İyi okumalar. Bu bölüm hellyeahRobyn'e ithaf edildi. eve dönünce ithaf bolumune yazacağım.
.-.-.-.-.-.-..-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.
~Mihael~
Yaklaşık bir saattir havadayız. Bitmiyor. Aslında önümde televizyon var ama izleyecek güzel bir film yok! Tek eğlencem bulutlar. Bulutlar, pamuk tarlası gibi bulutlar. Valla etrafta bir laputa görme hevesiyle sürekli bulut tepeciklerine bakacak kadar sıkıldım. Yani laputanın gerçek olduğunu bile savuna bilirim bu halimle. Eren de yanımda uyuyor hayvan herif insan bi konuşur demi! Misafirim lan ben, benimle ilgilen. Beni sev, bana bak, benimle konuş.. İyice sapıttım ben ya.
Hele şu business class olayı bir ayrı zaten çocuk bildiğin business class bilet almış! Koltuk yatak oluyor be! Birde şu uyuz amcalar yok mu? “Ekonomik bölümünün perdelerini kapatın rahatsız oluyoruz. Biz onların bizi izlemesi için almadık bu biletleri.” diyen amcalar. Ayıp be ayıp. Olan var olmayan var, gerçi bu sevgililer için söyleniyordu ama neyse.
Şu hosteslerde manken gibi mübarek! Neyse ki etekleri uzunda Eren dönüp dönüp bakmıyor.
Yan taraftaki teyzeler, amcalar da bize bakıp duruyor tabi insan düşünür bu çocukların ne bok işi var burada. Acaba kimin nesi diye. Amca, teyze dediysem de ellisine girmemiş insanlar daha yani, yanlış şey etmeyin. Hepsi takım elbiseli filan biz kot pantolon, t-shirt.
Eren de zaten koltuğu da açmadı oturur pozisyonda uyuyor. Lan hazır yatak olan koltuk bulmuşsun aç koltuğu öyle uyu! Yok, rahat batıyor çocuğa.
Gözlerim kapanmaya başladı. Uyusam mı ki? Ne mal insanım bir işim yok hala uyusam mı diye düşünüyorum! Uçak camının storunu indirdim ve Eren’in ters tarafına kafamı yatırıp kendimi uykunun verdiği yumuşak hisse bıraktım.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Saç köklerim de hissettiğim hareketlenme ile hafif uykumdan uyandım. Gözlerimi araladığımda uçağın gri duvarları beni karşıladı.
Sanırım Eren saçlarıma dokunmuştu. Kalbim teklemeye başladı, karnım karıncalanıyor. Eren saçlarıma dokunuyor. Saçlarım Eren’in eline temas ediyor.i
Hareket etmeden pozisyonumu korudum. Uyandığımı anlamasını istemiyordum. Hayır daha doğrusu kızarmış suratımı görsün istemiyordum.
Bu saçları bir daha kestirmem lan ben! Eren dokundu sonuçta!
Saçlarım la oynamayı bıraktı ve birden boğuk bir şekilde müzik sesi kulağımı doldurdu.
Far away / Uzak
This ship is taking me far away / Bu gemi beni uzaklara götürüyor.
Far away from the memories / Anılarından uzaklara,
Of the people who care if I live or die / Yaşayıp yaşayıp yaşamadığımı umursayan insanların.
Starlight / Yıldız ışığı
I will be chasing the starlight / Yıldız ışığını kovalayacağım.
Until the end of my life / Ömrümün sonuna kadar.
I don't know if it's worth it anymore / Buna değer mi bilmiyorum artık.
Hold you in my arms / Seni kollarımda tutmak,
I just wanted to hold / Sadece tutmak istedim.
You in my arms / Benim kollarımda sen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Free!
Romance"Büyük bir hataya düşmek ve içinizi kaplayan o pişmanlık.. Zaman asla geri çevrilemez ve ne zaman geri dönüp baksanız o pişmanlığın acı duygusu içinizi kaplar. Her seferinde daha çok incitir, kendinizden tiksinirsiniz yalnızlığa itilir ve olmadığını...