Ceset

394 20 3
                                    

"Dean hadi yıllık banyonu yaptın."dedim bıkkın bir sesle. Dean gözlerini elleriyle kapattı. "Tamam,gir bakmıyorum." Bu çocuğa ciddi anlamda gıcık oluyordum. Yerimden kıpırdamadım. Dean biraz zaman sonra gözlerini açtı. Beni suda görmeyince "Poff,iyi gir hadi.Ben çıkıyorum."diyerek hızlı adımlarla sudan çıktı. "Göz bandın varsa bir de gözlerimi bağla tam olsun." Dean'in göremeyeceği bir yerde kıyafetlerimi çıkardım.Kirlenen kıyafetlerimi hafif ıslatarak ağacın dalına astım sonra koşarak suya atladım. Su soğuktu ama kendime gelmemi sağlamıştı. Keçe gibi olmuş saçlarımı suya dalarak ellerimle ayırdım. Bir süre sonra Dean suyun kıyısına geldi. "İran'da felan mı büyüdün,kara çarşafla dolaşmadığın kaldı."dedi. Baygın baygın yüzüne baktım. "Bu seni ilgilendirmez.Ayrıca olabildiğince özgür bir ailenin bir o kadar özgür kızıyım." Dean"Belli..." dedi. Kenarda duran çantasını omzuna astı. "Gidiyoruz." dedi. Beyenfendi suda oyalanırken ben sesimi çıkarmamıştım ama. Kendisini ne sanıyordu ki. Bana açıkça emir vermeye çalışıyordu. "Gitmiyoruz." dedim. "O kadar zamanımız yok küçük özgür kız" ve yürümeye başladı. Yine arkasına bakmıyordu ama kuyruk gibi peşinde dolaşacağımı düşünüyorsa yanılıyordu. Ona bakmamı engelleyerek umursamaz bir imaj çizmek için dibe daldım. Dibi değer değmez yakınımdaki su hareketlendi.Küçük baloncuklar etrafımda dolaşmaya başladı. Yakınımda Dean'in şortunu gördüm. Suya girmişti. Ne yaptığını sanıyordu ki. Sinirle yüzeye çıktım. Dean muzip bir ifadeyle bana bakıyordu. "Çıkıyor musun yoksa dalmamı mı istersin?" dedi. İç çamaşırlarım ıslanıp üstüme yapışmıştı. Utancımdan kıpkırmızı oldum. "Sakın!" diye bağırdım. "O halde çıkıyor musun? Çıkmıyor musun?" "Def ol git sonra çıkacağım." dedim. Dean zafer kazanmış gibi sudan çıktı. Bir ağacın arkasına geçti. Koşar adımlarla çıktım,kıyafetlerimi üstüme geçirdim. "Şimdi gidelim." dedim.

"Kamp kuracakmış gibi bir sürü eşya getiriyorsun ama yedek kıyafet getirmek aklına gelmiyor. Yıkanıyorsun ama asıl pis olan kıyafetlerin. Nasıl bir düşünme şeklidir bu?" "Unuttum." demekle yetindim. Dean'e hesap vermek istemiyordum açıklama yapmak da. Dean şelalenin orada tişörtünü yıkamış,hala ıslak olan kıyafeti elinde tutuyordu. "Süper zeki Dean,sana bir şey sorabilir miyim?" dedim. Dean sözlerimdeki imayı anlamış olacak ki bana karşı cevap vermeye hazırlanıyordu.Konuşmasına izin vermeyerek "O çantanın içinde ne var?" dedim. Elindeki çantayı gösteriyordum. Dean omuz silkerek "Silah" dedi. Gözlerim kocaman açılarak ve şaşkınlıkla "Ne?" "Katili bulduğumuzda alnının ortasından öpüp tebrikler ahbap,böyle devam et,en büyük hayranınız dememi beklemiyordun umarım." dedi. Niye küçük bir çocuk gibi davranıyordum ki. "Hadi,şu katili tam on ikiden vuralım." dedim. Dean'in önüne geçerek daha kararlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan "Saf..." diye homurdandığını duydum fakat duymazdan geldim.

Yürüdüğümüz süre boyunca etrafı inceledim. Daha önce hiç ormana gelmemiştim. Böylesine yoğun canlı topluluğunu görmek garip hissettiriyordu. Buradaki her şey yaşıyordu. Dean'in ağzını bıçak açmıyordu. Hala tişörtünü giymemişti. O da etrafını dikkatle inceliyordu ama onunkisi daha çok avını arayan avcı türündendi. Elimin üstünde bir kıpırdanma hissettim ve sağa doğru salladım fakat geçmedi. Elimin üstüne baktığımda siyah bir böceğin yürüdüğünü gördüm. Elimi tekrar fakat bu sefer daha güçlü şekilde savurdum. Parmaklarım Dean'in göğsü ile karnı arasındaki bir yere çarptı. Dean anında geri çekildi. Kıpırdanma geçmiş,böcek düşmüştü. "Yavaş!" "Pardon,böcek gelmişti." "Böcek gelirse üflersin,elinle ittirirsin.Kolunu etrafta savurmana gerek yok." "Böceklerden korkuyorum,benden soğuk kanlı davranmamı bekleme." Dean aşağılar bir ifadeyle "Hem safsın hem de bebeksin." dedi. "Bebek bakıcısı değilsen bensiz git o halde." dedim. Bastığım yere bağdaş kurarak oturdum. Kararlı bir şekilde başımı başka yöne çevirdim. Dean'e bakmıyordum. "Aldora?" Ona cevap vermek istemiyordum ama ilk kez adımı söylemişti ve bu her şeyden farklıydı. Adımı yüzlerce kişinin ağzından duymuştum. Hepsinden binlerce kat etkileyiciydi. Yelkenleri indirerek "Efendim?" dedim. "Kolunun üstünde bir şey var ama sakın hareket etme." Omzumun üstünden korkuyla baktım. Kolumda kocaman biraz önce gördüğüm böceğin bir büyük boyu bana bakıyordu. Anında çığlığı bastım. Hızlıca ayağa kalkmış,olduğum yerde kolumu sallıyor, tepiniyordum.Dean iki kolumdan sertçe tuttu ve beni olduğum yere sabitledi. Burnundan hızlıca nefes verdi, arkamda bir noktaya kitlenmişti. Ne olduğunu anlamak için ben de döndüm. Ağaca üst dalına bağlanmış bembeyaz bir yüz ve bir o kadar soluk beden aşağı doğru sallanıyordu. Dean' e baktım. Donmuştu. Ceset gürültüyle ayağımın dibine düşerken ağacın gövdesindeki yıldız işareti gözüme çarptı. Hedefimize ulaşmıştık...

NOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin