Kanatlarım Var Ruhumda

4.2K 38 9
                                    

 

♥ Tüm bir gökyüzünün kanatlarınızın altında olduğu düşünün..Ve bir kez bile kanat çırpamadığınızı..

♥ Ben Meysa.Ağabeyim Mert'in esareti altında akvaryumda ki balık, kafeste ki kuş,kulede ki prensestim.

♥ "O" Poyraz'dı.En sert rüzgar,bir fırtınayken kalbime esen en tatlı samyeliydi.

♥ Onunla bir kez şans eseri uçtum.Sonra ağabeyimin kollarına geri kondum.Ama olan olmuştu.Onunla hep duyduğum,okuduğum ve hayallerini kurduğum özgürlüğü iliklerime kadar hissetmiştim.Ve tattığım bu duyguyu bir daha isteyecektim,bir daha,bir daha ve bir daha ..

*

Ayaklarımı tekrar Özgür'ün sert karnına yavaşça vurdum.Özgür talimatıma hemen cevap verdi, biraz daha hızlandı.Ah yanlış anlaşılmasın Özgür benim dört yaşında ki atım.Saf kan Arap atı.Ve doğduğundan beri bana ait.Anne ve babamın 13. doğum günümde bana hediye ettikleri küçük midillim şimdi koskaca hızlı,güzel ve adı gibi "özgür" bir at.Asla yön vermem ona sadece hızlı,yavas,dur ve git.Rüzgar nereden eserse oraya koşar Özgür.Ciddiyim, sanırım ikimizde rüzgarın yüzümüze vurmasını seviyoruz.Tek elimle yularını tutup tek elimlede kahveli beyazlı yelesini okşuyorken daha fazla hız istedim.İki elimle yuları tutup ayaklarımda komut verdim Bunu bekliyormuş gibi hemen hızlandı.

"Aferin oğluma.." diye bağırıp kahkaha atmaya başladım.İşte en büyük özgürlük bu.Kahkahalarım durmuyor.Ta ki Özgür şaha kalkana kadar bunu beklemediğim için geriye doğru savrulmuştum,yuları sıkıca tuttuğum için Özgür'ün kafası geriye çekiliyor muhtemelen canı yanıyor ki tepinmeye başlıyor daha fazla tutunamadan yere savruluyorum.Aov auv bu çok acıttı,ah burnum..

Toprak yolda bir kaç tur sürüklenip tekrar yüzümün üstünde durunca öksürmeye başlıyorum.Yüzümden -tam olarak neresinden bilmiyorum- toprağa damlayan kanları gördüm.Kan ? Ah harika.Dirseklerimde de çizikler var.Süper.Oturmuş hasarlarıma bakarken hemen önümde bir çift Adidas görüp kafamı kaldırdım.Evet ihtimalle küçük kazamın büyük sebepçisi -görseydiniz anlardınız bu yakışıklı kocaman ! yakışıklı derken ? ,neyse- bu çocuktu.Ağzımı açıp hakaret etmeye başlayacaktım ki gözlerinde ki endişeyi gördüm.Yanıma oturdu,

"Ah iyi misin ben ormandan koşarak çıktım ve of yüzün çok kötü."

Çok kibardı evet ama canım yanıyor ve sinirliyim.

"Burası koşu yolu değil seni ahmak ölebilirdim.Ah Özgür nerede ? Yaptığını beğendin mi onun canını yaktığımı sandı.Ah ayağımı da burkmuşum git başka bir yerde koş ne işin var at yolunda.Ah ciğerlerim toz doldu ve beynim sanki baş-"

"Susmak bilmez misin sen ? " diye mırıldanıp beni kucağına aldı evet doğru duydunuz kucağına.

Evet şu an tam olarak kocaman yakışıklının kucağında çiftliğe doğru yürüyoruz.Daha doğrusu o yürüyor.

"Adın ne senin ?"

Meysa yakışlı senin.Tabi ki sesli demedim.

"Sanane."

"Ne kadar huysuz muşsun sen ya."

Cevap vermek için ağzımı açtım ama sonra vazgeçip başımı göğsüne yasladım.Ağabeyim şu vaziyetimizi görse,önce kocaman yakışıklıyı türlü işkencelerle öldürür,sonra beni ikinci bi kızkulesi yaptırıp içine tıkar oradan da cesedim çıkar artık.Ağabeyim kim mi ? Ağabeyim Mert Sarraf ; on dokuzunda yakışıklı okulumuzun ve çevremizin altın çocuğu her türlü ortamın ve her türlü pis insanların adamı.Kendine gelince hesap vermez ama bana nefes aldırmaz.Ben kim miyim ? Ben Meysa.Onyedimin ilk günlerinde ağabeyinin koruması altında ki "o kız".Her ortamda parmakla gösterilen,hayranlıkla süzülen ama Mert'in yani ağabeyimin korkusundan yanıma bile yaklaşılamayan,kızların hasetle,erkeklerin arsızca süzdüğü o kız benim işte.Özgürlüğe hasret, çünkü her hareketi hesaplı ve kontrollü Meysa.Çevresi oldukça geniş ama ağabeyinin vesayetinde olduğu için herkesle mesafeli,hakiki sadece iki dostu olan Özüm ve Esin'siz dakikası geçmeyen istediği herseye sahip ama özgürlükten mahrum Meysa.İşte bu ben oluyorum.

