11. Bölüm

480 33 55
                                    


Herkese iyi okumalar dilerim. Seviliyorsunuz.



Çoğu zaman itirafların insanı rahatlattığı söylenir. İtiraf etmek ruhani bir rahatlama, nihai bir çözüm gibidir. Evet, genelde böyledir en azından ben bu şekilde biliyordum. Oysa Görkem'in itiraf ettiği gerçeğin üzerimde bıraktığı tek duygu kafa karışıklığıydı. Aramızda yaşanan tartışma ile harmanlanmış konuşma daha önce yapılmaması gereken konuşmalar listesine alınması gereken türden bir konuşmaydı. Listenin altına da şu şekilde bir not düşülmeliydi.

"Özellikle sevgilisi olanlar lütfen bu tarz ikili konuşmalardan uzak durun."

Söylediği şeylerin doğru olduğundan bile emin değildim. Salonu terk edip, Görkem'i arkamda bıraktığımdan beri benimle birlikte olan iç sesim düzeltti. Aslında teknik olarak bir şey söylemedi, Beste. İç sesim doğru ama istemediğim bir noktaya parmak bastığı için sinirlendim.

Sen sus, iç ses.

Yine de bu yadsınamazdı. Bu adam bana ne söylemişti? Beni sevdiğini mi ? Bana aşık olduğunu mu? Benden hoşlandığını mı?

Hayır, teknik olarak bunların hiçbirini söylememişti. O sadece aramızda garip bir çekimin olduğundan bahsetmişti. Haksız sayılmazdı. Aramızda garip bir çekimin olduğu doğruydu ancak sonsuza dek bunu görmezden gelebilirdik.

Her ikimiz de.

Oysa Görkem öylece kulağıma bu kelimeleri fısıldayıvermişti. Tüm sırrı bozmuştu. Eskiden bunun farkında değil gibi davranabiliyorduk ama artık bu mümkün değildi. Birbirimizi her gördüğümüzde bu konuşmayı anımsayacaktık. Birbirimize karşı söylediğimiz her sözün, yaptığımız her bir lanet hareketin arkasında bir şey arayacaktık. Acaba gerçekten bunu mu ima etti? Bana neden böyle bakıyor? Gün ortasında beni neden arıyor? Sürekli bu tarz kafa karışıklığına maruz kalacaktık.

Onun bir sevgilisi vardı. Her ne kadar aralarındaki ilişkinin boyutunu henüz anlamadıysam bile Begüm'ün Görkem'e olan hisleri gayet açıktı. Kendime onun gibi güçlü bir düşman yapmak istemiyordum. En azından şu an yeterince düşmanım vardı. Ve bir de Akın vardı. Her zaman beni destekleyen, benim yanımda olan, hayatımın kalanını birlikte geçirmek istediğim adam. Zihnimin içinde Görkem'in sözleri dolanırken bile kendimi yanlış bir şey yapıyormuş hissine maruz kalmaktan kurtaramıyordum.

"Bu çok rezil bir olay."

"Kabul et abi, sen de eskiden böyle biriydin."

"Beste'nin yanında bunu kabul edeceğimi de nereden çıkardın? Ben lisede acayip havalı bir adamdım."

Berkin ve Akın'ın tasadan uzak muhabbeti beni kendime getirdi. Tabağımın yanındaki su bardağına uzandım. Tabağımdaki yemekler öylece duruyordu.

"Sen ne düşünüyorsun bu konuda güzelim?"

Birkaç yudum suyun ardından Akın'a tedirgin bir bakış attım. Dudaklarındaki gülümseme bir an olsun eksilmemişti.

"Hangi konuda sevgilim?"

"Çocuğun çöp tenekesine basket atmaya çalışırken sıradan düşüp ayağını kırması konusunda. Seni temin ederim ben böyle bir tip değildim."

"Matematik dersinde yaşandı. Görmeliydin Beste abla, sınıf şoka girdi."

Berkin'in sesindeki heyecanlı ifade beni gülümsetti. Zaman zaman bana takılmak için yenge demesi dışında genel olarak bana abla diye hitap ediyordu. İstediği takdirde adımla seslenebileceğini söylesem de bu değişmemişti. Berkin oldukça saygılıydı. Akın'ın lise hayatında Berkin'den daha çok başını belaya soktuğuna emindim.

Belki Bir RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin