YALDIZLI YAKUT NEHRİ SAVAŞI

27 2 2
                                    

Harald, Rorik önlerine yola çıktı. Rorik, Yaldızlı Yakut Nehri'nden beslenirdi. Nehre Yaldızlı Yakut denmesinin sebebi Ulu Kraliçe Potema burada Daedra çağırmıştı. Daedralar terör estirmeye başlayınca Ulfgar, daha sonra Daedra Katili olarak anılacak Stendarr Gözcüsü 20 Daedra'yı burada öldürmüştü. Bu olaydan sonra yine aynı yerde bir Daedra tarafından göğsüne balta darbesi alarak burada ölmüştü. Göğüs zırhındaki yakutlar bu nehre saçılmıştı. Gece olduğunda ve yıldızlar ortaya çıktığında yakutların yıldız ışığıyla parladığına inanılırdı.

Harald kaçak olarak Irnskar Umber ile mesajlaşıyordu. Sancak beyleri bağlılıklarını bildirmişlerdi. 60 bin askeri olacaktı meydanda. Tüm Fırtınapelerin ordusu toplanmıştı. Vadikent, Miğferyeli, Ak Irmak, Kışhisar, Markarth, Morthal, Seher Yıldızı Mevkibeyleri, Fırtınapelerin kamplarındaki komutanlar... Tüm ordu toplanmıştı. Ulfric burada olmasına rağmen genel komuta kendisindeydi. Sağ taraf( en çok asker olduğu bölüm) Harald'ın komutasındaydı.

İki devasa ordu sonunda karşılaştı. Tullius arka saflardan geldi. Siegfrid önden Tullius arkadan ilerliyordu. Harald atından Tullius'u izliyordu. Gözleri kıpkırmızı oldu. Tullius hançerini çekti. Siegfird'in elindeki bağı kesti. " Şimdi çocuğum seninle basit bir oyun oynayacağız. Babana doğru koş. Arkana bakmadan koş." dedi. Siegfird ağır adımlar atıyordu. Tullius " Hadi durma koş!" dedi. Siegfird koşmaya başladı. Tullius askerin oklarını ve yayını aldı. Harald atını mahmuzladı. Dörtnala sürüyordu. Tullius okunu attı, Siegfird'in uzağına düşmüştü ok. Bir ok daha attı. Bu ok tam Siegfird'in yanına düştü. Harald'la Siegfird arasındaki mesafe azalmıştı. Harald elini sağ tarafa doğru oğlunu hemen havaya kaldırıp atına bindirecek gibi tutuyordu. Onu yakalayacaktı. Tam karşıya karşıya geldiler. Harald oğlunu tam yakalayacakken gırtlağına ok gömüldü. Havada bir kükreme duyuldu. Yağmur yağmaya başlamıştı. "Oğlum." diye bağırdı. Thyra ağlamaya başladı. Halfdan, Rhaskos ve Vincentius öfkeden deliye döndüler. Ordu " Kana karşılık KAN." diye bağırıyordu. Ulfric kıpkırmızıydı. Harald'ın gözleri yaşarmıştı. Ağlıyacaktı. Ama İntikamını almadan oğlunun yasını tutmayacaktı. İki süvari dörtnala Harald'ın yanına geldi. Siegfird'in ölü bedenini alarak ordunun en arka safına götürdüler. Harald atını tek başına düşman ordusunun önüne sürdü. Atından indi. Kılıcını ve baltasını eline aldı. Düşman atlıları hareket etmeye başlamıştı. Harald'a doğru hareket ediyorlardı. Vincentius " Ne duruyorsunuz ? Kurt orada. Hücum dedi." Süvariler şahlandı. Harald atından indirip adamın kafasını boynundan ayırdı. Arkadan süvariler süvarilere girdi. Halfdan, Thongvar ve Balgruff, Ulfric'i dinlemeden saldırıya geçtiler. Ulfric ve diğer Mevkibeyleri en sonunda saldırıya geçti.

Harald nara attığında kükreme duyuluyordu. Ve her nara atışında daha fazla yağmur yağıyor ve daha fazla şimşek çakıyordu. Baltasını adamın kafasına gömdü. Kılıcını adamın gırtlağına sapladı. Halfdan kılıcını adamın göğsüne sapladı ve daha sonra adamın bağırsaklarını yere döktü. Uthred hançerini lejyonerin gözüne sapladı. Kılıcıyla belini ikiye ayırdı. Galmar çift başlı baltasıyla yere düşmüş lejyonerin sırtına baltasını sapladı. Vincentius bir lejyonerin çenesine kılıcını soktu. Harald " Geri çekilmek yok." diye kükredi. Yine kadim ve yaşlı birinin sesiydi. Harald kılıcıyla lejyonerin bağırsaklarını yere döktü. Baltasını diğer lejyonerin kafasına attı. Sura'nın kılıcını çekti. Halfdan " İntikam." diye bağırdı. Kılıcını yerde yatan imparatorluk askerinin ağzına soktu.

