DİŞLİ TAÇ ve KÖTÜ HABER

39 2 0
                                    

Harald ordusuyla arasındaki bağı kuvvetlendirmişti. Şuana kadar bir meydan savaşı olmamıştı. Küçük çaplı gece baskınları, lejyon kamplarını yok etme, ambar yakma, silah deposu yakma gibi işler dönüyordu. Her baskında Harald askerleriyle beraber çarpışıyor omuz omuza sırt sırta duruyorlardı. Ordusunda 2 bin okçu ve okçu birliğinin başında Rhaskos vardı. Rhaskos onurlu bir Kuzeyliydi. Köyünü elfler yakmıştı. Bu yüzden bu yola çıkmıştı. Piyadelerin toplam kuvveti 8000 kişiydi. 8000 kişiden 4000 i tek elli balta, kılıç, mızrak kullanıyordu. Diğer 4000 i ise savaş balyozu, ağır kılıç ve çift elli balta kullanıyordu. 4000 piyade ağır zırhlıydı. Piyadelerin başında Halfdan vardı. Hafdan'da bir Kuzeyli'ydi. Savaşa İmparatorluk'u bitirmek için katılmıştı. Halfdan esmer, onurlu, siyah saçlı, siyah gözlüydü. Boyu 1.70 lerdeydi ve evliydi. Eşi sarışın, mavi gözlü, Halfdan'ın omuzlarına geliyordu. İsmi Thyra'ydı. Halfdan ve Thyra birbirlerine sırılsıklam aşıklardı. Ama çok tartışıyorlardı ve bu tartışmalar genelde Thyra trip attıktan sonra Halfdan'ın özrüyle bitiyordu.
Harald'ın oğulları büyümüş 12 yaşına basmışlardı ve Harald'ın ordusundaydılar. Siegfrid savaş balyozu, Uthred sırtına bir kılıç ve bir hançer kullanıyordu. İkiside şimdiden ilk kellelerini almışlardı. Vincentius süvari birliğinin başındaydı. Süvariler kılıç taşıyorlardı. İstisna Vincentius iki kılıç kullanıyordu. Süvarilerin 200 ü ağır süvarilerdi. Ağır süvariler balta, uzun kılıç, kargı ve kalkan kullanırdı. Ulfric, Harald ve Vincentius'u Miğferyeli'ne çağırdı.
MİĞFERYELİ
Ulfric " Harald yeni çaylaklar gelecek onları eğitmeni istiyorum. Meşhur sözümüzü söyle eğitime başlamadan önce. Sizin için bir görevim var. Ama ordunuzu oraya götürmeyeceksiniz." dedi. Harald "Merak etme çaylaklardan bir canavar çıkaracağım. Görev nedir ?" diye sordu. Ulfric " Eski Skyrim Ulu Kralları'nın tacı olan Dişli Taç'ı ele geçireceksiniz. Galmar'la beraber gideceksiniz. Sizin dışınızda 50 kişi var. İkiniz tek başına bir ordusunuz zaten. Dişli Taç'ı bana getirin." dedi. Harald " Ben ve Vincentius, Metfunlara alışığız peki ya diğerleri alışabilecekler mi ? Birde bu taç nerede ?" sorularını sordu. Ulfric " Korvanjund'da. Eski bir Kuzeyli Höyüğü. Alışmaları gerekecek. Eğer askerlerin biri itaat etmezse öldürme yetkin var. Sana suçluları cezalandırma yetkisi veriyorum. Hırsız,katil, kaçak gördüğün zaman en yakın ağaçta sallandır veya kellesini al." Harald kafa salladı ve çıktı.
KORVANJUND
İmparatorluk askerleri dışarıda kamp yapmışlardı. 15 kişiydi. Galmar Harald'ın yanına geldi ve nasıl bir yol izleneceğini sordu. Galmar ayı gibi biriydi. Büyük bir baltası vardı ve İmparatorluk askeri öldüremediği zaman huysuzlanırdı. Harald " Ağaçların içinden ok atışı başlatıp kalbura çevirelim. Ne olduğunu anlamadan ölmüş olurlar." diye bir fikir attı ortaya. Galmar bu fikre uydu. Harald yayını ve oklarını aldı. Yayının kirişini taktı. Ok sadağını beline astı ve yaya ok yerleştirdi. Oku attı. Lejyonerin boğazını deşmişti. İmparatorluk askerleri ölmüştü. Sessizce höyükten içeri girdiler. Vincentius sırtına astığı iki kılıcını çekmişti. Harald kendi kılıcını ve tek elli baltasını eline aldı. Önlerinde askerler vardı. Ani bir saldırıyla hepsini öldürdüler. Mezar odalarından birine girdiler. Yerde metfun ve iki lejyoner yatıyordu. Metfun iki lejyoneri öldürmüş sonunda tekrar kendisi de ölmüş. Galmar dikkatli olma komutunu verdi. Bir tane levha vardı ki kapı açılmıyordu. Levhayı harekete geçirdiler kapı açıldı ama mezar taşlarından metfunlar çıkıyordu. Onları da hallettiler artık sıra taht odasındaydı. Şuana kadar 20 asker Sovengard'a göçmüştü.
Taht odası boştu. Hiç bir işaret yoktu. Bir tane taht ve tahtta oturan metfun vardı. Kafası öne eğikti. Vincentius taç diye seslendi ve tahtın yanına gitti ama oturan metfun ayaklandı. Mezar taşlarından metfunlar çıkmaya başladı.
Harald öğrendiği Thuum'larla metfunları indirmeye başlıyordu. Metfunları önce donduruyor sonra kılıcını saplıyordu. Harald'ın arkasından bir metfun geliyordu ve Harald farketmemişti. Vincentius Harald'a bağırdı ve kılıcını fırlattı. Harald kafasını eğdi ve kılıç metfunun kafasına saplandı. Böylece taçlı metfun ölmüştü. Harald tacı metfundan çıkardı. Galmar " Burası bizde. Yanına 10 kişi al ve doğru Miğferyeli'ne gidin." dedi.
MİĞFERYELİ
Harald ve Vincentius Dişli Taç'ı Ulfric'e teslim ettiler. Ulfric onlara ödül olarak 5'er kese altın verdi. Ulfric " Kampına git. Çaylaklar orada onları eğit."
HARALD'IN ASKERİ KAMPI
Harald çaylakları bir sıraya dizdi ve bağırarak şu soruyu sordu. " Ayaklarınızın altında ne yatıyor ?" Çaylağın biri toprak cevabını verdi. Harald " Cevap toprak değil. Cevap şu: Kutsal topraklar. Kanlı gözyaşıyla sulanmış topraklar. Bu sizin kanınız, sizin gözyaşınız. İmparatorluğun akıttığı kan sizin kanınız. Siz savaşmayı öğreneceksiniz ve sonra Sovengard'a gideceksiniz. Oradaki zafer şarkılarına eşlik edeceksiniz. Önce Ölüm'ü öğreneceksiniz. Siz, Skyrim için ölüyorsunuz. Çünkü Skyrim sizin eviniz, sizin yurdunuz. İnsan evini, ailesini, yurdunu terk etmez. Eğitim süreciniz 3 ay. Diğer generallerin 1 yılda tamamladığı eğitimi 3 ayda tamamlayacağız. Savaş alanında birer er, korkusuz birer savaşçı olacaksınız. Eğitim bittiğinde nasıl öldürüm ve nasıl ölürüm sorularını kendinize soracaksınız. Gece, gündüz,yağmur,kar, çamur demeden çalışacaksınız. Benimle beraber ölmeye var mısınız?" dedi. Bu sefer bütün ordu yumruklarını havaya savurup hep bir ağızdan naralar yükseldi.
Eğitim hemen başlamıştı. Thyra, Vincentius'un yanına geldi. " Harald önceden de böyle miydi ?" Vincentius " Büyük Savaş'ta babasını,ağabeyini ve dedesini elflere verdi. 7 yıl önce de gözleri önünde eşi Sura'nın ve kızı Freydis'in boğazını elfler kesti. Kolay şeyler değil bunlar. Bir Ejderdoğan için bile. Seni ve Halfdan'ı kardeşi gibi görüyor. Ona yakın davranın." dedi.
3 ay sonra
Eğitim bitmiş, gelen çaylaklar artık her biri insan gibi dövüşmüyordu. Birer canavar olmuşlardı. Ak Irmak'tan bir ulak geldi. " General Harald, Ak Irmak kuşatma altında. Mevkibeyi Balgruff yardımlarınızı istiyor." Harald " Ulfric'in haberi var mı ?" diye sordu. Ulak kafasını salladı. Ulfric'ten bir mektup gelmişti.
Sevgili Harald,
Ak Irmak'a gidip şehri kuşatan lejyonu bozguna uğrat. İster arkadan saldır, ister şehri savun. Sana 6 bin adam daha yolluyorum. Ak İrmak'a yakın bir askeri kamp var. Oradaki askerleri de yanına al ve bu işi bitir. Unutma Ak Irmak, Skyrim'in kalbi. Orayı sakın kaybetme.
Miğferyeli Mevkibeyi
Ulfric Fırtınapelerin
Harald, Vincentius, Rhaskos, Halfdan ve Thyra'yı çağırdı. Durumu anlattı. Tartıştılar. Kuşatmayı arkadan yaracaklardı. Karar verilmişti. Orada tek bir lejyoner bile sağ kalmayacaktı.

Buz Diyarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin