Bölüm V | Ekmek Yoksa Pasta Yesinler!

686 28 16
                                    

Fark ettiyseniz kapağı yine değiştirdim ve LGBT nin gökkuşağı merdivenlerini yaptım böylesi daha iyi oldu sanki :)

~Eren~

Üzerime Mihael’ın verdiği siyah t-shirt ve eşofman altını giydim. Eşofman altı bana tam olurken siyah t-shirt ikinci bir deri gibi bedenimi sarmıştı.

Böyle aşağı inmek, asla! Mihael’in  dolabını açıp kendime olabileceğini düşündüğüm bordo bir hırkayı üzerime geçirdim ve odayı incelemeye koyuldum.

Küçük bir odaydı. Kapıdan girer girmez solda çift kanatlı, kapakları koyu mavi geri kalan kısmı ise krem rengi ahşap kaplama bir dolap, karşıda derli toplu bir yatak ve yatağın hemen birleşiğinde boylu boyunca bir pencere, dıştan odanın görünmesini engelleyen camın içinde stor perdeler ve krem rengi tül perdeler var. Yatağın ayak ucunda ise çalışma masası, masanın üzerinde ki bir ton abuk subuk eşyanın yanı sıra monitör, mouse, klavye ve oyun klavyesi gözüme ilişti. Masanın altına baktığımda fan takmada çığır açılmış bir kasa gördüm. Bu bilgisayarda ne oyun oynanır be diye de aklımdan geçmiyor değil hani tabi benim bilgisayarım kadar kalite olmasa da fena değil diye bilirim.

Bakınmaya devam ettim. Dolabın hemen bitişiğinde  bir kitaplık vardı. Tıka basa kitaplarla doldurulmuş bu kitaplıkta tek bir boş yer dahi göremiyordum. Kitaplığın sağına baktığımda iki düzine daha kitap yerde yığılmıştı.Elime kitaplardan birisini aldım. Aşk temalı, yerine bıraktım. Sonra Mihael’in zevklerini öğrenebileceğimi umarak kitapları baştan aşağıya incelemeye karar verdim. Kitapların tek tek isimlerine bakmaya başladım. Çoğu “Ben romantizm içeriyorum!” diye resmen anırıyordu. Allah aşkına bu çocuk ne tür bir romantizm tutkunu!

Gerçi bir dönem bende okuyordum bu tür şeyleri ama her bitirdiğim kitapta ruhumu bir huzursuzluk ve yalnızlık hissi kaplıyordu. Bu his her bitirdiğim kitapta daha çok arttı. Bende kendimi yıpratmaktan vaz geçip kendimi fantezi ve bilim kurguya adadım.

Kitaplara bakmaktan vazgeçip gözlerimle odayı taciz etmeye devam ettim. Kitap dağı ile duvarın arasında üzerine kılıf giydirilmiş bir gitar vardı. Gitarı elime aldım ve yavaşça kılıfından çıkartmaya başladım.

~Mihael~

Yaklaşık on beş dakikadır onun çıkmasını bekliyorum. Yani on beş dakikadır giyiniyor olamazdı herhalde. Zaten ben odadayken soyunmaya başlamıştı.Yüzüme bir sıcaklık yükseldi. Onun o halini bir daha göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Şu an mutluktan çığlık atıp “Hell yeah!!” diye bağırarak merdivenlerden aşağıya koşa bilirim. Uf onun o halini hayal bile etmek benim tahrik olmama yetiyor. Bir dakika benim odadan çıkarken tahrik olduğumu fark etimi? Bu yüzden mi on beş dakikadır orda? Panik içerisindeyim!

Odaya kapıyı bile çalma zahmetinde bulunmadan direk daldım. Küçük odamın içerisinde gözlerim hemen elinde gitarım ile yatağımın ayak ucuna oturmuş olan Eren’e ilişti.

Eren adeta büyülenmişçesine gitarın akorunu yapmaya konsantre olmuş benim şiddetli girişimi hissetmemişti bile. Kapıyı yavaşça kapatıp onu izlemeye koyuldum.

Tek tek tellerin seslerini kontrol ediyor, beğenmediği telleri ya birazcık geriyor yada gevşetiyordu. Sonunda üstten altta doğru gitarın bütün tellerine hızlıca vurdu. Sanırım akoru konturol ediyordu. Son teli tekrar çaldı tekrar tekrar ve tekrar bir yandan da tınısını ağzının içinde tekrar ediyordu. Sesten tatmin olmuş olacaktı ki benimde bestesine aşina olduğum bir şarkıyı çalmaya başladı.

Bir elinin parmakları gitarın perdelerinde sürekli yer değiştiriyor,öbür elinin parmakları ise sanki tellerin üzerinde dans edercesine, adeta özenle tek tek seçtiği telleri çalıyordu. Onun çaldığı parça ile mest olmuştum. Ama neden bu kadar hüzünlü bir parçada karar kılmıştı? Bilemiyorum. Ona sesim ile eşlik etmeye karar verdim “You could be my unintended, choice to live my life extended” parçada giriş yaptığımda şaşırmıştı.Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerimiz buluşmuştu. O bana, ben ona bakıyordum. Birbirimizin gözlerinin içinde kayboluyorduk. Kalbim uçarcasına atıyor, sanki sadece parçaya sesim ile değil aynı zaman da kalbimle de eşlik ediyordum.

I'm Free!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin