Eymen tamamen uyumuş olacak sanırım. Ben hâlâ düşünüyorum. Aslında düşünmek istemiyorum, istediğim Eymen'in kolları arasında kokusunu soluyarak rahatça uyumak. Ama bu çocuğu tanımıyordum. Gerçekten deli olup olmadığını bilmiyordum. Yo, hayır. Deli olsa gözlerinden anlardım. Sonuçta onu tanımıyordum. Ama nedense içimde sonsuz bir huzur vardı.
Yavaş yavaş uyku göz kapaklarımı kapatırken bir ses duyup zıpladım. Eymen'e dönüp onu uyandıracakken uyanık olduğunu gördüm. Sus işareti yaptı. Daha sonra sesler kesildi.
"Eymen" diye fısıldadım sessizce. "Bir şey yok. Uyu hadi, ben burdayım. " dedi beni iyice kendine çekerek. Burnuma teninin zencefil kokusu dolarken kısa bir zamanda uykuya daldım.
Uyandığımda Eymen yanımda değildi. Çabuk panik yapan biri değildim, ama kaldığınız tımarhaneden kaçınca haliyle panik yapıyordunuz.
"Eymen" diye seslendim ama ses gelmedi. Bağırsaklarım bana ihanet edince Eymen'i aramayı bırakıp lavabonun yolunu tuttum. Kapıyı açmamla Eymen'in küvette ki çıplak bedenini görmem bir oldu. Hemen kapıyı kapattım ve utançtan titreyen sesimle "Özür dilerim, biraz acele edersen sevinirim." dedim. Ses gelmeyince tekrar "Eymeen, iyi misin, ses ver." diye seslendim. Ama yine ses gelmedi. "Ses ver yoksa 3'e kadar sayıp içeri girerim." iyice korkmaya başladım. Sonra saymaya başladım;
"1"
"2"
"Bak Eymen şakaysa komik değil. 3''e az kaldı. "
"3! Tamam giriyorum."
Kapıyı açtım ve Eymen'e doğru yaklaştım. Olduğu gibi hareketsiz yatıyordu. Hemen yanına koştum. Alt tarafına bakmamaya özen gösterdim. Onu dürttüm ama uyanmadı. Nabzı atıyordu. Hemen başımı göğüsüne koyup kalp atışlarını dinledim, çok yavaştı. Hemen havluyu aldım ve onu küvetten çıkararak bedenini sardım.
"Eymen!"diye bağırıp onu iyice dürttüm. Yavaşça gözlerini açtı ve doğruldu. Doğrulunca üstündeki havlu belinin biraz daha altını belli edecek şekilde düştü. Kızarmış olacağım ki Eymen hemen anlayıp havluyu çekti. "Beni çok korkuttun aptal! Çok." diye haykırırken gözlerimden istemsizce yaşlar akmaya başladı. Eymen bana hemen sarılıp saçlarımı okşamaya başlarken göz yaşlarımı durduramadım.
Bir süre sonra artık ağlamayı durduğumda Eymen beni bırakıp üstünü giyindi ve dışarı çıktı. O gelene kadar bende temizlik yapıyordum ki küvetin içinde bir şırınga buldum.
Eymen dışarıdan geldi ve biraz yemek getirdi. Açıkçası sadece patates kızartması olmasına rağmen 7 sene sonra yediğim en güzel yemekti. Yemekten sonra Eymen tam dışarı çıkacakken onu durdurdum.
"Bir sorun mu var?"
"Hemde büyük bir sorun Eymen. "
Eymen köpük yeşili gözlerini şaşkınlıkla bana çevirdi ama etkilenmeme rağmen ifademi değiştirmedim. Eymen yanıma yaklaşıp odanın ortasındaki yatağa oturdu ve bende karşısına oturdum.
"Eymen," deyip şırıngayı çıkardım. "Bu da neyin nesi?" korku sardı yemyeşil gözlerini.
"Efsun, ver onu. Önemli değil. " dedi bana ve elimden çekiştirdi. Ama ben bunu halletmeden meseleyi kapatacak biri değilim. Çekiştirip alamaması sonucu elimde kalan yarı dolu şırıngaya bakıp Eymen'e döndüm.
"Önemli değilse kalanını kendime enjekte etmemde sorun olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELI
ParanormalTımarhanede hayatta kalmaya ve bunu ona yapanlardan intikamını almaya çalışan bir kız.