Gecenin saat 1'i ve ben hala yatakta dönüp duruyorum.Aklımda o kadar şey var ki..
Annem hiç aramadı.Amerika'ya vardı mı varmadı mı onu bile bilmiyorum.Umrumda bile değil.
Daha sonra uyumuşum.Sabah okula gitmek için kalktım.Bugün gitmem gerekiyordu.Sınavlar için dersler gerekli sonuçta.
Beste ve Buse ile her zamankinden güzel bir kahvaltı yaptık.Daha neşeli bir kahvaltı.
Okulunda güzel geçeceğine inanıyordum.Çünkü sabah güzel başlamıştı.
"Günaydıııın" Dünya bunu neşeli bir bağırışla söylemiş olmalı ki Toprak arkamızda yürürken bunu duydu.
"Günaydıııııııııııııın" dedi Dünya'nın taklidini yaparak.Ama bana bakarak söylemişti.
Göz göze gelmiştik.
Dünya ise karşılık olarak dil çıkarttı.Bugün herşey herkesden güzeldi.Göz göze gelmiştik.
Ne diyorum ben böyle? O benim için hiç olan biri.
Derse girdik.
Sırama kağıttan uçakla bir not geldi.
"Hadi öp beni.-Toprak."
Ne? Allah'ım inanamıyordum.Yine vücudumun üşüdüğünü hissettim.Arkama dönmek istemiyordum fakat merakıma yenik düşüp Toprak'a bakmak için arkamı döndüm.
Aniden göz göze geldik.
Hafif sırıtarak başını eğdi.
Ne kadar tatlıydı ama öyle..
Allah'ım! Toprak'ın beyaz yanaklarına yine kırmızı bir renk gelmişti!
Şuan bayılmak istiyordum mutluluktan.
Ne kadar tatlıydı öyle.. Aslında o kadar öpmek istiyordum ki..
Kağıda döndüm ne yazacağımı bilmiyordum.Başka bir kağıta 'Toprak yazdı ne yazacağımı bilmiyorum yardım et.' diye yazarak Dünya'ya attım kağıt uçağı.
Ama sonradan kendime lanet ettim.Paul Dünya'nın önünde oturduğu için o da okumuştu ve şimdi benim ne yazacağım hakkında bağırarak tartışmaya başladılar.
Ve sürpriz.Fizikçi kağıt uçağı alır ve üzerindeki notları okur..
Arkamı dönüp Toprak'a baktım.
Ne kadar masum görünüyor kızarmış yanaklarıyla.
Göz göze geldik.
Göz göze gelince kaşlarını kaldırdı ve sonra büyük bir kahkaha attı.
Benimde gülesin geldi ve bende istemsizce güldüm.
Dünya "Bunun için özel birisi olması gerektiğini söyle!" diye bağırdı.
İşler fizikçinin bizi izliyor olması nedeniyle bir yandan boka sarıyor,bir yandan da Toprak ve benim karşılıklı gülüşmemiz ve Dünya'nın bağırması nedeniylede keyifli bir hal alıyordu.Boklu keyif!
Tam anlamıyla mutluydum.Fizikçi "Toprak,Cemre,Dünya ve Paul.Derhal çıkıyorsunuz ve ancak benim dersime bir daha ne zaman derste uçak atıp yiyişme teklifleri yazmamanızı öğrenirseniz o zaman gelebilirsiniz!"
Ve tıpış tıpış dördümüzde dersin bitmesini beklemek için kantine indik.
Ancak tam tersine hepimiz fazla mutluyduk.
"Allah size fırsat verdi.Haydi öpüşün bakalım!" diyerek kocaman bir kahkahaya boğuldu Dünya.Ve arkasından da Paul kahkaha attı.
Toprak baş ve işaret parmağını burnunun kavisine dayamış,kafası hafif önüne eğim şekilde sırıtıyordu.
Bende kafamı masaya gömdüm.
Hepimiz yamuk bir hal almıştık.
Çok mutluydum ve sanırım halüsünasyon olarak sallanmaya başlamıştım.Ne saçmalıyorum ben?
"Deprem!" diye inledi Paul.Dördümüzde çıkışa doğru gitmeye başladık.
Ancak baya sallanıyorduk.Gerçekten fazla.Müdür koridorda çöküp kapanmamız gerektiğini söylüyordu.
Paul,sol koluyla benim başımı kapatmış,sağ kolaylada Dünya'nın başını kapatmıştı.
"Sen Dünya'nın yanına çöm.Ben Cemre'ye bakıyorum Paul ortada kaldın tam ortadasın!"dedi Toprak.
Ve Toprak bana üstten öyle bir sarıldı ki..
Bir kaç dakika sonra oksijensiz kalabilirdim.Kulağıma fısıldadı;
"Bir öp dedim,yer yerinden oynadı."