Buz Diyarı

THALMOR ELÇİLİĞİ

    İsyanı kazanmak uzun sürmüştü. 4 büyük meydan savaşı ve 5 kuşatma olmuştu. Küçük çaplı savaşlar sayılmadığı zaman. Uthred 17 yaşına girmişti. Çocuk 10 yaşından beri savaş alanlarındaydı. Kesmiş,biçmişti ve 1 yıl sonra evlenme çağına gelecekti. Kısmet bulmak zorundaydı. Halfdan ve Thyra'nın Mira adında bir kızları vardı. Halfdan onu kendi babasının yanında bırakmıştı. Halfdan anlattığına göre Thyra'ya benziyordu. Ama uygun bir kısmet bulmak lazımdı.

  Ormana girmişlerdi. Atlarını Kasvetli Ocak Hanı'nda bıraktılar. Halfdan " Savaşarak mı gideceğiz yoksa gizliden mi ?" diye sordu. Harald " Bu şerefsizler gizli bir yol yapmışlardır mutlaka." dedi. Elçiliğin yakınında bir mağara buldular ve içeriye girdiler. Kuzeyli cesetleriyle doluydu mağara. Bir merdiven ve bir kapak şeklinde kapı vardı. Rhaskos kilit açmakta ustaydı. Harald " Rhaskos hünerlerini göster." dedi. Rhaskos hançeriyle işe girişti. 2 dakika sonra açmayı başardı. Kapağı hafifçe kaldırıp baktı Rhaskos. " 4 muhafız var. 2 si bir esirle uğraşıyor. Diğer 2 si ise diğer kapıyı tutuyorlar." dedi. Sessizce içeri girdiler. Harald ve Halfdan hançerlerini çektiler ve hücredeki muhafızların boğazlarını kestiler. Elfler tam Halfdan ve Harald'ın üstüne gelirken Rhaskos iki tane ok yolladı ve elfler ellerini boğazlarına götürerek yere düştü. Tutsak, Harald'a teşekkür etti. " Bu itler senden ne istiyor ?" diye sordu Harald. " Ben Hırsızlar Loncası'ndanım. Esbern adında yaşlı bir adam arıyorlar Vadikent'te." dedi. Adam bitkin düşmüştü. Harald " Kendini savunabilir misin ?" diye sordu. Elfin kılıcını aldı ve başını salladı. Hırsız ekledi. " Bir tane genç kızdan bahsettiler. 17 yaşındaymış. Babası onu öldü sanmış ve babası İsyanın sembolü olmuş. O sembole Beyaz Kurt diyorlar." dedi. Harald " Beyaz Kurt benim ve o benim kızım." dedi. Hırsız " Eğer onu tutuyorlarsa Elenwen'in şahsi binası yani burada tutuyorlardır." dedi. Harald teşekkür etti ve sessizce yukarı katlara bakmaya başladılar ama dışarıda gürültü,patırtı vardı. Harald camdan dışarı baktı. Bu Uthred'ti. Ordularla elçiliğe saldırıyordu. Harald kılıcını ve baltasını çekti. Vincentius kara kılıçlarını çekti. Halfdan kılıcını ve hançerini çekti.

  Elçilik resmen bir asker deposuydu. Her yer Elf askeri kaynıyordu. Biçe biçe odalara baktılar ve Elenwen orada kızının boynuna hançeri dayamıştı. " Silahlarını bırak Kurt. Ordunun geri çek ve bu olayı unutayım." dedi. Harald 2-3 adım attı. " Tek bir adım daha atarsan kızının kanı buraya akar." dedi. Odaya askerler giriyordu. Etrafları kuşatılmıstı. Harald silah bırakma emri verecekken Freydis dirseğiyle Elenwen'in karnına vurdu ve elbisesinin kolundan hançer çıkardı. Elenwen'in boğazına hançeri sapladı. Harald ateş nefesi Thuum'unu kullandı. 5 elf yanarak öldü. Geri kalan elfleri öldürdüler. Harald kızına sarıldı ve ağlamaya başladı. " Kızım o elfler sana bir kötülük yaptılar mı ?" dedi. Freydis " Hayır baba." dedi. Harald " Hadi bu cehennemden çıkalım evde anlatırsın bana herşeyi."dedi. Halfdan 3 tane kitap getirdi. Harald bulduğu çantaya kitapları koydu ve elçilikten kaçtılar.

  Uthred, babasını ve kız kardeşini kapıda görünce " Mancınıklar !" diye bağırdı. Mancınıklar elçiliği yok ettiler. Harald, hırsızı Uthred'in yanında gördü. Hırsız " Teşekkürler Lord Harald. Siz olmasaydınız ölmüştüm." dedi. Harald kızına nasıl hayatta kaldığını sordu. Freydis "Annemi o halde görünce bayıldım. Elf karnıma bıçak sapladı. Sen bizi gömmeye gittiğinde Elf askerleri Arkay Mabedi'ni basmış. O ara ben yaşıyormuşum. Ölü gibiydim o an. Elfler iyileştirdi beni büyüleriyle. Bir çok kaçma girişiminde bulundum. Sen zafer üstüne zafer kazandıkça Elenwen bayağı sinirlendi." Yola koyuldular ve 2 günde Rorik'e vardılar.

Rorik
     Harald, kızının şerefine bir ziyafet vermişti. Sancak beyleri kalelerinden çıkıp ziyafete gelmişlerdi. Ziyafet 2 gün devam etti ve bittiğinde Harald şükranlarını sundu Akatosh'a. Kızı ve oğluyla avlanmaya çıktı. Kızına Sura'nın kılıcını ve hançerini teslim etti. Freydis çok mutlu oldu.