ISSIZKENT

28 2 6
                                    

Harald ve Ulfric, savaştan sonra meydandaki bütün lejyonerlerin kafalarını kestirttiler. 800 çuval kelle olmuştu. Kellelerle ilgili planları vardı.

Issızkent, Skyrim'in başkentiydi. Ulu Kral Troggy ölmeden önce şehri ve Skyrim'i yönetirdi. Ulfric elini kolunu sallaya sallaya Issızkent'e girmiş. Troggy taht odasındayken Thuum kullanmış, Troggy sersemleyince kılıcıyla Troggy'nin kalbine kılıcını sapladı ve yine elini kolunu sallaya sallaya çıktı. Troggy öldükten sonra şehrin yönetimini Troggy'in dulu Elisif üstlenmişti ve Skyrim Ulu Kraliçesi demişti kendisine. İmparator da buraya lejyon yollamıştı ve isyan çıkmıştı.

Şehrin önlerine geldiler ve şehir kuşatma altına alındı. Önceden gözcüler gece vakitleri yol boyunca imparatorluk lejyonerlerinin kafalarını kazıklara oturtmuşlardı. Tullius surlardaydı. Harald bağırdı " Tullius bu işi teke tek halledelim. Surların önüne gel ve onurunla öl korkak gibi ölme. Duvarlar seni koruyamayacak. Hem bak sana kimi getirdim." dedi. Eğerindeki çuvaldan Rikke'nin kellesini çıkardı. Ve kelleyi mancınığın birine koydu. Mancınığı şehre ateşledi. Kelle şehrin içindeydi. Tullius " Bugün ölmeyeceğim. Hepinizi öldüreceğim ama bugün ölmeyeceğim." dedi. Ulfric işareti verdi ve kelle dolu çuvallar mancınıklara konuldu. Şehrin içine binlerce kelle düştü. Tullius " Benden sana hediye. Sura'mın, Freydis'imin ve Siegfird'imin intikamı. Oluk oluk kan akacak bundan sonra." diye bağırdı. Tullius surlardan gitti.
Ulfric mancınıklara ateş emrini verdi. Surlar dövülüyordu. Şafakta başlamıştı surları dövme işi ve akşam üstüne kadar devam etmişti. Akşam üstü yan yana 3 duvar çöktü. Ulfric " İşte şehir orada, İmparatorluk orada. Şimdi Kuzeyli Kardeşlerim, Skyrim'in oğulları, Skyrim'in kızları bugün Sovengard sizin adınızı haykıracak. Bugün Sovengard'da sizin zafer şarkılarınız söylenecek." dedi ve devam etti. " Bırakın zayıf Elfler ve İmparatorluk insanları Kuzey diye inlesinler. Nidalarımız dağlara çarpsın yankılansın tüm Tamriel boyunca. Şimdi ZAFER YA DA SOVENGARD." dedikten sonra elinde kılıcı atını çökmüş duvardan geçirdi.

Harald 60 bin kişilik ordusunu hücuma geçirdi. Beyaz ve dişleri görünen kurt kırmızı zemin üzerine işlenmişti. Sancağı bu şekildeydi. Atının üstünden atladı. Sura'nın kılıcını ve kendi kılıcını çekmişti. Lejyonerin gözlerine iki kılıcını arkadan sapladı. İmparator koruması Tek Göz Barriston'u görmüştü. Kodrik Karstark'ın oğluyla dövüşüyordu. Torrhen Karstark,babasının en büyük oğluydu. Tek Göz Barriston, 3 krala hizmet etmişti. Troggy'nin babası Istlod, Troggy ve şimdide Elisif. Torrhen Karstark, Barriston'un hamlesini savuşturdu ve kılıcıyla göğsünü yardı. Harald içindeki ejderhayı serbest bıraktı. Vincentius kara kılıcını, Kral muhafızı Alethius'a atmıştı. Ulfric en önde kılıcıyla lejyonerin böğrünü deşerken " Geri çekilmek yok." diye kükredi. General Tullius kalesindeydi Harald bunu biliyordu. En ön safta Ulfric'i buldu. "Dour Kalesi'ne girmeliyiz." dedi. Ulfric kafasını salladı ve Dour Kalesi'ne kadar devam etti çatışma. Kale kapısının önünde Ulfric " Galmar yanına en iyi adamları al. Mevkibeyi Elisif'i istiyorum." dedi. Galmar yanına 10 asker aldı. Ulfric " Hadi şu işi bitirelim." dedi.

İçeride 4 muhafız vardı ama Tullius yoktu. 4 muhafızı katlettiler. Tullius kalenin diğer kapısından çıkmıştı. Ulfric orduya kesin emir vermişti. Emir şuydu: Tullius'u Harald öldürecekti. Ordu bekliyordu. Harald, Uthred ve Ulfric dışarı çıktı. Tullius sonunda " Biliyor musun Beyaz Kurt ? Aslında bu işi teke tek halledelim. Ben kazanırsam beni Cyrodiil'in başkenti Aşhai'ye yolluyacaksınız." dedi. Harald şeref sözü verdi ve kendi baltasını eline aldı. Tullius kılıcını çekti. Birbirleri etrafında dönmeye başladılar ve Tullius kılıcın sivri ucunu öne alarak koşmaya başladı. Ulfric baltasıyla gelen kılıcı havada hamle yaparak yere düşürdü ve Tullius'un kılıcını almasına izin verdi.

Tullius "Sura'nı, Freydis'ini, Siegfird'ini, babanı ve deden öldü." dedi ve kahkaha attı. Harald baltasını öyle bir savurdu ki Tullius kılıcıyla savuşturamadı. Darbe tam göğüs zırhını ikiye yarmıştı. Tullius ardı ardına hamleler gerçekleştirdi. Harald'ın kolunda derin bir kesik açıldı. Zırh giyiyor olmasına rağmen kolunda kesik vardı. Zırhı kahverengiydi. Zırhı ağır zırh değildi. Ne ağır zırhtı ne hafif zırh iki zırh türünün ortasındaydı. Zırhının ortasında gümüş plaka vardı. Beyaz kurt işlenmişti oraya. Harald kolunu tuttu ama kadim sesle konuştu. " Ben zaten ölüyüm Tullius. Sura'nın öldüğü gün Sura'yla beraber bende öldüm." dedi. Baltasını savurdu. Tullius takla attı ve Harald'ın bacağının arkasında kesik açtı. Harald kükredi. Tullius " Meşhur savaşçı Harald'ın yapacakları bu kadar mı ?" dedi küstahça. Tullius kılıcını savurdu ve Harald Ejderha ruhunun gücüyle tek bir hamlede çelik kılıcı ikiye ayırdı. Baltasını Tullius'un sağ göğsüne sapladı ve onu yere attı. Kemerinin arkasındaki hançerini çekti ve Tullius'un yüzüne defalarca hançerini sapladı. Tullius'un ruhu bedenini terk ettikten sonra bile hançerlemeye devam etti. Sonra hançerini Tullius'un kalbine sapladı. Baltasını Tullius'un sol göğsünden aldı ve ölü bedeninden kellesini aldı. Tullius'un saçlarından kellesini tutup " Savaş bitti." diye bağırdı. Bütün ordu naralar attı. Ulfric, Harald'ın yanına geldi. " Elisif'i ne yapacağız ?" diye sordu. Harald'ın ejderha gücü daha gitmemişti. " Kellesini al." dedi. Ulfric " Bir kadını öldürmem. Kan iddiası yok. Ben Ysagramor soyundanım. Onun bu iddiası yok. Sağ bırakacağım ayaklanmaya çalışırsa halledeceğim." dedi.

Ulfric " Konuşmaya gerek yok Yiğitlerim. Kılıçlarınız, baltalarınız konuştu bundan sonra ziyafet var. Mevkibeyi Elisif, Münazara Meclisi toplandığında beni destekleyecek misin ?" dedi. Elisif " Evet seni destekleyeceğim." dedi. Ulfric ziyafet emri verdi. Harald, Tullius'un mektuplarına ve defterlerine bakıyordu. Bir mektup gözüne çarptı.
General Tullius,
Kurt inine yaptığımız baskında Dişi Kurt Sura öldürüldü. Kan Kurdu'nun kızı yaşıyor ölmemiş. Onu rehin altında tutuyoruz. Belki Mevkibeyleri'ne karşı onu takas ederiz. Belki de öldürürüz. O şuan Thalmor Erçiliği'nde güvende ve iyi durumda. Bize etmediğini bırakmadı. 15 defa kaçma girişiminde bulundu. Toplam 40 asker öldürdü. Güvenlik önlemleri çok sıkı. Kimse giremez. Harald buraya saldırırsa kızının kellesini alır.
Elenwen, Aldmeri Dominyoluğu, Skyrim Elçisi

Kızı yaşıyordu. Hemen ziyafete gitti. Ulfric, mevki beyleri, komutanlar ve üst düzey askerler. Harald " Freydis'im yaşıyor. Kızım yaşıyor. Thalmor Elçiliği'nde tutuyorlarmış. Ulfric " Elçiliğe saldıralım." dedi. Harald " Apaçık bir saldırıda kızımın kellesini önüme yuvarlar. Gizlice gitmemiz gerek. Halfdan, Vincentius ve Rhaskos'u yanıma alır. Tünellerden gireriz elçiliğe. Hem bir dosyalarına bakarız. Ejderhalar hala tehditler." dedi ve ardından devam etti. " Uthred, Rorik'e dön orduyu oraya götür. Kız kardeşinle geri döneceğim." dedi. Atlarına binip yola koyuldular. Kızını elflere bırakmayacaktı.

Buz Diyarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin