüzdeki hafta bok gibi önümüzdeki aylar demekti.
Aylar yılları getirdiğine göre;
bok gibi bir hayat beni bekliyor..