Harald 15 gün sonra Ustengrav'a vardı ama bir terslik vardı. Höyük önceden temizlenmişti. Ne metfunlar, ne sıçan hiç birşey yoktu. Yerde metfunlar yatıyordu. Buraya biri önceden gelmişti. Kim gelmişti acaba ? Mezar odalarına tek tek girdi. Metfunların hepsi ölmüştü. En azından ölüp dirilmiş kişilerle uğraşmayacaktı.
En sonunda Jurgen Yelçağıran'ın mezar odasına girdi. Lahit vardı. Lahite doğru yürüdü. Üstünde bir çıkıntı vardı. Boynuz orada olmalıydı ama yoktu. Çıkıntıya bir not yerleştirilmişti. " Ejderdoğan, seninle acilen konuşmam lazım.
Irmak Koru'daki hanın çatı katını kirala,seninle orada buluşacağız." yazıyordu. Boynuz bu notu bırakan kişideydi büyük ihtimalle.
Düşünceleriyle beraber höyükten çıktı. Ak Irmak yolunu tuttu. Boynuzu alan kişiyi bulup nedenini soracaktı.
Ak Irmak'a vardı. Handa 2 kişi çalışıyordu. Biri kadın biri erkekti. Kadın ellili yaşlarında bir Breton'du. Erkek ise kırklı yaşlarda bir Kuzeyli idi. Harald kadına sordu. " Çatı katını kiralayabilir miyim ?" Kadın " Çatı katımız yok ama sağdaki odaya geçebilirsin." Harald odaya girdi ve ardından kadında odaya girdi. " Demek Boynuz için buraya geldin ha. Kırsakallar senin Ejderdoğan olmanla bu kadar çok ilgileniyorlarsa belki Ejderdoğansın. Burada biraz bekle." dedi ve gardrobu açtı. Gardrop gizli bir bölme görevi görüyordu içeride silahlar,iksirler,kitaplar,zırhlar vardı. " Boynuzu al. Ejderdoğan olup olmadığını öğreneceğiz. Bir ejderha Kyne Koruluğu'nda dirilecek. Benimle orada buluşman gerek."dedi. Harald, " Ben zaten Ejderdoğan'ım. Ama bir ejderha öldürülecekse ben varım, önce şu boynuzu götüreyim. Daha sonra seninle Kyne Koruluğu'nda buluşuruz." dedi ve Harald, hemen Ulu Hrothgar yolunu tuttu.
Kapıdan girdiğinde Arngeir'e boynuzu teslim etti. Arngeir " Ejderdoğan son sınavını tamamladın ve şimdi. Üstat Wulfgar sana Dah sözcüğünü bahşedecek. Bir nida olan Fus ve Ro yu Dah ile birleştireceksin." Yerde ejderha diliyle Dah yazıldı ve Harald kelimeyi öğrendi. Arngeir " Seni ejderdoğan olarak selamlama vakti geldi. Aramızda dur ve hiç kımıldama. Pek azı Kırsakallılar'ın dizginlenemeyen sedasına dayanabilmiştir. Arngeir nidaya uygulamaya başladı." Lingrah krosis saraan Strundu'ul, voth nid balaan klov praan nau. Naal Thu'umu, mu ofan nii nu, Dovahkiin, naal suleyk do Kaan, naal suleyk do Shor, ahrk naal suleyk do Atmorasewuth. Meyz nu Ysmir, Dovahsebrom. Dahmaan daar rok." Arngeir nidayı bitirdikten sonra "Dovahkiin, Kırsakallılar'ın nidasını tecrübe ettin. Artık Ulu Hrothgar kapıları sana açık." Harald nidanın anlamını sordu. Anlamı şu imiş: Üzerinde durulmaya değer bir baş olmayınca Fırtınataç zayıf düştü. Kendi nefesimizle bunu şimdi sana bağışlıyoruz. Kyne,Shor ve yaşlı Atmora adına. Sen Ysmir'sin, Kuzey'in Ejderhası kulak ver.
Harald " Yeni sözcükleri nerede ve nasıl bulabilirim ?" Arngeir " Kadim mezarlarda, ejderha mezarlarında bulabilirsin. Biz yerlerini hissediyoruz. İstersen onları öğrenebilirsin." Harald, Arngeir'le vedalaştı. Vedalaşmadan önce sözcüklerin yerlerini öğrendi. O sözcükleri bulacaktı. Ama önce Kyne Koruluğu'na gitmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Diyarı
FantasySkyrim. Buz'un,soğuğun yurdu. Bu diyarda hayatta kalmak için savaşmak gerekir. Tamriel adlı kıta tek bir İmparator tarafından yönetiliyor. Elsweyr,kedi ırkı Khajitler'in diyarı. Ulu Kaya,büyü gücü fazla olan Bretonların diyarı. Nehirli Vadi,Orman E...