Rutubetli duvarlar,küf kokan hava... Kısacası bu penceresiz odadan kurtulmalıydım. Kalın ip artık bileklerimi yakıyordu, debelenmekten yer yer kızarıp yara olmuş kollarımı oynatamıyordum. Jack 5-6 metre uzağımda arkadan benimkine benzeyen bir iple kolona bağlanmıştı. Kadınla inatlaşıp susmadığı için yumruk yemiş, kaşından hala kan damlaları süzülüyordu. Ahşap kapı gıcırdayarak ardına kadar açıldı. Dengesini kaybedip yere düşmekten son anda kurtulan Dean'i püskürten bir canavarı andırıyordu. Siyah saçlı kadın da peşinden odaya daldı.
-Buraya gelme amacınızı öğrenebilir miyim bayanLAR?
Odadaki kadın dışında tek kız bendim. Kadın Jack ve Dean'e küçümseyerek baktı.
-Sana söyledim; hayatımla ilgili hiçbir ayrıntı seni ilgilendirmiyor.
-Böyle konuşmak gri gözlerine hiç yakışmıyor yakışıklı. Tabii aramızdan erken ayrılmak istiyorsan başka.
-İstiyorum evet ama beni tekrar yakalayabileceğini zannetmiyorum.
Kadın belki bizi aramıyordu. Belki bizim aradığımız katil değildi ve belki gerçeği söylesek buradan kurtulabilirdik. Kadını baştan aşağı süzdüm. Orta boylarda, koyu siyah gür kaşları ve nefret dolu gözleri vardı. Saçları kısa kesilmişti. Bilekte biten bol cepli bir pantolon ve siyah sporcu atleti gitmişti. Zayıf fakat basenleri dolgundu. Dean'in dikkatini çekebilecek bir vücut olabilir miydi? Bunu burada düşünerek saçmalıyordum. Derin bir nefes alarak boğazımı temizledim. Sesimin güçlü ve inandırıcı çıkmasına özen gostererek:
-Biz birini arıyoruz. Bize not bırakan bir katili.
-Demek küçük kızımız da buradaymış. Anlat bakalım nasıl bir katilmiş bu.
Küçük bir çocukla konuşurmuş gibi sesi güvenimi biraz kırmıştı fakat yapmaya çalıştığı da buydu zaten. Kendimi tekrar toplayarak;
-Bizden ne istiyorsun? diye sordum.
Kadın elini saçlarının arasında gezdirdi.
-Ben de bir katil arıyorum. Bu konu hiç basit bir konu değil. Ama, sizi onun göndermediğini nerden bilebilirim?
Jack inleyerek kafasını yasladığı kolondan kaldırdı.
-Belki de güvenmek zorundasındır. dedi
Dean başını sallayarak;
-Sahip olduğumuz bilgiler işine yarayabilir. Amaçlarımız aynı olduğundan bu işte beraber olabiliriz. dedi.
-Notlarınızı almam kolay. Sizi zorla da konuşturabilirim neden riske giriyim ki?
-Sayı fazlalığı üstünlüktür,dedim kararlılıkla.
Kadın sert adımlarla kapıyı çarpıp odadan çıktı.
-Jack kaşın nasıl?
-Sürtüğün biri yumruk atmış gibi.
-Dışarda başka insanlar da var onlardan birini ikna etmek daha kolay olabilir.
-Dışarda kız varsa bana bırakın.
-Niye yumruk yemeyi mi özledin?
-Kurtulmaya çalışıyordum. En azından senin gibi korkak tavuk gibi susarak durmadım.
-Kesin artık!Dean ve Jack buradan çıkmalıyız buna yoğunlaşsanız iyi edersiniz. dedim.
Kısa bir sessizlikten sonra Dean;
-Jack sırtını kolona sürt.dedi.
Jack tam neden diye soracaktı ki kolonun üstündeki demir çıkıntıyı fark etti ve yukarı aşağı , duvara sırtını sür tmeye başladı. İp yavaş yavaş inceldi en sonunda koptu.
-Şimdi cebimden çakıyı çıkart.
Jack Dean'in cebinden küçük kırmızı bir çakı çıkarttı. Önce Dean'in sonra benim iplerimi kesti.
-Bu çakıyı nerden buldun?
-O sürtük beni tuvalet için dışarı çıkarınca ayakkabımın içinden çıkardım, cebime koydum.
Hayranlık ve şaşkınlıkla Dean'e baktım. Bu kesinlikle önceden düşünülmüş mükemmel bir önlemdi.
-Neden kadın bizi ilk yakalandığında çıkarmamıştın?
-Zaman yoktu ve fark edilse hiçbir umudumuz kalmazdı.dedi.
Kapının yanına yürüyünce butonunun dışarı tarafa yapılmış amerikan kapı olduğunu gördüm. Jack kapı tokmağını döndürdü. Kapı kilitliydi.
-Yanınızda ince bir kart var mı?
-Çantamda kredi kartı vardı,dedim.
Ceplerimi karıştırdım. Kotumun cebinde dikdörtgen ince plastik nesneye dokununca şaşkınlıkla çıkardım. Evden çıkarken markete uğramıştım, demek ki aceleyle cebime sıkıştırmıştım. Dean kredi kartını kapıyla kapının çerçevesi arasına soktu biraz uğraştıktan sonra kapı açıldı. Yüzümüe vuran güçlü ışıkla ellerimi gözlerime siper ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOT
Teen FictionSiyah kağıt paçavraları benliğimizi yutarken birbirimizi sindirdik. Suçlu en başından beri bizdik. Birbirimizin ölümünü izlerken çaresizdik.