Sancak beyleri geliyordu sonunda. Süvariler kargılarını hazırlamıştı. Irnskar Umber " Hücum." diye bağırdı. Süvariler arka taraftan girmişlerdi. Piyadelerde destek geliyordu. Harald sancakları gördü. Umber'lerin kırmızı demir yumruğunu, Karstark'ın geğini, Flint'lerin altın kılıcını, Seaworth'ların mavi gemisini, Bolton'ların kırmızı çarpısını, Cerywn'lerin beyaz ayısını, Hornwood'ların kadim ağaç kılıcını, Tallhart'ların mavi gülünü görmüştü.

Sancak beyleri ona katılmıştı. Savaş bitmişti. Tullius kaçmıştı. Erikur ve Rikke esir düşmüştü. Harald belinin arkasındaki hançerini çekti ve Erikur'un boğazını yavaş yavaş kesti. Sancak beyleri Harald'ın yanına geldi. Richard Bolton "Beyim. Sana bağlılık yemini etmeye geldik. Önceden babanız için savaştık. Şimdi sizin için savaşacağız." dedi. Bütün sancak beyleri ve oğulları diz çöktü. " Rorik ve çevresinin Lordu, Ejderdoğan ve lakabı Beyaz Kurt olan Harald Velaryon, Sana onurumuzu,ordumuzu,topraklarımızı, ordumuzu veriyoruz. Rorik'in koruyucusu ve lordu. Kuzey'in Savaşçısı." diye bağırırken kılıçlarını çekip havaya kaldırdılar ve diz çöktüler. Diz çökerken kılıçların sivri uçlarını yere dayadılar. Ulfric " Rorik'in lordu." dedi. Mevkibeyi olmuştu ama oğlu yoktu. Harald " Mevkibeyi olmam önemli değil. Oğlum,karım ve kızım Sovengard'da zafer şarkılarına eşlik ediyor. Hakon Tek Göz'ün, Felldir'in, Garmloith'in, Ysagramor'un, Jurgen Yelçağıran'ın, Tiber Septim'in komutanlarının zafer şarkılarını söylüyor. Mevkibeyi oldum ama Tullius ölmeden ben bu ünvanı istemiyorum. Irnskar Umber, Rorik'in geçici yönetimi sizde. " dedi. Ulfric " Issızkent'i kuşatacağız. Bizzat öldüreceksin Ulfric'i." dedi.

Siegfrid'in cesedini yüksek bir yere koydular. Üstü beyaz bir ipekle örtülüydü. Vincentius kara kılıçlarını çekti ve "İNTİKAM." diye bağırdı. Thyra ağlıyordu. Halfdan'ın gözleri yaşarmıştı. Rhaskos kılıcıyla meydanda sağ kalan lejyonerleri öldürüyordu. Harald "Şehirlere haber salın. Kemik Kurt düştü. Ulfric tüm ordu buradayken bu savaşı bitirelim. Tullius'un kellesini istiyorum." dedi ağlayarak. Sesi kederliydi. Uthred "Baba; annemin,kardeşimin ve kız kardeşimin intikamını alacağız." dedi. Harald gözyaşlarını sildi. Siegfrid toprağa defnedildi. Mezarının yanına Siegfird'in kılıcını ve kalkanını koydu. Siegfird'in balyozunu aldı. Irnskar Umber'e balyozu teslim etti. "Bu balyozu makam tahtının üstüne as." dedi. Belinin arkasındaki hançeri çekti ve Rikke'nin önüne gitti. "Oğlumu benden aldın. Ben de senin canını alacağım." dedi. Rikke kadındı. Kollarında hançerle yavaş yavaş kesikler açtı. Sonra kulağını kesti. Yüzünde derin bir kesik açtı. Rikke artık " Beni öldür. Lütfen." diye bağırıyordu. Harald hançerini Rikke'nin karnına sapladı. Sonra bıçağı oradan çıkarıp koltuk altına sapladı. Rikke'nin çığlıkları kampta yankılanıyordu. Sonunda Rikke bayıldı. Uthred, Rikke'nin yüzüne kovayla soğuk su döktü. Rikke uyanmıştı. Harald'ın yüzü ve elleri kan içindeydi. Soğuk suyla dolu bir leğen getirdiler. Harald, Rikke'nin ayağındaki iplerini kesti. Diz çöktürdü ve kafasını suya bastırdı. Rikke çok çırpındı ama boğularak öldü. Ordu hazırdı. Issızkent'e gideceklerdi Tullius'un kellesini alacaktı ve kafasını bir mızrağa geçirip tüm şehirlerin sokaklarında dolaştıracaktı.

Buz Diyarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin