????????????????????????????
Adım attı. Sağlam bastı.
Bastığı yerin canı acıyor, kadının yürüyebilmesi için fırsat tanıyordu.
Kadın, gözlerini gezdirdi, büyük bahçede duranlarda. Attığı adımlar onu konağın kapısına sürüklüyordu.
Adım attı, acı k...
(RU-LE YARE. BU ŞARKIYLA DİNLEYİN DERİM. MULTİDE VAR)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
5 hafta SONRA
Kadın önünde ki dosyaları bir araya getirmiş ve masanın üzerinde yığınla duran dosyaların üzerine yerleştirmişti.
Bugün son günüydü!
Her son gibi yüreğini bir kırılmışlık kaplamıştı. Siyah bir takım elbisenin içindeyken, yüzü giydiği kıyafet gibi ciddi, saçları üzerindekiler gibi düz ve ensesinde toplanmıştı.
Parmağındaki yüzük çoktan ağırlığıyla yer edinmiş, güneşte kaldığı süre zarfı içinde yüzüğün yuvası bildiği alan beyaz kalmıştı.
Ayağa kalkarak eşyalarını toplamaya başladı , herşeyin başladığı yerde şimdi herşey bitiyordu. Eli masada duran, abisiyle yüz yüze olduğu ve abisinden son kalan fotoğrafa uzandı. Sidar ile kendi fotoğrafına. Gamzeleri belliydi iki kardeşin.
İkisinin yüzü yapışık ışıldayan gözlerle bakıyorlardı ekrana. Boğazındaki acıyı yutmaya çalıştı. Topladığı eşyaları koyduğu kutuyu eline aldı ve kapıya yöneldi.
Arkasını döndü.
Duvarlara baktı!
Hayatına baktı!
Abisinin ölmeden önce oturduğu koltuğa baktı. Ne sevinçlere şahit olmuştu dört duvar.
Gözleri doldu ve sessiz çığlığı doldurdu dudaklarını;
"Nerede kaldın Sidar!"
Gözleri aklı ve tüm benliği geçmişe gitmişken, sadece bedeniydi nefes alan, soluyan, susan..
Annesini hatırlamıyordu ama o günü hiç unutmuyordu
19 yıl önce
"Siday neden ağlıyosun?" Kız kardeşine baktı adam. Küçücük bir çocukken kocaman adama dönmüştü bir günde. Gözyaşlarını tutamıyordu. Tutsa yanıyordu.
Erkek adam ağlarmıydı?
Ağlardı!
Öyle içten, öyle derinden ağlardı ki çoğu insan gözyaşlarından utanırdı.