1 ev 2 Aşık.

3.3K 100 7
                                    

Salonda masada oturmuş dergiye o kadar dalmışım ki, Kerem’in sesini duyduğumda yerimden sıçradım.

Kerem: Günaydın.

 Yerimden öyle bir sıçradım ki, o anki refleksle havaya kalkan elim çay bardağını tamamen masanın üzerine deviriverdi. Şaşkın gözlerle Kerem’e baktığımda, koşar adımlarla yanıma yaklaşıyordu.

Kerem: İyi misin?

 Kerem’in gözlerinde gördüğüm endişe içimi ısıtıyordu. Cevap vermeden mutfağa gidip, elimde kağıt havluyla tekrar salona geri girdim, Kerem masadaki sandalyelerden birine oturmuş beni takip ediyordu. Masanın üzerini silip ıslanmış dergiyi de çöpe attıktan sonra yerime tekrar oturdum. Bu kez de elime masanın üzerinde duran kitabı alıp okumaya başladım, çok geçmeden Kerem’in sesi duyuldu…

Kerem: Benden korkuyor musun?

 Elimdeki kitabı sertçe masaya bıraktım ve gözlerimi Kereme diktim.

Zeynep: Korkmam gerekiyor mu?

Kerem: Kafasını iki yana salladı… “ Hayır”

Zeynep: O zaman korkmuyorum.

Kerem: Korktun ama?

Zeynep: Ben hala beni bırakıp gittiğini hatırladığım için, unutuyorum bu evde olduğunu…

Kerem: Özür dilerim.

Zeynep: “Hı.hı… Affettim…” Öyle yapmacık bir ses tonuyla söyledim ki, Kerem’in canını yakmakla kalmayıp kendimi de tekrar paramparça ettim.

 Birkaç dakikalık sessizlikten sonra kitabımı tekrar elime almıştım ki…

Kerem: Zeynep?

 Söylemesi için kafamı kitaptan tekrar kaldırıp tekrar Kerem’e baktım.

Kerem: Barışların nerede olduğunu biliyor musun?

Zeynep: Dolabın üzerine bizim için bir not bırakmışlar eğer okursan anlarsın. Belki de giderken açıklama yapmanın ne demek olduğunu bilmediğinden anlamazsın…

 Kerem’in cevap vermesini beklemeden kitabı da alıp odama çıktım, yatağıma uzanıp elimi kalbimin üzerine koydum hala onu gördüğümde, konuştuğumda ilk günkü kadar heyecanlanıyordum. Aşağıda o kadar zor tuttum ki kendimi… Burnum onun kokusuyla dolarken ona sarılamamak o kadar zor ki…

-

Kerem’in ağzından

Zeynep’le konuşabilmek için iyi bir bahaneye ihtiyacım vardı… Masayı hazırlayıp göz gezdirdim… “ vay be ben neymişim” şimdi sıra Zeynep hanımı ikna edip kahvaltıya indirmeye geldi… Derin bir nefes alıp tüm cesaretimi topladım…

Kerem: Zeynep gelebilir miyim?

Zeynep: Gel…

Kapının yanında dikilen Kerem’e baktığımda sanki bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi… Kerem’in haline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Zeynep: Söyle Kerem.

Kerem: A. Iı… Kahvaltı edelim.

 Kaşlarımı havaya kaldırarak yavaşça kalktım yatağımdan, Kerem’in gözlerinin içerisine bakarak yanına yaklaştım.

Aşık OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin