Harald, Markarth Kuşatması'ndan sonra kampına gitti. Kampında her gün ağır talimler veriliyordu. Skyrim'de isyan şiddetlenmişti. Her gün daha çok Kuzeyli Ulfric'e katılıyordu ve kendilerine Skyrim'in Evlatları diyorlardı. Harald'ın babası zamanında bir sancağa sahipti. Kendisinin lordları vardı. Eskiden olan Rorik Köyü'nü önce bir ticaret kasabasına daha sonra bir şehre dönüştürmüştü. Kodrik Karstark, Goldir Glover, Eldjar Manderly, Jory Cerwyn, Irnskar Umber, Kjoric Tallhart, Richard Bolton, Bjarik Seaworth, Harkon Hornwood, Skulvar Flint zamanında babasının sancak beyleriydi. Artık İmparatorluk için çalışıyorlardı. Rorik geri alınmalıydı ama Issızkent'e(başkente) çok yakındı. Bu durum canını sıkıyordu. Issızkent'in Dour Kalesi'nde lejyonu yöneten General Tullius'u düşündükçe geriliyordu. Rorik kentini alabilirse bir mevkibeyi olabilirdi. Kendi askerleri ona yeterdi. 40 bin askeri vardı. Lordların askerleriyle toplam 60 bin askeri olurdu. Ulfric'in askerlerinin toplamından daha fazla. Bunları düşünürken Ulfric'ten mektup getirmişti ulak.
Sevgili Harald,
Morthal ve Seher Yıldızı'nın ele geçirmemiz lazım. Ondan sonra önce Rorik'e daha sonra Issızkent'e yürüyeceğiz. Oğlun Uthred'in Kral Muhafızı olmak istediğini işittim. Onu kabul ediyorum. Morthal ve Seher Yıldızı'nda çok adam yok. Galmar donanmayla gelecek. İkiside liman şehri ve çıkartmayla alınacak. Issızkent'ten General Tullius'un en iyi komutanı Rikke(rütbesi Legate) büyük bir orduyla seni karşılamaya geliyor. Oğlun Siegfrid komutasına 20 bin kişilik komuta veriyorum. Rorik önlerinde karşılasın. Rorik sancak beyleri sana yardım etmekten çekiniyorlar. Siegfrid artık bir komutan ona göre muamele yap oğluna. Uthred'i de muhafızım olarak kabul ediyorum.
Morthal ve Seher Yıldızı'ndan konuşacak olursak orduyu ikiye böl. Galmar'da öyle yapacak.
Ulfric Fırtınapelerin,
Miğferyeli MevkibeyiVay be. Oğlu sancak dalgalandıracaktı. Kendi sancağı kan kırmızısı üstüne beyaz kurt şeklindeydi. Zamanı geldiğinde oğullarından biri kendi sancağını devralıcaktı. Genelde arazide askerlerle beraber yemek yerdi ama bugün oğullarını karşısına alıp yemeğe öyle başladı. " Sizinle geleceğiniz hakkında konuşacağım. Uthred savaştan sonra Ulfric'in şahsi muhafızı olacaksın. Siegfrid artık sancağını alacaksın. 10 bin askerin emrinde. Uthred bu büyük bir onur. Evlenmeyeceksin. Ölümüne kadar devam edecek bir görev. Ulfric ve ailesini koruyacaksın. Vasiyetimden feragat edeceksin. Bu durumda varisim Siegfrid olucak." dedi. Kardeşlerin gözlerinin içi gülüyordu. Oğullarının neye dönüştüğünü görse mutlu olurdu Sura. Oğulları korkusuz birer yiğit olmuştu. Onlar gencecikti. Gençliğinin baharındaydılar. Harald çocukları doğduğu gün bir yemin etmişti. Kendi ömrünü çürüttüğü gibi savaş meydanında oğullarının ömrünün savaş alanında çürütmesine izin vermeyeceğine yemin etmişti ama kader ona bu yemini yerine getirtememişti. Sözüne devam etti. " Uthred, ordunun yarısını yanına al bir de Vincentius ve Rhaskos'u. Seher Yıldızı'na saldır. Siegfrid yanına Thyra'yı al. Rorik önlerine git, Rikke'nin ordusunu yen."
Seher Yıldızı
Seher Yıldızı bir liman şehriydi. Surları çok eskiydi. Liman şehrin içine uzanıyordu. Uthred " Koç başı kullanarak kapıları kırsak mı ?" diye sordu. Vincentius "Daha erken." dedi. Rhaskos " At arabası hazır. Kapıları kırıp içerdeki İmparatorluğu katledebiliriz." dedi. Uthred "At arabasını hazırlayın." dedi.Taktik şuydu. Önce ahşaptan yapılma üstü kapalı tekerlekli bir araba kapıya kadar götürülecekti. 2 tane demir uzun ok kapıya çekiçlerle saplanacaktı. Oklara uzun bir ipin ucu bağlanacaktı. İki kişi iplerle beraber ana orduya koşacaklar ipleri atlara bağlayacaklardı. Atlarda koşturtularak kapılar kırılacaktı.
Kapılar kırılmıştı. Uthred uzun kılıcı ve hançeriyle iş görüyordu. Kılıcını savurduğunda tek hamleyle kelle kopardı. Hançeriyle adamın gırtlağını kesti. Vincentius "Tıpkı annesine benziyor." diye düşündü. O arada 8 kişiyi kesmişti Vincentius. Rhaskos kılıcını çekip meydana daldı. Takla attı. Yerdeyken adamın ayağını kesti ve yere düşen adamın göğsüne kılıcını soktu. Galmar'ın birlikleri geldi ve şehir tamamen ele geçirildi. Mevkibeyi düşürülmüştü.
Morthal
Gece vaktiydi. Harald ve ordusu ormanın içinde bekliyordu. Surların bir kısmı depremde çökmüştü ve inşası sürüyordu. Liman yine şehrin içindeydi. Denizden bir boru sesi geldi. Galmar limana girmişti. Ve elinde kocaman iki eliyle tuttuğu baltası vardı. Harald " Harekete geçiyoruz. Hücum." diye bağırdı. Ormanın içinden 20 bin asker çıktı ve yıkık surun oradan girdiler. Lejyonerler ve şehir muhafızları direnmeye çalışıyorlardı. Ama sayı yetmiyordu.Harald kılıcını ve baltası elinde meydana atıldı. Halfdan onu takip etti. Halfdan kılıcı ve kalkanıyla saldırıyı püskürttü. Kalkanını adamın yüzüne gömdü. Kanlar içinde ölmüştü adam. Harald " Skyrim için." diye bağırdı. Harald baltasını lejyonerin karnına sapladı ve ensesine kılıcını sapladı. Galmar adamın kafasını çift başlı baltasıyla ikiye yardı. Yüzüne kan sıçramıştı ve Harald'a "İyi savaş." dedi. Ordu son askeri de öldürdüğünde Morthal ele geçirilmişti.
Rorik Önü
Siegfrid destek aldığı birlikleriyle Rorik'in gerisindeki ovada durdu. Dedesinin inşa ettiği şehir Skyrim'deki şehirler kadar görkemliydi. Ama önce Legate Rikke'nin ordusunu yenmeliydi.Siegfrid meydana ilerledi. Ve hücum emrini verdi. Savaşın başlangıcında herşey iyi gidiyordu. Siegfrid öldürdüğü her adamdan kırık kemik sesleri geliyordu. Arkadan aslan bayraklı bir ordu geliyordu. Elisif'in sancak beyi Erikur'un orduduydu. Siegfrid " Şerefsizler" diye bağırdı. Sonra " Zafer ya da Sovengard." diye bağırdı. Yandanda General Tullius'un kırmızı boğa sancağı görünüyordu. Lanet olası o da gelmişti. Siegfird güvendiği subaylarına bağırdı. "Ranmir sağ taraf senin. Jon sol tarafı tut."
Siegfrid'in ordusu 3 ordu arasında kalmıştı. Balyozunun dikenli yerini adamın göğsüne sapladı. Yerdeki mızrağı aldı. " Sovengard'a gidersem bile bu iti diğer tarafa götürürüm. Hala bu isyanı kazanabiliriz." diye bağırdı. Mızrağını Tullius'a atacaktı. Ama Erikur arkadan mızrağını karnına saplayıp çıkardı. Thyra'yı lejyonerler yakalamıştı. Tullius " Korkusuz kadın savaşçı Thyra. Kemik Kurt. Hoş geldik. Ben de Tullius. Annenin ölüm emrini veren komutan. Annenin boğazını kesen askerin komutanı." dedi. Siegfrid hareketlendi. Yarası ağır olmasına rağmen hışımla ayağa kalktı. " Seni elime geçirdiğimde öldürme beni diye yalvaracaksın it." dedi. Tullius gülerek "Siz Kuzeyli'lerin sevdiğim bir atasözü var. Kar düştüğünde ve beyaz rüzgarlar estiğinde yanlız kurt ölür. Ama sürüsü hayatta kalır. Burda bir yanlız kurt görüyorum ama bir sürüsü yok !" ardından bir kahkaha patlattı. Tullius " Thyra, Beyaz Kurt'a selam söyle ve eniğinin bende olduğunu söyle. Eniği burada. Beyaz Kurt gelmezse ölecek bir eniği var." dedi ve Thyra'nın kafasına vurdu.
Harald'ın Kampı
Harald merak etmeye başlamıştı. Uthred dönmüş ama Siegfrid geri dönmemişti. O sırada bir atın üstünde yaralı halde Thyra kampa girdi. Ama ağlıyordu. Halfdan " Aşkım iyi misin ?" diye sordu. Thyra " İyi değilim. Harald'a verdiğim sözü tutamadım. Siegfrid'i koruyamadım." dedi ağlıyarak. Harald " Thyra ? Kardeşim ne oldu ? Bu ne hal ? Oğlum nerede ?" diye sordu. Thyra ağlayarak " Harald... Siegfrid ağır yaralandı. Rike'nin ordusuna Erikur ve Tullius'un orduları da girdi. Katliam oldu. Olanları anlatmam için beni hayatta bıraktı. Oğlun Tullius'un elinde. Sana verdiğim sözü tutamadım. Özür dilerim." dedi. Harald içinde ejderhayı hissetti ve bağırdı. Ordudaki herkes o an tırstı. Ejderha kükremesi şeklinde duyulmuştu bu. Thyra " Seni Rorik'in önünde bekliyor. Gelmezsen Siegfird'i öldürecekmiş." dedi. Harald bir kez daha kükredi. Ve ardından " Tullius sen nereye gidersen git seni cehennemde bile yanlız bırakmayacağım. Kyne,Shor,Talos,Akatosh,Dibella,Mara,Arkay hepsine yemin olsun ki seni öldüreceğim." diye kükredi. Ses ona ait değildi. Daha kadim,daha yaşlı bir sesti bu. Kalbi intikam için çarpıyordu ve tüm lejyonu yok edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Diyarı
FantasiaSkyrim. Buz'un,soğuğun yurdu. Bu diyarda hayatta kalmak için savaşmak gerekir. Tamriel adlı kıta tek bir İmparator tarafından yönetiliyor. Elsweyr,kedi ırkı Khajitler'in diyarı. Ulu Kaya,büyü gücü fazla olan Bretonların diyarı. Nehirli Vadi,Orman E...