Bölüm 10; Aptal Eymen!

321 13 0
                                    

Bu bölüme kendimden çok sey kattım, normalde Cuma günleri yayınlayacaktım hikayeyi ama Cuma gününe 50 dakika var. Ve biraz hastayım. Umarım beğenirsiniz.

Ölmek nasıl bir şey? Öldükten sonra ruhlarımız ölüyor mudur? Öldükten sonra Eymen beni hatırlar mı? Sever mi beni? Küçükken oyun arkadaşım vardı. Kaybettiğim kardeşimin hep başka bir bedende beni bulacağını söylerdi. Ona inanırdım hep. Eymen'e gönderilecek miydi ruhum başka bedende? Belkide ailem bu saçmalıklar yüzünden vazgeçti benden. Çünkü onların içinde olmayan sevgiyi minicik yüreğime katıp yaşattım ben, şimdi bunlar saçma geliyor nereden bilecektim ki küçücüktüm o zaman. Okula gidiyor muydum acaba? Çok zaman oldu. Kafamda kendi düşüncelerimle boğuşurken kapkaranlık bir yerde bana seslenen cılız bir ses geliyordu. Eymen'di. Bu zamana kadar hayatıma girip sevgi boşluğunu dolduran tek kişi. Bazen bekçinin içkilerini çalardım  arasıra onlarda iyi gelirdi. Artık içkiye ihtiyacım yok Eymen var. Karanlık yerde Eymen'in sesi git gide uzaklaşıyor ve ben karnımda tarif edilemez bir acı hissediyorum. Karanlık daha fazla çökerken Eymen'den daha büyük bir çığlık kopuyor ve ben yolumu kaybetmiş gibi sesi arıyorum. Ama ayaklarım benden bağımsız sesin tam tersine gidiyor ya da bir şey beni oraya çekiyor. Cılız bir sesle "Elveda Eymen, hayatıma girdiğin için teşekkür ederim" diyorum ama sesim ne kadar çıkıyor bilinmez. Sanırım ölmek böyle oluyor. Ama içimde mutluluk var. En son gördüğüm Eymen'in yemyeşil gözleri, yüzündeki benleri ve buğday teni. En son duyduğum benim adımı haykıran sesi. En son kokladığım Eymen'in mis gibi teni. Dudaklarımda Eymen'in dudaklarının izi. Ölüyorum belki, belkide bunlar rüya. Ama ölüyorsamda mutluyum, ya da öyle hissediyorum. Ölümden korkmadım bunca zaman. Ama şimdi korkuyorum. Eymen'den uzak kalmaktan korkuyorum. Onun lavanta gibi evet lavanta gibi olan mis kokusunu bir daha içime çeke çeke uyuyamamaktan korkuyorum. Hep böyle olmaz mı?  Gözlerimin kapalı olduğunu hissedebiliyorum sanırım. Eymen'i son defa daha görmek istiyorum. Tam kendimi biraz hisseder gibi olurken yine Eymen'in çığlık çığlığa ama cılız gelen sesini duydum. Bana yön vermek ister gibi daha çok bağırmaya başladı. Onu takip etmek istiyorum. Ona ulaşmak istiyorum. Daha sonra her şey dahada karardı. Ve Eymen'in cılız gelen seside kayboldu.

Gözlerimi bembeyaz bir odada açtım.Tam yanımda Eymen başını eğmiş ağlıyor ve söyleniyordu. Karnımda çok büyük bir acı vardı ama fiziksel acıya zaten alışık olduğum için fazla etki etmiyordu bana. Eymen'in tuttuğu elimi elinden çekip yanağına dokundum -ki kesinlikle kıpkırmızı olmuştum ilkelerime kadar hissediyorum- ve gözleri sildim. Eymen hemen başını kaldırdı ve "Sevdiğim insana bile sahip çıkamadım." diyerek ağlamaya devam etti. "Eymen" dedim yavaşça ve devam ettim. Önce doğrulmaya çalıştım ama karnıma artık dayanamayacağım bir ağrı girince vazgeçtim ve Eymen'e dönüp "Bana yardım eder misin? " dedim en tatlı ses tonumla. Yüzünde her ne kadar doktor gibi dinlen kalkma dermişcesine bir hava olmasının aksine bana doğru yaklaşarak doğrulmama yardım etti. Tam elini sırtımdan çekecekken ona sarıldım. Ne zamandır burdayım ne oldu burası neresi hiç bilmiyorum.  Umrumda değil. Tek istediğim Eymen'in kokusunu duymaktı. Yüzümü boyun girintisine gömdüm. Hâlâ azda olsa iş gören elimi saçına geçirdim. "Artık biliyorum, lavanta gibi kokuyorsun." dedim ağlamaklı ses tonumla. "Bu kokuyu tanıyorum artık." dedim artık göz yaşlarıma hakim olamayarak. "Sonsuza kadar duymak istiyorum bu kokuyu Eymen. " Eymen tepki vermiyordu. Sırtımdaki elleri düşmüştü. O tepki vermeyince hafifçe saçlarını çektim. Ama en ufak etkisi olmadı onun üzerinde. "Aptal Eymen! " diye bağırdım ve göz yaşlarım daha şiddetli akmaya başladı. Tam artık onu bırakacakken konuştu;

"Aptal Eymen." sesi dahada ağlamaklı çıktı. Boynundaki yüzümü kaldırdım ve sağlam elimi saçlarından çekip gözlerinden yanaklarına ulaşan damlaları sildim. Eymen elimi öptü. Bu sefer omzuma o başını gömdü. Saçlarını okşadım kendine gelene kadar sesimi çıkarmadan. Halimden memnundum.

Eymen nihayet kendine gelince ona "Şu an nerdeyiz?" diye sordum artık sesim düzelirken.

"Hastanedeyiz. Henüz burada kayıp ilanlarımız yok."

"Bana ne oldu?" diye sordum karnıma bakarak.

"Silahla oldu. O kadın yaptırdı."

"Korkunçlu karı mı? " olamaz. Hayır bunu söylememiş olayım. Ama kesinlikle söylemişim ki Eymen kahkaha attı.

"Sanırım. Üzgünüm seni koruyamadım." deyince yüzüm kızararak ona tekrar sokuldum ve

"Seni kaybetmekten çok korktum Eymen." dedim yine gözlerimden yaşlar alarak. O da bana sokuldu ve yatıştırmak ister gibi saçlarımı okaşamaya başladı.

"Tamam geçti. "

DELIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin