DÜĞÜN ve MUTLU HABER

21 1 0
                                    

Harald, Balgruff'un şatosuna girdiğinde Sura hemen üstüne atladı. " Ejderdoğan' da olsan, ejderha da olsan benden o kadar kolay kurtulamazsın." dedi. Harald " Senden kurtulmak isteyen kim ? Ben o gözler için ölüme kucak açarım." Sura kahkaha attı ve Harald'ın sırtından aşağıya indi. Yolda giderlerken Harald yolda yazdığı şiiri Sura'nın kulağına fısıldadı:
"Somarttığında yüzün gece gibi
Güldüğünde yüzün gündüz gibi
Ay'ım ol gecemi aydınlat
Güneş'im ol gündüzümü aydınlat"
Şiirden sonra Sura'nın yüzü kıpkırmızı oldu utanmıştı. Balgruff'a selam verdi. Balgruff " Artık bana amca de. Ben ikinizin de amcasıyım. Düğün yarın konuklar gelmeye başladı. General Tullius ve Ulfric aralarında geçici barış sağladılar. Mevkibeyleri yavaş yavaş geliyorlar. Skyrim'deki bütün soylu aileler davetli. Belki silah arkadaşların da gelirler ha ?" dedi. Harald manalı manalı başını salladı. Yarını iple çekiyordu.
Harald klasik Kuzeyli damatlığını giydi. Damatlık, sonsuza kadar bu evliliği simgeleyen beyaz renkli, aşklarının gökyüzü gibi sonsuz olacağını simgeleyen mavi şeritli bir tunikti. Gelinlik ise saf beyazdı. Sura gelinliğin içinde o kadar güzel duruyordu ki Harald'ın Sura'ya bakmaktan gözleri çıkacaktı. Harald " Eğer sana böyle bakan ister mevkibeyi ister muhafız ister asker onun gözlerini oyarım." dedi. Sura o muhteşem kahkahasını attı. Dışarı çıktıklarında tüm konuklar onları alkışladı. Esrarengiz birisi vardı. Adamın boyu Harald'dan bir baş kısaydı. Kafasında gözlerini ve yüzünü gizleyen bir başlık vardı. Ama Harald'a tanıdık geldi.
Bir rahip geldi. Yüzükleri kanladılar. " Şimdi ve sonsuza dek birbirinizden ayrılmayıncaya kadar beraber olmaya yemin ediyor musunuz ?" İkiside ediyoruz dediler. Nikah tamamlanmıştı. Sıra hediyelere gelmişti. Ulfric, bir Daedra kılıcı hediye etmişti ve Sura için saf gümüşten bir takı seti hediye etmişti. Balgruff hem Sura ve Harald'ın konaklarının anahtarını verdi hem de bir sandık dolusu altın verdi.
Bütün herkes hediyesini verdikten sonra gizemli adam öne çıktı. " Sana bu savaş balyozunu hediye ediyorum. Büyüyünce oğlun kullanır. Tamriel'in en iyi demircisi tarafından dövüldü." dedi ve kafasındaki başlığı indirdi. Harald " VİNCENTİUS" diye bağırdı. Vincentius " Ah, hâlâ daha ölmemişsin. Elfler seni öldüremedi. Ejderhalar da öldürememiş. Seni kim öldürecek ha ?" dedi. Harald " Eski dostum bunu beklemiyordum. Savaş balyozuna kurt simgesi işletmişsin bile. Diğerleri nasıl ? Uthred, Varro, Kjartan iyiler mi ?" diye sordu. Vincentius " Varro ve Kjartan avlandılar Thalmor tarafından. Uthred evlendi savaştan sonra. 1 evladı oldu ama Thalmor Uthred'in evini yaktı. Varro'nun yeri cennet, Kjartan ve Uthred'in mekanı Sovengard oldun. Neyse siz yeni evlisiniz, de haydi evinize." Ardından kılıcını çekip " Amca olacağım amcaaaaaaa" diye bağırdı.
Düğünün ardından 2 ay geçti. Harald ve Sura mutluydular. Sura'da baş dönmesi ve mide bulantısı başlamıştı. Bugün bir şifacıya gideceklerdi. Ev işlerini hallettikten sonra şifacıya gittiler. Harald şifacının kadın olmasına özen gösterdi. Kontrol bittikten sonra şifacı güldü. " Bebeğiniz olacak." Harald sevincinden ne yapacağını bilemedi. Sura' yı havaya mı kaldırsaydı ? Dışarı çıkıp baba oldum diye bağırsa mıydı ? Bilemedi. O yüzden önce Sura' yı havaya kaldırdı sonra dışarı çıktı. Kılıcını kınından çıkarıp "Baba oluyorum." diye kükredi. Vincentius o ara geldi. " Niye ateşli ok atılmış ayı gibi kükrüyorsun ?" diye bağırdı. Harald " Sen amca ben baba oluyorum baba." diye bağırdı. Vincentius " Heeeeeeyt ,breeeee. Kurduma bak benim. Yavru kurt doğuyor. Er meydanı şimdi er görsün. O savaş balyozuyla o er neler yapacak neler." Akşam yemeğine Vincentius'u çağırdılar. Bu neşeli haberi Balgruff'a söylediler. Balgruff kendi evladı doğarmış gibi sevindi.
        Akşam olduğunda Vincentius eve geldi. Yemekler hazırlanmıştı. Bir yandan yemek yerken bir yandan da konuşuyorlardı. Harald " Sen sadece düğün için buraya gelmezsin. Kuzeyli kanın mı seni buraya çekti ? Yoksa babanın ırkı olan İmparatorluk ırkına ve Titus Mede'ye zarar vermek mi istiyorsun ?" diye sordu. Vincentius " Varro'nun, Kjartan'ın kanı yerde kalmayacak. Hem senin dediğin için hem de 4 yıl önce bir efsane kovaladım. Tiber Septim'in Mezarı'na gittim. Rahibimsi biri vardı. Sanırım ejder rahibiydi. Onu öldürdüm. Bu çelikleri buldum. Kara çelik. Tiber Septim'in meşhur kılıcını da gördüm ama onu almadım. Çünkü kılıç yiğidin onurudur. Bu kara çelikten iki kılıç yapmak istiyorum. Semaocağının methini çok duydum. Onun için geldim." Ejder rahipleri dünyada daha ejderhalar varken onlara tanrı diye tapan kişiler vardı. Ejder rahiplerine zamanın kurallarına karşı koyabilecek maskeler verilmişti. Semaocağı ise Ak Irmakta bulunan bir demirci ocağı. Eorlund Kıryele işletir. Her türlü demiri ve çeliği eritecek güçte bir ocak. Semaocağının keşfi ile Yoldaşlar'ın evi olan Jorvaksr Karagahı, Ak Irmak'a kurulmuş.
      Harald " Yarın Eorlund'u görmeye gideriz." Sura " İkiniz çok çene yaptınız. Vincentius zamanında Harald ne yaptı ?" diye sordu. Vincentius " Bir ayı gibi dövüşür hiç bir şey onu savaşta yere devirmez. Savaştayken bir şifacıya aşık olmuştu. Ama şifacıyı elfler öldürdü." Sura, Harald'a bunu sana soracağım bakışı attı ve ellerini kütletti. Vincentius " Ama o şifacıya baktığında gözleri parlamazdı sana baktığı zaman gözlerinin içi  gülüyor." dedi. Sura'nın ateş gibi parlayan gözlerinin ateşi söndü. Daha sevecen bakıyordu. Vincentius'a yatacak bir oda verdiler.
        Kahvaltıdan sonra Harald ve Vincentius Eorlund Kıryele'ye gittiler. " Harald senin için ne yapabilirim ?" diye sordu. Harald " Dostum Vincentius kara çelikler bulmuş o çeliklerden iki tane kılıç yapmanı istiyorum." Vincentius çelik poşetini Eorlund'a verdi. " En iyi işçiliğimle kılıç başı 4000 altın isterim." dedi Eorlund ve pazarlık başladı. En sonunda kılıç başı 1500 altına anlaştılar. 6 gün sonra kılıçlar teslim edilecekti.
      9 Ay Sonra
       Bebek doğacaktı. 5 şifacı Sura'nın başındaydılar. Harald evin dışından ıkınma seslerini duyuyordu. Harald'ın yanında Vincentius ve Balgruff vardı. Ikınma sesleri kesilince Harald içeri daldı. 3 çocuk doğmuştu. İkisi erkek biri kız. Harald nara attı. Doğan kız sarışın ve mavi gözlüydü. Kıza Freydis ismini verdi Harald. Erkek bebeklerin biri sarışın saçlı ve mavi gözlüydü. Ona Siegfrid ismini verdi.Diğer erkek bebek ise siyah saçlı ve zeytin gözlüydü. Ona Uthred ismini verdi. 25 yaşında baba olmuştu.

Buz Diyarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin