Öncelikle bu bölümü daha önce hikayelerini beğenerek okuduğum ve dün akşam kendisi ile tanışma fırsatı yakladığım çok sıcak kanlı bulduğum yazara ithaf etmeyi dün kafama koymuştum bu bölüm senindir dostum. En kısa sürede dönmen dileği ile…
Bu bölümün güzel olup olmadığından emin değilim. Editörümün net kotası dolmuş ona bölümü ulaştıramadım. Bu sebepten dolayı bu bölümü kendim editledim yanlışlarım olabilir peşinen özür dilerim. İyi okumalar :)
.-.-.-.--.-.-.-----------------.-.-.-.-----.-.-
~Eren~
Telefonumu elime aldım ve kilidini açtım. Saat daha sabah ikiyi on bir geçiyor. Uyuyamıyorum saat on birden beri iki oda arkadaşımın horultuları içinde yatağımda dönüp duruyorum. Bu günü olanlar, Mihael’ın o hali aklımdan çıkmıyor ve yediğim onca pasta yüzünden uyuyamıyorum. Tanrım daha önce hiç hissetmediğim duyguları tadıyorum. Onun kıyafetini giymek, onun annesi… Anneleri ile tanışmak, onun gitarını çalmak, şarkı söylerken sesini duymak, bana verdiği hırkayı giymek bu kadar küçük şeyler beni aptal gibi mutlu ediyor.
Yastığıma gömülüp sırıttım, “çok mutluyum…”
Ama aklıma takılan bir durum var. Neden okulun sürtüğü ile Cody sırf laf atmak için durdu ki? Madem onlar için Ellis ve Mihael okulun eziğinden ibaret neden onlara çok kıymetli vakitlerinden ayırdılar ki?(!) Amman sonradan zengin olmalar onlardan ne bekleye bilirsin ki…
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Kapıyı çalıyorum. Bir dakika kadar sonra kapı açılıyor içeriden her zaman ki hayattan bezmiş hali ile benden birkaç yaş büyük olduğunu bildiğim Volkan çıkıyor. “dakiksin.” Diyor o soğuk sesi ile. Ayakkabılarımı çıkarmak için eğliyorum. Fakat Volkan izin vermeyip kolumdan tutarak beni kendisine çekiyor. Dudaklarım ve dudakları ardasında sadece milimler varken konuşuyor. “ bırak kalsınlar, zaman kaybetmek istemiyorum” ve hafifçe araladığım dudaklarımın üzerinde başparmağını gezindiriyor. Ardından dudaklarımdaki elini aniden enseme kaydırıp dudaklarımı onunkilere bastırıyor. Ben işim gereği ona karşılık verirken onunla ilk seferimde yaptığım gibi onun hareketlerine uyuyor ve kontrolü ona bırakmıştım.
O benim ağzımda turlarken bir eli ile ensemden doğru saçlarımı okşuyor, diğer eli ise belimdeydi. Birden beni belimden tutup adeta öpüşmeyi kesmeden tahrik olduğunu göstermek istercesine bedenimi bedenine dayadı. Onun kalp atışlarının hızlandığını ve vücudunu alev alev yandığını hissettim. Onun sertliğini hissettiğimde ben de erekte olmuştum.
Ani bir hamleyle beni duvar ile kendi bedeninin arasına alarak bana daha çok dayandı. Bir eli ile saçımı delicesine karıştırırken diğer elide kıçımdan doğru erkekliğimi erkekliğine daha fazla bastırıyor ben ise kollarıma hareket imkânı vermek için belimden doğru ondan hafifçe uzaklaşarak ellerimi vücudunda gezdiriyorum. Onun sınırını daha fazla zorlamak için parmaklarımı onun kaslı vücudunda gezindiriyor, ara sıra ise göğüs uçları ile oynuyordum. Volkan benim soğuk parmaklarımın etkisi ile arada bir ürperiyor ve bu durum beni daha fazla gaza getiriyordu. Öpüşürken azar azar aldığımız kaçamak nefesler bize yetmez olmaya başladığında dudaklarımızı ayırmak zorunda kaldık. Birbirimizin aldığı derin nefesleri hissede bilecek kadar yakınken birbirimizin gözlerine bakarak bir sonraki round için ala bildiğimiz kadar nefes alıyorduk. Bu sırada Volkan rahat durmayıp bacaklarımın arasına bacağın geçirerek dizini çoktan sertleşmiş olan erkekliğime değdirdi. Bu beklemediğim hamle ile ağzımdan istemsizce bir inleme çıktı. Artık sınırına dayanmış olacak ki bacağını erkekliğime sürtmeye başlamıştı. Hoşuma gidiyordu ve Volkan ile yaptığım işlerin arasında ilk defa onu bu denli sabırsız ve ateşli görüyordum. İnlememek için dudaklarımı ısırıyor kendimi zor tutuyordum o ise benim halimi fark etmiş olacak ki sırıtıyordu. Zar zor sesimi zapdederek “burada mı?” dedim. Aniden tekrar dudaklarıma yapışıp dilini ağzımda gezindirmeye başladı. Volkanın sevişirken konuşmayı sevmediğinin farkında olduğumdan öpüşmeyi evet olarak kabul ettim. Bir yandan adeta dili ile ağzımı becerirken bir yandan ise erkekliğime bacağını daha hızlı sürtmeye başlamıştı. Dili ağzımdan boynuma doğru kaymaya başlamıştı. Ben ise küçük inlemeler eşliğinde onu soyuyordum. Dili boynumdan hafifçe uzaklaştı ve sıcak nefesi boynuma vururken konuşmaya başladı “ bugün kendini bana bırak. Ve hiçbir şeye karışma” dedi soğuk bir ses tonu ile “Volkan bedenimde iz bırakırsa-ahh… Ben sikerim seni! Herkese izin versey –ahh… Her tarafım mosmo –ahh… Olurdu.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Free!
Romance"Büyük bir hataya düşmek ve içinizi kaplayan o pişmanlık.. Zaman asla geri çevrilemez ve ne zaman geri dönüp baksanız o pişmanlığın acı duygusu içinizi kaplar. Her seferinde daha çok incitir, kendinizden tiksinirsiniz yalnızlığa itilir ve olmadığını...