Merhaba tekrar. Söz verdiğim gibi bu hafta tatilim olduğu için iki bölüm yayımlayacağım demiştim. Çok olaylar oldu aslında yazamayacaktım ama şu an bu noktadayız. Yazarken en çok zorlandığım bölüm bu oldu sanırım. Yorumlarınızı bekliyorum :)
Hiçbir şey yokmuş gibi yavaş yavaş yürümeye başladım. Kapıdan adımımı attığımda Eymen kolumdan tutup beni kendine doğru çekmişti. Ama o afalladığından mı yoksa benim o an ki şaşkınlığımdanmıdır bilemem, kolumu ondan kurtarabildim ve yine hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ettim. Eymen arkamdan gelmeye devam ediyordu. Bir yandanda bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama onu dinlemeyerek başka şeyler düşünüyordum.
Acaba gökyüzü ne kadar uzak?
Eymen yine pes etmedi ve gelmeye devam etti. Yanımdan yürümeye devam ediyordu. Her an koşup onu geride bırakabilirdim. O zaman yine o kıza giderdi belkide. Pes edip deniz kıyısında bir banka oturdum. Eymen'de yanıma oturdu ama ben şu an denizi izleyip ailemi öldürüp sonrada kaçtığım için yine tımarhaneye tıkılacağımın hayalini kuruyordum. Ne büyük zevkti. Onlarsız yaşamaya alışmıştım gerçi ama Eymen olmadan yaşamak? Tabii yaşarım. Bu zamana kadar Eymen falan mı vardı. Mete'de var. Kız arkadaşı var mı yok mu bilemedim gerçi. Kız arkadaşı beni ister mi? Istemese bile o ister ama onların mutluluklarına ben engel olmak istemem. Yanımda oturup denize bakan Eymen'e baktım.
"Eymen, git."
"Ama.Ef-"
"Git." bunu tok bir sesle söylemiştim.
"Gitmiyorum. Ne yapacaksın?" dediği an cebimden telefonu çıkardım. Kapağını açıp Mete'nin dediği Emre'yi aradım. Telefonu sesinden anladığım kadarıyla yaklaşık Mete'nin yaşlarında bir çocuk açmıştı.
"Alooooooooo?" dedi o ses.
"Öhm. Şey bu numaradan ona ulaşabileceğimi söyledi. " dediğimde arkadan
"Oğlum Mete kalk al şu telefonu lan" diye bir ses geldi. Ardından Mete'nin sesi geldi.
"Efsun nerdesin?"
"Bıraktığın yere yakın deniz kıyısında bir banktayım." dedim. Eymen bön bön bana bakıyordu.
"5 dakikaya oradayım. " dedi sesinde endişeyle ve kapattı.
"Efsun açıklamama izin ver."
"Eymen. " dedim benim bile tanımadığım sesimle."Açıklanacak bir şeyi yok. Sende erkeksin. Hayatınızın bağlı olduğu şeyler belirli. Yiyecek, futbol, saçlarınız ve seks. " Ben seks derken Eymen'in suratı garip bir hal aldı. Başka zaman olsa kıkır kıkır gülerdim.
"Efsun ben seni seviyorum, o sadece bir fahişe. Seni onunla görünce çok kıskandım."
"Sorabilirdin değil mi? " dediğim an motor sesi duyuldu ve Mete'nin mavi gözlerini gördüm. Ardından Eymen'in yeşil gözlerini. Mete'ye yaklaştım ve ince deri ceketini çıkarınca bana sarmasına izin verdim. Yedek kaskı başıma taktı ve Eymen'i kenara çekip bir şeyler söyledi. Eymen elini yumruk yaptı ama Mete takmadı bile. Banada bir şey demeden motora oturdu, benimde oturmamı bekledi. Ona sarıldım ve gazladı. Çok değil, bir kaç metre sonra durdu. Eymen'in bizi göremeyeceği mesafeydi.
"Gitmek istediğin bir yer var mı? " dedi Mete sakince.
"İçmek istiyorum. Hayır nasıl bir şey bilmiyorum ama şu an içmek istiyorum. Beni kırma."
"Eve gitmek ister misin? Ama yalnız yaşıyorum."
"Evinde içki varsa durma bile." dedim ve yaklaşık 15 dakika sonra evdeydik.
Buldugum ilk koltuğa attım kendimi. Cidden attım yani. Saçlarım koltuktan sarkıyordu, bir bacağım koltuğun tepesinde, diğeri alt kolundaydı. T-shirtümün önü hafif inmişti.
"Mete hadi getir şu zıkkımı hadi!"
"Ne sabırsız çıktın be kızım." deyince hıı gibi garip bir ses çıkardım. Mete elinde iki cam kadeh ve bir şişe birayla geldi.
"Höst. Kalk bakalım. Kapat şu dekolteni, bizde erkeğiz heralde." bu sefer kıkırdamıştım. Kafamla doldur der gibi yaptım ve Mete hemen doldurdu. Kafama dikince o muhteşem tat boğazımı yaktı ve başıma ağır bir bıçak saplandı sanki. Ama muhteşemdi. İhtiyacım olan buydu.
"Ilk içişin galiba? "
"O kadar mı bel"tamamlayamadan öksürük krizine girdim. Genzime kaçmıştı.
"O kadar belli yaaa."
"Yaaaaaa lama bana." dedim.
"Sarhoş oldun bile. Hadi bırakta uyu." deyince ellerimi oturduğu yerin iki yanına koydum oturmadım ama üstünde sayılırdım. Kıpkırmızı ince dudaklarına yaklaşıp bir öpücük kondurdum. Beni belimden çekip eski yerime oturttu.
"Sarhoşsun resmen. Yat şuraya uyu. Yok sana içki." dedi. Içeriye gitti ve mavi bir pike getirdi. Üstüme örttü iyi geceler diledi ve ışıkları kapatarak odayı topladı.
Uyandığımda başımdaki ağrı o kadar yoğun değildi. Etrafa baktım ama hava aydınlanmamıştı. Doğrulup Mete'nin yatak odasına girdim.
"Efsun?" dedi hemen.
"Çok hafif bir uykun var. Her zaman öyle olmuştu zaten."
"Iyi değilsin. Yat şurda içeriye gidiyorum. " dedi ama kapıya geldiği an onu yatağa ittim. Aslında etkilenmezdi ama hem yatağın kapıya yakın oluşu hemde yeni uyanmış olmasıyla ikimizde yatağa düştük. Bir süre bana öyle baktı.
"Sana şu dekolteni kapat dedim." deyince kahkaha atıp dudaklarına bir öpücük daha kondurdum. Ilk öpücüğüm diyemeyeceğim çünkü küçükkende onu öperdim. Daha çocuktuk yahu. Öpüşme denemez zaten buna.
"Efsun pişman olacaksın. Tam kendimde değilim. Sen zaten başlı başına sarhoşsun." beni kaldırıp ayağa kalkmaya çalıştı ama kendimi geriye attım. Şimdi tam yataktaydık ve onu kendime çekiyordum.
"Pişman olmam." kendine engel olmak için çok direndi ama benim istediğim oldu. Düzgünce yatağa yattık ve kendimi ona bıraktım.
"Pişman olacaksın."
"Sen onu bana bırak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELI
ParanormalTımarhanede hayatta kalmaya ve bunu ona yapanlardan intikamını almaya çalışan bir kız.