Kaçış

201 13 0
                                    

Güneş gözlerimin içine vururken sıcak içimi ısıtıyordu. Dean ve Jack ile tek sıra halinde 2-3 metre genişliğindeki koridorlarda tek sıra halinde, sesimizi çıkarmadan kaçmaya çalışıyorduk. Yukarısı açık olduğundan dışarda olduğumuzu hissettiren bir hava vardı.  Yaklaşık yirmi basamaklı bir merdivenin başına gelince sanki aynı beyine sahipmişiz gibi durduk. Alnımdan akan terleri elimin tersiyle sildim. Jack de tişörtünü kaslarını gösterecek kadar kaldırıp,  tişörtün etekleriyle yüzünü sildi. Karın kasları hafif bir ıslaklıkla parlıyordu. Pürüzsüz cildi hafif bronzlaşmıştı. Karnın ortasında bu mükemmelliğe gölge düşüremeyecek bir morluk vardı.

-Sizce inmeli miyiz?

Dean parmaklarını dudaklarına bastırarak susmamı işaret etti. Aşağıdan sesler geliyordu. Anladığım kadarıyla beş altı kişi aralarında konuşuyordu. Dean hızlıca kulağıma eğildi. Ilık nefesi kulağımı gıdıklıyordu.

-İşaret verdiğimde olabildiğince ses çıkar,dikkatlerini çek. Şu duvarın arkasında olacağım. Adamlar yukarı çıkınca koşmaya başla. Sen hızlısın. Onları burada halledebilirsek kaçışımız kolay olacak.

-Jack ne yapacak?

-Bana bırak Aldora. Sana güveniyorum.

Dean bana güvendiğini söylemişti. Kendine de güveniyordu ama bence mantıklı değildi. Sessizce kaçmak varken başımıza bela açacaktık. Jack anlamayan gözlerle çevresini süzüyordu. Dean onu da yanına çekerek planı anlattı. Sonra karşılıklı iki duvarın arkasına geçtiler. Adamlar aradaki yoldan geçerken onları halledeceklerdi. Dean duvarın arkasından başını çıkarıp bana göz kırptı. İşte başlıyorduk.  İçimde kötü bir his vardı. Merdivenin başladığı yere yürüdüm. Olabildiğince doğal durmalıydı yoksa tuzak olduğunu anlarlardı. Duvara sağlam bir tekme attım. Merdivenin tırabzanına dokundum. Aşağıdaki insanlar konuşmalarını bir anda kestiler ve teker teker yukarı çıkmaya başladılar. Önce orta boylarda bir adam merdivenden çıktı,koridorda beni görünce bana doğru koşmaya başladı. Elinde küçük bir tabanca vardı. Tüm gücümle koştum, Dean'in arkasında beklediği duvara çok az kalmıştı.  Parlayan kabzasını üstüme doğrulttuğunu hissedebiliyordum. Tabanca patladığında bir kolonun arkasına kendimi attım. Adam inleyerek yere yığıldı. Başımı koridora uzattığımda Dean'in elinde kanlı bir çakı tuttuğunu gördüm. Jack adamın kanla renklenmiş cesedini görülmeyecek bir köşeye çekiyordu.

-Chuck? Sen iyi misin?

Bir adam bağırarak arkadaşını arıyordu. İki adam koşarak koridordan geçtiler. Jack biraz önce ölen adamın tabancasını kaldırarak ateş etti, biri yere yığıldı. Diğeri geçerken Dean dirseğini adamın burnuna geçirdi. Adam acıyla kıvranırken öldürücü darbeyi göğsüne geçirdi. Koridorda başka hareket yoktu. Belimin arkasında bir acı hissettim. Soğuk eller ağzımı kapatırken boğuk bir ses çıkardım. Sırtıma aldığım dayanılmaz darbeyle yere yığıldım. Gözlerim kararıyordu. Hayal meyal Dean'i gördüm. Elinde parlayan metal tabancayı beni tutan kadına doğrultmuştu. Sonra her şey karardı.

Bu bölüm geçiş bölümü gibi oldu fakat asıl bölüm yani bundan sonraki için bekleyecek herkese şimdiden teşekkürler.

  Yorumlarınız ve oylarınızı bekliyorum. :)

NOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin