-Cemre,sıkıldım artık bunu yapmandan.Yokmuşun gibi davranıyorsun.İçine mı kapandın yoksa benden mi kaçıyorsun anlamıyorum.
-Haklısın.Tamam özürdilerim.Çok haklısın.Ama hiç okula da gelmiyorsun ki ne yapayım.
-Siparişlerinizi alabilir miyim?,sonunda beklediğim garson gelmişti de şu sohbete biraz ara verme fırsatı bulmuştum.
-Sadece portakal suyu.Cemre?
-Viski,dedim ve sırıttım.
-Ben gülmüyorum.
-Peki.Vişne suyu istiyorum.
-Şimdi bana anlat herşeyi.
Neyi desem sinirlenecekti.Toprak'ı anlatmak istiyordum fakat ne diyecektim ki? Kesinlikle hoşlanmıyorum bile.
Sonuçta Paul kardeşim değil mi..
-Kafam bir erkeğe takıldı bu aralar.
-Toprak?
-Ne? Hayır. Peki evet tamam o.
-Lara'ya neden sinir oluyorsun?
-Paul iyi bir gözlemci misin yoksa fark etmeden sana birşeyler mi anlattım? Hem Lara'yı takmıyorum bile.
-Sadece seni tanıyorum bakışlarından bile.Toprak konusuna gelince,pek sevmedim o çocuğu.Çok..Sessiz ama aynı zamanda çok vicdansız.Lara ile gece yatıyor sabah hiç yüz vermiyor kıza.
İşte bu kötü olmuştu.
-Öncelikle Toprak'a aşık falan değilim.Yada hoşlanmıyorum Yada başka birşey.Ama ne bileyim,garip işte sürekli onu görmek istiyorum sanırım.
-Hoşlanıyorsun.Ama ben asla ve asla aynı zamanda asla ve son olarak asla izin vermem onunla beraber olmanı o çocuğu aklından çıkar.
Neden böyle sertti ki şimdi?
-Ne biliyorsun hakkında da böyle konuşuyorsun?
-Ne mi biliyorum? Hiç birşey.Sorunda bu ya.Dibimizde fakat o kadar tehlikeli bir tip ki hiç birşey bilmiyorum.
-Tehlikeli olduğunu da nereden çıkardın? Saçmalıyorsun.
-Daha önce bir cinayet soruşturmasında rol aldığını biliyor musun? Hemde bayaa havalı bir rol.
-Ne? Ne diyorsun? Adam mı öldürmüş? Ne?
-Hayır maalesef katilin arkadaşı.İçeri atılmış fakat para işte çıkmış geri dışarı.
-Sen nereden biliyorsun?
-Senin nasıl Dünya gibi arkadaşların varsa benimde var hanımefendi.Şimdi hadi kalk geç kalıyoruz şu kursa yazdıralım seni.
Gerçekten şoktaydım.Gerçekten.Gece Ambar'a gitmem gerekiyordu.