Gök Gürültüsü...

3.1K 105 15
                                    

Ben dışardan söylediğimiz pizza kutularını masaya bırakırken Keremde bardaklara kola dolduruyordu, birbirimizin yüzüne bile bakmıyorduk. Sandalyeme oturmamla yerimden sıçramam bir oldu, şu gök gürültüsü korkum yüzünden bir gün gerçekten ölecektim. Kerem, korkumu bildiğinden olacak ki beni sakinleştirmeye çalıştı.

Kerem: Korkma, birazdan geçer…

 Kereme cevap vermeden, hiçbir şey olmamış gibi yemeğimi yemeğe devam ettim…

-

 Gecenin bir yarısı korkuyla açtım gözlerimi. Yatağımdan doğrulup, gece lambasını açmaya çalıştım ama bir türlü yanmıyordu yataktan kalkıp ışığı açmayı denedim fakat ışıkta yanmadı. Tam kapının kolunu tuttuğumda bir gürültü daha duyuldu yağmur hiç dinecek gibi değildi ve ben biraz daha bu karanlık odada bu seslerle kalırsam hiç iyi şeyler olmayacağı kesindi. Kendimi sakinleştirmeye çalışırken çok sert kopan o gümbürtüyle bir çığlık patlattım…

 Kerem’in ağzından

 Zeynep’in sesiyle kalktım yataktan, üzerime tişörtümü bile giymeden hızlı adımlarla ilerledim koridoru yağmurdan korkmuş olmalıydı. Kapısını bile çalmadan girdim içeri, karanlıktı…

Kerem: Zeynep, neredesin?

Zeynep: Kerem?

Kerem: Korkma güzelim, geldim.

Zeynep: Kerem buradayım,  yatakta oturuyorum gel…

 Bir, iki saniye sonra Kerem yanıma oturdu, güçlü kollarıyla beni sardığında derin bir nefes aldım ve başımı göğüs’ üne yaslayıp Kerem’e belli etmeden kokusunu içime çektim… Bir eliyle saçlarımı okşarken diğer eliyle de belimden sımsıkı kavramış yanımda olduğunu belirtiyordu. Uzun bir süre kokumu içine çektikten sonra saçlarıma bir öpücük kondurdu…

Kerem: Güzelim, bak geçti…

Zeynep: “Gitme…” Başımı göğüsün’ den kaldırıp Kerem’e baktım.

Kerem: Gitmem… Bir daha hiç gitmem.

 Kerem’in yumuşacık sesiyle bana verdiği cevaptan sonra başımı omzuna yasladım… Gitmesinden, beni tekrar bırakıp gitmesinden, terk etmesinden o kadar korkuyordum ki…

Kerem huzursuzca kıpırdandığında başımı kaldırıp yüzüne baktım. Sımsıkı tuttuğu ellerimin içerisine sıcacık nefesiyle üfleyip ellerimi ovuşturdu…

Kerem: “Zeynep bak üşümüşsün, hadi yat yatağına sen, yanındayım ben hadi.”

 Diyerek beni yatağıma yatırdı, yorganı da belime kadar çekti. Alnıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra derin derin kokumu içine çekti daha sonra da burnumu öpüp oturdu yanıma…

Kerem: Hadi şimdi gözlerini kapat.

Zeynep: Ama…

 Sımsıkı kavradı ellerimi.

Kerem: Bak buradayım yanında, bir an olsun ayrılmayacağım buradan.

 Cümlenin sonunda o çok sevdiğim gülümsemesinden takındı yine, başımı aşağı yukarı salladım ve gözlerimi kapattım.

 Gözlerimi hiç açmadan sordum Kerem’e…

Zeynep: Kerem?

Kerem: Efendim güzelim…

Zeynep: O gün, beni öylece evimizde bırakıp neden gittin?

Kerem: Senin iyiliğin için…

Zeynep: Gözlerimi açıp Kerem’e baktım. “ Nasıl yani?”

Kerem: Zamanı geldiğinde sana her şeyi anlatacağım güzelim…

 Anlatacağım dediyse Kerem bir gün elbet anlatırdı şimdi uzatıp canımızı sıkmanın gereği yoktu. Gözlerimi tekrar kapattım…

Zeynep: Senden nefret etmiyorum…

Kerem: Biliyorum… Hadi şimdi uyu…

 Kerem’in yanımda olduğu rahatlıkla, kokusunun bana verdiği huzurla, yanımda olduğunu bilmenin mutluluğuyla kendimi uykuya bıraktım…

Aşık OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin