Ben burda kimsesizliğime yanarken acıyıp utandirma sakin iyilik olsun diye.
Sen durma git şu halime bakarken arayıp sorman bence yakın
elimden bir tut diye.
Bir sabah uyandığımda yanımda olsan !
* * *
Meysa'dan
Bir kez daha yutkunduktan sonra elimi kulpun üzerinde bastırıp kapıyı açtım.Mert'in evimizin önüne o evde yokken diktiği izbandutlar henüz gelmemişti.Bu şansı değerlendirip adımlarımı hızlandırıp bahçeden çıktım.Gri arabanın kapısını açıp içeri yerleştiğimde sürücü koltuğunda ki Berk'e baktım.Yüzünde her zaman ki gibi yine rahat bir ifade vardı.
"Beni soru yağmuruna tutmayacak mısın ?" dedim emniyet kemerini üzerimden geçirirken.
"Im sanırım hayır.Adres dışında tabi.." dedi ifadesini bozmadan.Telefonumdan adresin yazılı olduğu mesajı açıp uzatırken alnımdaki şeriti düzelttim.
"Gece vakti seni arayıp evime kadar çağırıyorum.Ve tahmin edersin ki ağabeyimin haberi yok.Ve sen hiç bir şey sormayacak mısın ?" dedim.Beklediğim tepkinin dışında davranıyordu.
"Yo hayır,sormayacağım.Sonuçta Poyraz'ın bardan epeyce sarhoş çıktığını gördüm.Ve onun yanına gittiğimize eminim." dedi dudaklarında ki sırıtmayı bozmadan.
"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ?" dedim.Kafam karışmıştı.Bu kadar net tahmin etmesi şaşırtıcı.
Gözlerini kısa bir süreliğine yüzüme çevirip dikkatini tekrar yola verdi.
"Çünkü prenses,gecenin bir saati Mert'ten gizli ancak Poyraz'la ilgili bir konu söz konusu olursa evden çıkarsın.Neyse dua ette ağabeyin fark etmeden seni evine geri getirebileyim."
Hiç bir şey demedim.Geriye yaslanıp gözlerimi yumdum.Kendimi fazlasıyla yorgun hissediyordum.Ve tüm bu yorgunluğuma rağmen fırtınanın yeni başladığını biliyordum.İçinde bulunduğum araba beni doğrudan Poyraz'a götürüyordu.Bir yanım yolun bir an önce bitmesi ve bir an önce Poyraz'ın yanına ulaşmayı isterken, bir yanım neyle karşılaşacağımı ve buna ne tepki vereceğimi bilmediğinden yolun bitmesini istemiyordu.Her bir hücremde korkuyu hissediyordum.Vücudum gerilmiş bir yay gibiydi.O kadar ki kolumu kıpırtatsam kopacakmış gibi hissediyordum.Birde sonrası olacaktı çünkü.Bir olasılık Mert eve benden önce girerse ona bir bahane uydurmam gerekiyordu.Hemde oldukça iyi bir bahane olmalıydı.O evden çıkar çıkmaz neden dışarı çıktığımı nasıl bir yalanla açıklayacaktım ?
"İşte yolun sonu.Umarım hangi yatın onun olduğunu biliyorsundur prenses çünkü adreste yazmıyor." Berk'in sesini duyduğumda gözlerimi açtım ve ancak o zaman arabanın durduğunu fark ettim.Büyük Ada'ya geçtiğimiz gün geldiğimiz marineye gelmiştik.
"Biliyorum." derken emniyet kemerini çözmüstüm bile.Kapıyı açıp dışarı çıktığımda Berk'i bekledim.Fark edilir bir halde titriyordum.Ve bunun sebebi hafifçe esen rüzgar değildi.
Berk'le birlikte yatların önünden hızlıca geçip bir kez görmeme rağmen aklıma kazıdığım o muhteşem görsellikte ki siyah yatın önünde durmuştuk.Daha doğrusu ben durmuştum.Titreyen bacaklarımı adım atmaya zorlayıp yatın merdivenlerinden tırmandım.Siyah camlı kamaranın içi belli belirsiz beyaz ışıkla parlıyordu.Yarım açık kapıyı kaldırıp içeri girdim.Ada ayakta yalpalayan Poyraz'ı tutmaya çalışıyordu.
"Ne lanet bir beynin varmış senin kuzen!Gelecek diyorum Meysa!Otur ve bekle." Ada'nın sitem dolu sesi artık yorulduğunu belli ediyordu.
"Hanii..Gelmemiş ki..O gelmez..Dedim ben sana.." dedi Poyraz.Her kelimeyi uzatarak yaya yaya söylemişti.Ada'yı bir kez daha ittiğinde müdahale etmem gerektiğini fark ettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/13842370-288-k996369.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanatlarım Var Ruhumda
Teen Fiction♡ ♡ ♡ Bana öyle bakma, anlayacaklar.. İkimize karşı bu dünya, Bizi anlamayacaklar.. Bir aşk ne kadar gizli yaşanabilir ki.. ♡ ♡ ♡ ♥ ♥ ♥ #hayriyeerdoğan