FINAL BÖLÜM 1; Eski ev

92 6 0
                                    

Gitmeliyim.

Saati göze almadan yine Mete'nin bana aldıklarından bir Doctor Who tshirtü ve yine onun dolabından gelişigüzel bir kot aldım. Silahı ararken karıştırmadığım kadar çok çekmece açtım. Mete'nin çekmecesinde kırmızı bir kutu buldum. İçinden bir yüzük çıktı. Parıldayan bir yüzük. Hemen yerine koyup kapattım ve alt raftan silahı alıp sakladım. Üstüme yine yine Mete'nin ona bile büyük gelen siyah kapşonlusunu aldım. Içeriye geçtim bir kagit ve kalem buldum.

"Yeniden seninle olmak çok güzeldi umarım beni unutmazsın."

Başka bir kağıt daha buldum.

"Seni tanımak hayatımdaki her şeyi değiştirdi. Iyi ki tanımışım seni. Ama bu bir veda. Hoşçakal."

İçim rahat gidebilir miydim bilmiyorum. Yapmak zorunda olduğum şeyi biliyorum.

Yolu zor bulsamda hatırladım. Hava çoktan kararmıştı ama ışık yanıyordu. Bahçe kapısının üstünden atladım ve çileklerin arasına düştüm ama hemen toparlanıp arkaya doğru yürümeye başladım. Kapıyı biraz yokladıktan sonra buldum. Açmaya çalıştım ama sıkışmıştı. En sonunda tekme attım ve kapı açıldı. Sesi çok çıkmıştı ama kimsenin umrunda değildi. İstanbul burası sonuçta. Içeriye girmeye çalıştım. İçerisi hep doluydu. Anılarımızı düşündüm. Mete'yi burda ilk öpüşüm, onun ilk elimi tutuşu. Istemsiz gülümsedim. Örümcek ağlarının arasından zar zor geçip odaya girdim.

Oda benim eski odama çıkıyordu. Şimdi burası benim odam değildi. Işığı kapalıdı ama eşyalar vardı. Sessizce emekleyerek salona doğru geçtim. Koltukların arkasına saklandım. Ikiside aynı koltukta oturmuş öpüşüyor bir yandan da yiyişiyorlardı. Ikisinin ortasına silahımı dayayıp şapkayı açtım.

"Eğlencenizi böldüğüm için özür dilerim." sırıttım.

"Efsun!" dediği an silahı onun kafasına dayadım. Adam hemen koltuktan kalktı.

"Ee bir acı kahvenizi içerim artık." deyip silahın hizasını bozmadan kadının yanına oturdum.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu ha?" ikisindende çıt çıkmıyordu.

"ANNE kahve yapmayacak mısın?" hâlâ oturuyordum

"Eee hadiii?" diye bağırınca birden sıçradı ve kocasının yanından geçerek mutfağa gitti. Koltukta oturuyordum ve adama karşı silahı çevirmiştim.

"Babacığım, oturmaz mısın? " gözlerimi kırpıştırdım. Yanıma gelirken silahı geldiği yöne çeviriyordum. Yanıma oturduğunda annem içeriden kahveyi getirdi.

"Masaya bırak. "

"Sen nasıl çıktın? Doğru konuş, annenim ben senin."

"Beni tımarhaneye kapatan annem."

"Efsun-"

"Kes!" diye bağırdığım anda bir bebek ağlaması duyuldu. Anneme döndüm.

"Onu al ve gel." silahı adama tekrar doğrulttum. İçeriden mavi battaniyeyle bir bebek getirdi. Ağlıyordu. Ona baktım. Silahı yere indirdim.

"Canınız cehenneme." deyip hızla çıktım. Ön kapıdan çıktım ve Mete'yle çarpıştım.

"Efsun ne oldu? Iyi misin?"

"Mete lütfen götür beni."

"Tamam sakin ol." deyip beni biraz uzaklaştırdı ve motora bindirip deniz kenarına götürdü. Bir banka otururken ben Mete'ye yaslanıyordum. Ikimizde oturduk ve ben başımı omzuna koyup ellerimi yumruk yapıp göğüsüne koydum. O da belime sarılıp başını başıma koydu. Bir süre konuşmadık. Onun muhteşem kokusunu içime çektim. Kokusu değişmişti, vanilya kokuyordu. Sessizliği bozan o oldu.

"Iyi misin? "

"Sanırım. Bana iyi geliyorsun." gözlerimi kapattım.

"Eymen nerede?"

"Gitti."

"Nereye?"

"Bilmiyorum. Ama gelmeyecek." kafamı bir an kaldırıp yüzüne baktım ama yine aynı pozisyona geldik. Yaklaşık 10 dakika sonra beni doğrulttu. Ayağa kalkıp elimi tuttu ve beni de kaldırdı. Daha sonra tek ayağının üstüne çöktü.

"Mete ne oluy-"

"Beni dinle." deyip cebinden Tardis şeklinde bir kutu çıkardı. İçini açtı ve o yüzük çıktı.

"Nasıl yapacağım bilmiyorum. Seni bekledim Efsun. Seni onca sene sevdim Efsun. Artık büyüdük. Hata olduğunu düşündük ama benim oldun. Hataydıda ama benim için muhteşemdi. Beni ilk öpen, ilk elimi tutup sarılan, ilk Matematik çalıştıran sendin. Önümüzdeki 50-60 sene işin yoksa benimle geçirir misin?  Efsun, benimle evlenir misin? " diye sorup parmağıma taktı yüzüğü. Cevabım yıllar önceden belliydi.

"Evet."

DELIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin