İyi okumalar dilerim! Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Seviliyorsunuz.
Hayat, nefes aldığımız anların toplamı değil, nefesimizi kesen anların toplamından oluşur. Bu sözleri yakın zaman içinde bir yerde okumuştum. O ana dek doğru olduğunu hiç düşünmemiştim.
Sorgulamamıştım.
Sonuçta nefes aldığımız kadar vardık, öyle değil mi? Ama başıma gelen bu son olay hayata bakış açımı tamamen değiştirmişti.
Issız bir ormanın ortasında başıma ne geldiğini bilmeden uyanmıştım. Bu yeterince korkunç değilmiş gibi yanımda bana kelepçelenmiş bir adam vardı. Görkem Duman. İkimizde başımıza gelenleri hatırlayamıyor ya da neden o halde olduğumuz hakkında bir fikir yürütemiyorduk. Birbirimizi tanımıyorduk bile. O ana dek.
"Ünlü iş adamı Görkem Duman ve özel bir dans akademisinde bale eğitmeni olan Beste Karahan'ın bulunmasının üzerinden iki gün geçti. Fakat hala taraflardan konu ile ilgili bir açıklama gelmedi. Bunu kimin yaptığı ya da maksadının ne olduğu bilinmiyor. Neyse ki kulağımıza gelen son haberlere göre ikisinin sağlık durumu da gayet iyi."
"Şunu kapatır mısın?" dedim televizyonu işaret ederek. Kendim ile ilgili bir haber daha görmek istemiyordum. Bizi arabasına alan adam doğruca en yakın hastaneye getirmişti. Bulunduğumuz ormanlık alan Ankara'dan yaklaşık bir buçuk saatlik bir uzaklıktaydı. Yol boyunca arabanın içinde hiçbir konuşma geçmemiş ve bir süre sonra adrenalinin etkisiyle bayılmıştım. Gözümü açtığım zaman anne ve babamı başımda görmek durumun ne kadar ciddi olduğunu kavramama neden olmuştu. İki gündür bu hastane yatağına bağlı durumdaydım ve neredeyse tamamen toparlanmıştım. Bugün taburcu oluyordum.
"Hiçbir yeni bilgi olmamasına rağmen hala hakkımızda haber yapıyorlar."
"Onların işi bu kızım. Üstelik bu önemsiz bir haber değil farkındasın değil mi? Şimdiye dek konuşamadık ama bu konu hakkında sonsuza dek susamazsın."
Yattığım yerden ayaklanarak bacaklarımı yatağın kenarından sarkıttım.
"Annecim, gerçekten ama gerçekten ne olduğunu bilmiyorum. Hiçbir şey hatırlayamıyorum ve siz bunun sebebini zaten biliyorsunuz."
Annemden öğrendiğim kadarıyla kanıma enjekte edilen bir ilaç geçici hafıza kaybına neden olmuştu. Aynı zamanda bu ilaç sayesinde sürekli uyutulmuştum. Açılış gecesi ortadan kaybolduğum varsayılıyordu ve bulunduğum gün tam üç gün sonrasıydı. Yani üç gündür kayıptım ve uyutuluyordum.
Doktorlar bünyemdeki ilacın hafızamı yitirmeme neden olduğunu ama kalıcı bir şey olmadığını söylemişlerdi. Aynı şey Görkem Duman için de geçerliydi. Bu düşünceler parmaklarımın doğruca enseme gitmesine neden oldu. İğnenin girdiği bölgede bariz bir morluk söz konusuydu ve bu ormanda uyandığım an ensemde hissettiğim acının nedenini de açıklıyordu.
Altıma siyah bir eşofman geçirdikten sonra üzerime salaş bir tişört giydim. Tam bu sırada odamın kapısı açıldı ve babam içeri girdi.
"Gitmek için hazırız kızım."
"Tüm çıkış işlemleri tamam mı?" dedim annemin getirdiği spor ayakkabıları giyerken.
"Evet her şey halloldu. Aslında ben pek bir şey yapmadım. Hastane masrafları Duman Holding tarafından ödenmiş."
Bu isim sebepsizce tüylerimin diken diken olmasına neden oldu. Belki de bana kötü şeyleri hatırlattığı için böyleydi. Aslında Görkem Duman'ı en son arabaya bindiğimde görmüştüm. Bir daha ona rastlamamıştım. Bunun merakıyla konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir Rüya
Mystery / ThrillerSol bileğimdeki demir kelepçeye bir bakış attım. Kelepçenin diğer ucundaki adam da aynı şekilde önce sağ bileğindeki kelepçeye ardından bana baktı. Birbirimize bağlı durumdaydık. Onun kaşları çatıldı. Benim dudaklarım aralandı. İlk kelimeyi hangimi...