Günler hızla sınavlar eşliğinde akıp gidiyor.
"Eveet haftaya planımız ne?" diyerek yanımıza oturdu Dünya.Ben,Erdem ve Paul öğlen arası kantinde oturuyorduk.
"Haftaya ne var ki?" sınavlar yüzünden gerçekten yavaş yavaş aklımı yitirmeye başlamıştım.
"Yeni yıl!" diye kulağıma bağırdı Erdem.Çok sinirlenmiştim ve Paul durumu anlamış olmalı ki sırıtıp konuyu değiştirdi.
"Bir plan yapalım."
"Bizim grupla şehir dışına çıkacağız.Sizde gelin?" Erdem'in grubu demek,Lara demek,Toprak demek.
"Yok siz planınızı yapmışsınız,biz girmeyelim araya.." ne kadar karşı çıkmaya çalışsam da,Erdem "Hayır sizinle daha eğlenceli olacak,itiraz yok!" dese de gitmeyecektim ben.Lara'nın saçmalıklarına hayatta katlanamazdım.
Kantinin kapısından Poyraz,Lara ve Toprak girince kafamı refleks olarak başka yöne çevirdim çünkü Toprak ile göz göze gelmiştik.Lara bunu görünce Toprak'ın koluna girdi.
Evet,bana bir de yılbaşından söz ediyorlardı.Lara ve Toprak! Hayatta olmaz.Çıldırırdım.
"Paul,Dünya ve Cemre de bizimle yılbaşında İzmir'e gelecek." diyerek konuya girdi Erdem.
"Biz burada olmayacağız.Caroline -kız kardeşim- Amerika'ya gitmek istedi.Orada olacağım." Hah işten tam oldu.Paul yoksa bende yokum!
"Biz Cemre ile geliyoruz ama." Dünya bunu sırıtarak söyledi.Ama ben gelmeyecektim.
"Beste ve Buse evde olmamı ist-" sözümü Lara kesti. "Ah hadi ama,özgürsün ne baban var ne annen istersen gelirdin bahane uydurma Cemre.."
Evet,istemeden gözümden birkaç damla gözyaşı döküldü.
Ne yılbaşını istiyordum ne annemi.
Sadece babamı istiyorum.
Bir insana sığınmaya ihtiyacım var.. Paul beni kollarının arasına almış karın üstüne yatıyoruz soğuğa aldırmadan.Paul,temsili babam oldu artık.. Aklımdan tekrar yıllardır söylediğim şeyi geçiriyorum;onu kimseye değişmem,asla.
"Şey,Cemre.Lara özür diliyor iletmemi istedi de." Yumuşacık sesi huzur verici gelmişti.
Sesi ne kadar huzur verse de yalan söylediğini biliyordum.Yattığım yerden kalkmayarak: "Özürü Lara mi diliyor sen mi dilemesini istiyorsun Toprak?" Yanıma uzandı.O sırada Paul bana sardığı kollarını Dünya çağırdığı için çözüp Dünya'nın yanına gitti.
Evet şimdide Toprak ile yan yana yatıyordum.Ama birbirimize değmiyorduk.Koyu mavi diye baktığım gözleri bugün açık maviydi.Gökyüzü mavisi.
"Lara özür diliyor." dedi gözlerini karlara sabitleyerek.Çok yakışıklıydı.
"Önemli değil,Toprak." Lara'nın özür dilemediğini biliyordum.
Gözlerime baktı.Soğuktan yanakları kırmızı olmuştu ve çok tatlı görünüyordu.
Yine gülümseyerek kafasını aşağı eğdi.Toprak bana nedense çok masum geliyordu.Belki yanaklarının -soğuk olmadığında- kızarmasıdır.Bu özellik erkeklerde pek rastlanmaz.
"Yılbaşında.. Geliyorsun değil mi?" emin bir tavırla sorarmış gibi sordu fakat gözlerinde gerçek bir soru vardı.
"Gelmemi beklemiyorsun değil mi? Zaten başından beri gelmek istemiyordum."
"Ama neden? Çok eğleneceğiz.Lara şehir dışına çıktığımızda bizden hep ayrı takılır zaten karşılaşmaşsın bile."
"Beste ve Buse evde olmamızı istiyor.Malum başımızda ne anne var ne baba..Geceleri tehlikede olmak istemeyiz değil mi?"