Bölüm5; Beraber

393 14 0
                                    

"Eymen bu da ne demek oluyor? Ne dediğinin farkında mısın?"

"Hani tek bir soruydu ama?"

"Bu önemli. "

"Şu demek oluyor, çoğu insanı tanıyorum ve senden daha hızlı koşuyorum. Ha birde, yolları biliyorum. " pis pis sırıtırken onu hızlıca ittim ama bir adım kımıldadı.

Kapıya gidip çıkmak için yöneldim. Ama beni tuttu ve çıkmamam için önümü kesti.

"Burda mı kalacağız?"

"Evet sorun mu var?"

"Tek yatak var ya, kötü hissettim. " dedim açıkça. Ama Eymen kahkaha krizine girdi.

"Komik olan ne?"

"Beni tanımadan benimle aynı yatakta sarılıp uyuyabiliyorsun, hemde tımarhaneye kapatıldığım halde." daha çok gülüp sözüne devam etti;

"Ama şırıngayı görünce içinde ne olduğunu bilmediğin halde benden korktun. Gerçekten komik."

Haklıydı. Bunu istemsiz yapmıştım ve hiç böyle düşünmemiştim ama oldu bir kere. Göz yaşlarım yanağıma gelene kadar ağladığımı fark etmedim. Eymen bana daha çok yaklaştı. Yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözlerimi sildi. Birden gözlerim karardı ve dengemi sağlayamayıp düşecek gibi oldum ama Eymen beni sıkıca kavradı. Eh, açlık ve yorgunluk üstüne göz yaşı ve çaresizlik gelince bu çokta garip değildi.

Eymen beni belimden tutup yatağa götürünce karşı koymadım ve başımı yastığa koydum. Eymen anlamış olacak ki sadece saçlarımı okşadı, daha rahat uyumam ve gerginliğimi atmam için diye düşündüğüm amacıyla bir şarkı mırıldandı.

Kırıklarını aldırdım kalbimin,

Zırhımı çıkarttım astım fortmantoya

Güzel vücutlar boş suratlar

Benimse yenmiş tırnaklarım,

Titrek ellerim var.

Evet dedi ben de seni aldattım

Bir kez de değil üstelik

Çünkü beni çok kanattın

Çok sevdiğim bir yalandın

Gönülçelen gönülçelen

Aynı anda utanmadan

Hem kırıcı hem kırılgan

Yordun beni gönülçelen

Gönülçelen gönülçelen

Biraz gerçek biraz yalan

Hem yarabandım hem yaram

Bitsin artık gönülçelen

           ***************

Huzurlu ve sakin uykumu bozan Eymen'in sesi olmuştu. Titriyordu. Ama normal titreme değil, sanırım....Eymen.....

Kriz geçiriyor.

Ne yapacağımı şaşırdım ve gördüğüm içi şarap diye düşündüğüm bir sıvı yarıya dolu olan bardağı yüzüne döktüm. Ama işe yaramdı. Tek çare doktora gitmekti. Odadan çıkıp kapıya gittim ve barmenin orda olduğunu görüp yardım istedim. Görünce beni kolumdan süreyerek odanın dışına attı. "Burda kal."

Eymen'i merak ediyordum ama bu onun için önemli olabilirdi. Barmen çıkana kadar yerine ben baktım ve barmen gelince direk onu soru yağmuruna tuttum.

"O artık iyi. Git kendin bak."

Iyi fikirdi. Odun herif.

Odaya girip Eymen'i iyi görünce sevindim. Koluna bir şey enjekte etmiş olacak ki gözleri kıpkırmızı ve koluda mosmordu.

"sen." diyebildim.

"neden bana bunu yaptın Eymen? Çok endişelendim. Ya gitseydin? Ya bir şey olsaydı. Canın çok yandı mı? "

"Bir şey olmadı sonuçta. Emin ol dün benden kaçamakla daha büyük bir acı yaşattın bana."

Haklıydı. Ona sıkıca sarıldım ama tepki vermedi. Daha fazla sıkınca morlaşmayan kolunu belime doladı.

"Eymen şimdi ne olacak?  Her iki durumda. "

"Yurtdışına kaçacağız. Diğerini merak etme, alışkanlık."

"Ama." itiraz önemli değildi. Lafımı tamamlamadım.

Eymen'in kırmızı gözleri eski renginde değildi. çocuk bu halde bile seksiydi. Kendi kendime kıkırdadım.

"Komik olan ne?"

"Bu halde bile hoşsun."

Ahh kahretsin yakışıklılık bakışı attı. Sonra dahada kıkırdadım be beraber gülmeye başladık. Gamzeleri olduğunu fark etmemiştim.

"Bilet parası bende var, orada iş bulmamız lazım. Daha önceden halledilen şeyler var. Senden bir adım öndeyim demiştim." Gülümsedi.

"Ve canım, yarın gidiyoruz."

Bende ona gülümsedi ve bu tehlikeli çocuğa kendimi teslim ettim. Tehlikeli ama kaçışı olmayan. Ve artık onunla beraber yola çıkmıştık.

Beraber.

DELIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin