Kanatlarım Var Ruhumda

♥ |13.Bölüm| ♥

***

meysa'dan

Gördüğüm bilmem kaçıncı kabustan sonra daha fazla uyuyamadım.Ki bu saat altıdan beri demek oluyor.Her seferinde farklı bir yerde ve farklı bir olayla Mert Poyraz'ı öğreniyordu.Bilinç altımın her bir kısmı yanlızca bu konuyla dolu olunca normal tabi.

Tüm bu kabuslara ve uykusuzluğa rağmen oldukça neşeli ve dinç olmanın verdiği etkiyle madem erken uyandım değerlendireyim diyorum.Banyoya geçip tuvalet ihtiyacımı giderdim.Gece bir litrelik kolayı fondipleyince tabii.Sonra dişlerimi fırçalayıp yüzüme peeling kremle maske yaptım.Maske yüzümdeyken banyoda ki dolaptan bir kaç renkte oje çıkarttım.Ah evet okulum böyle şeylere müsade ediyor.Toz pembe,toz mavi ve toz sarı renklerde ki ojeleri kenara ayırıp diğerlerini dolaba geri dizdim.Çekmeceden her ihtimale karşılık pamuk ve asetonda alıp banyodan çıktım.Yatağıma oturdum ve ilk olarak pembeyle yüzük ve işaret parmağımı sonra maviyle orta parmağımı ve en sonda serçe ve baş parmağımın tırnağını sarıya boyadım.Aynı şekilde diğer elimin tırnaklarınıda ojeledikten sonra malzemeleri banyoya götürdüm.Parmaklarım iyice kuruyana kadar tabletimden twittera baktım.Yeterince kuruduğuna kanaat getirince banyoya girip yüzümü temizledim.Okul kıyafetlerimi giyinip ayakkabılarımıda ayağıma geçirdim.Saçlarımı bugün biraz farklı görmek istiyordum.Vaktimde var zaten.Düzleştiricinin şu tırtıklı olanı vardı ismi neydi..? Neyse onu çıkarttım ve uzun bir işlemin ardından uzun saçlarım istediğim şekli almıştı.Önden bir tutamını geriye doğru alıp kahverengi simli küçük bir tokayla sabitledim.Saçım bittikten sonra sadece gözümün üstüne ince bir eyeliner çektim.Sık yapmadığım halde bunu güzel yaptığım aşikardı.Hatta Esin ve Özüm onlarada çekmemi isterdi ama başkasına kendime yaptığım kadar gùzel yapamıyordum ki.Esin ve Özüm demişken ah dünden beri onlara ne mesaj atmış nede aramıştım.Şimdi okulda bir ton laf edecekler.Mesaj atsamda bu saatten sonra bir şeyi değiştirmezdi.Oflayıp çantamı hazırladım.Belki yanlış bir düşünceydi ama bu son olanlar Esin&Özüm ile arkadaşlığımı gözden geçirmeme sebep olmuştu.Ciddi ciddi bunu düşündüm.Ne kadar istesemde onlarla bir türlü bu konuyu açık açık konuşamadım.Beni bu düşünceye itende buydu zaten.Boş verip çantamı ve telefonumu elime alıp alt kata indim.Çantamı merdivenin yanına koyup mutfağa geçtim.Vildan ve Melek abla masanın etrafında ki sandalyelere oturmuş sohbet ediyorlardı.Beni görünce ayaklandılar ama elimle oturmalarını işaret ettim.

"Günaydın.Lütfen rahatsız olmayın." dedim yanlarına yaklaşırken.

Melek Ablayı zaten severdim.Vildan'ıda sevmiştim.Biraz sohbet ettikten sonra onların yardımı benim önderliğimde kahvaltıyı hazırlamaya başladık.Uzun zamandır bunu yapmamıştık zaten.Melek Abla beni uzak tutmak için tüm doğramalık işleri kendi tarafına almış,patatesli omlet için patatesleri küp küp doğramaya başlamıştı bile.Vildan'da krep hamurunu çırpmaya yeltenince bende masayı hazırlamaya koyuldum.Yemek salonununa değilde mutfakla bahçenin arasında ki verandaya hazırlamaya karar verdim.Hasır örmeli cam masa bize yeterdi.Kenarları mavi işlemeli krem rengi örtüyü masanın üzerine serdim.Sabahın erken saatlerine rağmen hava güzeldi.Hafif rüzgar vardı ama oda havanın sıcaklığını ılık ılık vuruyordu yüzüne.Örtüyü düzeltip açık duran cam kapıdan mutfağa geçtim.Vildan masanın üzerine götürülecek ne varsa çıkartmıştı zaten.

"Krepe ben devam ederim Vildan taşımayı sen yapar mısın" diye sordum yanına giderken.Oda gülümseyip tabi dedi ve hazırladığı hamuru bırakıp benim bıraktığım işi tamamlamaya koyuldu.

Bende krep tavasını çıkartıp tezgahın üzerinde ki yağdanlıktan tavaya döktüm.Ocağın üstüne koyup yağın biraz kızmasını bekledim.Hadi bakalım yapalım şu krepleri.