Bu sırada biz çiftliğe gelmiş,revire geçmiştik bile.İsmini benim sormadığım,onun söylemediği benim tabirimle kocaman yakışıklı hemşireyi çağırmaya geçmişken Esin'e mesaj attım.

Kime:Esin

"Durumlar karışık bu gün çiftlikte kalıcam ağabeyime seninle olduğumu söylicem,dışarı çıkma Mert'e durumu çaktırma."

İletim raporundan önce cevap yazabilen insanlar var bakınız ; Esin.

Kimden:Esin

"Tamam Özüm'ede söylerim.Açıklama isterim ama ha :D Her gün senden görmediğimiz hareketler bunlar :):):)"

Benden hiç görünmeyen hareket ama bu halde ağabeyim görse burada da peşime köpeklerinden takar.Zaten sayılı yerlerde rahat takılabiliyorum.Onları da kaybetmeye niyetim yok.

Kime:Esin

"Şu durumu bir atlatalım açıklamanın alasını dinlersin.Mert'i arıcam seni ararsa hemen beni ara konferansa bağlarız umarım aramaz ama yine de bil."

Mesajı gönderdikten sonra hemen abimi aradım.

"Canımın içi ?"

"Nabersin ağabey ?"

"Bir arkadaşın mekan açılışı var hiç sorma gelemezsin sana uygun degil gecede geç gelirim Esinleri çağır istersen"

Mert ve onun otomatik konuşmaları..

"Yok gelmek istemiyorum da zaten çiftlikten yeni çıktım Esinlere geçicem kız gecesi falan yapıcaz."

"Daha yeni mi çıkıcan kızım akşam oldu bekle birini göndereyim Esinlere bıraksın seni."

"Mert hayır ya.Kendimi kötü hissediyorum hem taksi istettim bile."

"İlla itiraz et ağabeyine zaten."

"Sende illa pimpiriklilik et.Merak etme kimse beni gözetlemiyor zarar vermek için."

Kem küm etmeye başlayınca yalandan öksürdüm.

"Sana güvenim sonsuz canımın içi bu yüzden "kız gecenizle" ilgili birsey demicem.Semih sen sür arabayı.Neyse canımın içi kapatıyorum ararım sonra."

Telefonu kapatır kapatmaz hemşire gelmişti.Bir yandan pansuman yaparken bir yandan da Özgür'ün bulunduğunu söylüyordu.Bunun dışında dediklerini dinlemiyordum ne çok konuşuyor bu kız ?! Mert sana güvenim sonsuz demişti ve içime anında bir öküz oturmuştu.Ufak çaplı bile yalan söylemediğimi göz önüne alırsak ne cesaretle bunu yapıyorum,bilmiyorum.Bu geceyi burda geçirmem ve abimin bunu bilmemesi başıma ilk defa gelen birşeydi.Umarım bocalayıp herseyi bir birine karıştırmam.Hemşirenin işi bitince teşekkür edip revirden çıktım resepsiyon çakması masadan odamın anahtarını aldım.Allah'tan tatile gelenler için odalar vardı.Odaya girer girmez ışığı açtım.Tam lambanın yanına bir kağıt yapıştırılmıştı.Beni utandıracak kadar güzel bir el yazısıyla yazılmıştı.

"Sitemlerinden fırsat bulup özür dileyemedim güzellik.Özür dilerim, yüzün incitilmeyecek kadar güzel o yüzden üzgünüm.Beni ara seninle görüşmeyi çok isterim.

05*********"

Kağıdı buruşturup odanın içine doğru fırlattım.Adını bile yazmamış numarasını yazmış gevşek şey ya .!.! Özür dilerken bile yavşıyacak kadar kaba.Ah kimi kandırıyorum ki gayette etkilendim ben bu kocaman yakışıklıdan.Yoksa o kadar canım yanarken hala sırıtmama başka ne sebep olabilirdi ki...

***

Merhabalar efendim ilk bölümümle karşınızdayım Bu işte yeniyim o yüzden tavsiyelere ve güzel yorumlara ihtiyacım var iyi okumalar...

Kanatlarım Var RuhumdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin