Merhaba arkadaşlar. Öncelikle sizinle ''Mete'' karakteri için multimedia paylaşmayı düşünmüştüm ama sorun çıktı, resmi yükleyemedim. Bugün içinde size resmiğ ulaştırmaya çalışacağım. Çok değişik bir bölüm oldu, içime pek sinmedi. umarım beğenirsiniz :)
Güneş ışıklarının yüzüme vurmasıyla uyandım. Güneş ışığını hiç sevmem. Zaten tımarhaneyede böyle katlanmıştım. Gözlerimi zar zor da olsa açtım. Başımda inanılmaz bir ağrı var. Ve yanımdaki Mete'yi fark ediyorum. Rüyamı görüyorum pardon? Mete. Bildiğin Mete bu. Hemen karşı odadaya geçip banyoya girdim. Zaten çıplaktım. Soyunmak için uğraş vermeme gerek kalmamıştı. Ben ne yaptım? Eymen'e ne diyeceğim? Ama o da bana yaptı. Ne yapacağım ben ya?
En sonunda tenim bile neredeyse buruşacak gibi hissettiğimde duştan çıkıp havluya sarındım. Kıyafetlerim odada kaldığı için tekrar odaya girdim. Kaçmayı düşünmüyordum asla. Oturup konuşacaktım Mete'yle. Odaya gittim ve yerdeki kıyafetlerimi aldım. İç çamaşırlarımı giydim. Aynı şeyi giymek istemediğim için dolabı açıp Mete'nin kokusunun sindiği siyaj bir tshirtü ve bana çok az bol gelen koyu lacivert bir şortu geçirdim.
Mete'nin yüzünü gömdüğünü görünce uyandığını düşünüp yatağa oturdum.
"Uyandığını biliyorum Mete."
"Özür dilerim Efsun. Çok çok özür dilerim."
"Senin hatan değildi. Ben özür dilerim." sesi garip gelen Mete'nin başını kaldırmaya çalıştım ama direndi. En sonunda pes edip başını kaldırdığında ağlıyordu. Bir erkek benim karşımda ağlıyordu. Yıllarca beni unutmayan biri. Karşımda. Ağlıyor. Başımı omzuna gömüp yüzündeki ellerimi göğüsüne koydum.
"Ağlama. Lütfen ağlama. Bana değer veren tek kişisin. Lütfen ağlama."
"Özür dilerim." dedi kısık ama hâlâ seksi olan sesiyle.
"Hadi bırak ağlamayı. Yaşamadık say. Bu arada bu tshirt artık benim. "
Ikimizde kahkaha attıktan sonra Mete banyoya girdi. Artık gitmeliydim. Bir kağıt ve kalem bulup mektup yazacaktım ama daha sonra not yazmanın daha mantıklı olduğuna karar verdim. Tam "Mete," yazdığım anda kapı zilinin sesiyle irkildim. Mete'ye seslenip kapıyı aç komutundan sonra gidip kapıyı açtım ve karşımda bana pişmanlıkla bakmakta olan yemyeşil gözleri gördüm.
Hemen onu içeriye çektim ve kapıyı itip sımsıkı sarıldım. Kokusu o kadar güzeldi ki. Onca karanlığın içinde bana umut olmuştu. Yıllarca annemi, kocasını öldürme hayali kurdum. Babamın mezarına bir kez olsun gitme hayali. Ondan sonra yine tımarhaneye dönerdim nasıl olsa. Ama şimdi Eymen var. Onun sıcaklığını hissediyorum. Ama verdiği değeri hissediyorum. Artık ne yapacağımı biliyorum. Eymen'le olacağım. Onunla evleneceğiz ve ona benzeyen bir oğlumuz olacak. Tımarhaneden kaçan bir anne ya da tımarhanede soluk alacak salak bir kız. Ne olursa olsun, dün ikimizde birbirimizi aldatmıştık ama şimdi ona sarılınca onsuz olamayacağımı anlıyorum.
Nihayet ondan kopup odaya geçebildik. Mete'de üstünü giyinmiş, ıslak saçlarla karşımızdaydı. Yine seksi gözüküyordu ama bunu zaten dün gece yeterince yaşamıştım, aman kalsın. Mete sakince olanları bir bir Eymen'e anlattı. Eymen bana doğru dönüp;
"Ikimizde suçluyuz sanırım. Özür dilerim." dedi ki banada bu düşüyordu.
"Özür dilerim."
"Beni affeder misin? "
"Sen beni affeder misin? " ah, tımarhanedr yapılan çeşit çeşit işkencelere alışılmıştımda bu fazlaydı yahu. Onu affettiğimi anlaması için yine kocaman sarıldım tabii oturduğu için bu biraz zor oldu. Onu seviyordum, kokusunu seviyordum. Her şeyini seviyordum.
Konuyu değiştirip anneme getirdim.
''Onların nerde olduğunu biliyorsun değil mi Mete?''
''Evet, ama emin misin?''
''Eymen, benimle misin?''
''Ben dünden seninleyim prenses, her konuda. HER'' ahh muzip tavırlar. Gözlerimi devirip Mete'ye döndüm.
''Sadece adresi versen yeter.''
Mete beni kıracak biri değildi, ama halledilmesi gereken önce ufak bir plan vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELI
ParanormalTımarhanede hayatta kalmaya ve bunu ona yapanlardan intikamını almaya çalışan bir kız.