Irwin.

1.8K 100 29
                                    

 Bu bölümde  @team_ronmione ile bir değişiklik yaptık çünkü onun Our Book adlı hikayesindeki Mona buraya geldi! Çünkü Mona'yı çok sevdim ben.  Yorumlarınızı bekliyorum , teşekkürler. 

        Gözlerimi açtığımda sevdiğimin saçları kirpiklerime değiyordu. Hafifçe kafamı çektim. Ashton hala uyuyordu. Birkaç saniye ellerimle saçlarını okşadım. ‘’Bir insan nasıl mükemmel?’’ olur sorusunun yanıtıydı. Saçlarına dokununca acayip sesler çıkartıyor , arada horluyordu. Horlaması bile güzeldi çocuğun. Daha sonra kafamı boynuna soktum. ‘’Jess’’ der gibi oldu bi ara. Sessizce ‘’Uyu’’ dedim. Hep böyle kalmak istiyordum. Ondan hiç ayrılmak istemiyordum. Boynunu koklayarak ölmek istiyordum onunla. Gözlerimi kapatarak boynunda uyumaya çalıştım.

Aradan 2 saat geçmişti. Ashton yanımda yoktu. Uyanmış , içeri gitmiştir diye düşündüm. Telefonumu elime aldım. Saatin sabah 10 olduğunu fark ettim. Hemen yataktan hızlıca kalktım, yatağı hazırladım.İçeri geçtim. Mutfağa gittiğimde Calum’ın kahkahasıyla karşılaştım. ‘’Nasılsın?’’ diyerek gülüyordu. Gözlerimi kısarak ilk Cal’a sonra Ash’e baktım. Ash arkadaş ‘’Takma şunu ‘’ gibi bi bakış attı. ‘’İyiyim sen nasıl Cal?’’ diye cevap verim. Cal hala gülerek ‘’İyiyim. İyiyim sen nasılsın?’’ diyordu yine kahkaha atarak. O sırada içeriden Luke geldi. ‘’Calum kapa çeneni.’’ Diye Cal’a bağırdı. Cal ise durmamıştı. ‘’Burası çok dağınıktı sabah. Ben düzelttim ona göre bana iyi davranın. ‘’ dedi yine yüzüme bakıp kahkaha atarak. Ashton Calum’ın kafasına vurarak ‘’Sussana sen artık.’’ Dedi. Evet Cal’ın neden güldüğü belli olmuştu. Halbuki yanılıyordu. Dün gece hiç bi şey olmamıştı Ashton ile aramızda. Onunla uyumak istiyordum sadece evet her zaman yaptığım bir şey olabilir ama dün çok özel bi geceydi. Cal’a ‘’Kapa çeneni. ‘’ dedim ve Luke’un yanına gittim. ‘’Nasılsın Jessica?’’ diye sordu. Benim de tepkim doğal olarak ‘’Sen de mi?’’ oldu. Luke ağzı son derece açık bir şekilde ‘’Hiç  bi şey söylemedim. Sen öyle anladın. ‘’ dedi. Gülerek ‘’Demek aklın oradaydı. ‘’ dedim. Luke bi bana bi etrafa baktı. ‘’Iıı- şeey. ‘’ dedi. ‘’Luke gel buraya.’’ diyerek saçlarını karıştırdım.  Gerçeği söylemek gerekirse gruptaki en iyi anlaştığım kişi Luke. Gerçekten harika bir kalbi vardı ve en akıllı davranan oydu aralarındaki.

‘’Jess , Luke hadi gelin hazırladık masaya. ‘’ diye içeriden bağırdı Ashton.

Calum ise ‘’Hadi Cake’in parçası gel buraya. Sen de gel kötü kız Jess. ‘’ dedi. Calum beni öldürüyordu. Bu çocuk tam bir maldı.

Luke’a ‘’Hadi ‘’ bakışları attım. İçeri geçtik. Ashton’ın karşısına oturdum. Cal yüzüme bakıp hala gülüyordu. ‘’Eee?’’ diyordu. Calum öldürürüm seni.  ‘’Mikey nerede?’’ diye sordum. Luke ‘’Bilmiyoruz. Dün gitti birisiyle gelmedi daha. ‘’ dedi. Calum’ın o an yüzüne bakmadım ama ne yaptığı belli zaten.

Ashton ‘’Bugün hep beraber dışarı çıkalım. ‘’ dedi. Ben de ‘’Evet evet bi yerlere gidelim. ‘’ dedim.Cal ‘’Beni de evlatlık edinin. ‘’ dedi. Luke Cal’ın koluna bir tane indirdi.

Odam çıkıp üstüme bir tane gömlek geçirdim hızlıca. Kapıya vurdu birisi. ‘’Girebilirsin. ‘’ dedim. Gelen Ashton’dı. ‘’İyi misin? ‘’ dedi. Neden herkes bunu soruyordu bugün? Evet bazı şeyler dışında – uykusuzluk arada , kötü hissetme , nedensizce kalp kırıklığı , özlem – iyiydim. ‘’Evet iyiyim. ‘’ dedim gülümseyerek. ‘’Öyle gözükmüyorsun ama. ‘’ dedi sarılarak. ‘’Hayır cidden iyiyim. ‘’ dedim.

Gerçeği söylemek istiyordum iyi değildim. Kalbimde bir şey vardı. Kötü bir his vardı içimde. Ashton yanımda olunca bu daha çok oluyordu. Kalbim acıyordu. Bazen düşünüyordum ben onu hak ediyor muydum? Bunun cevabını zihnim başka söylüyordu kalbim başka söylüyordu.

The Only Reason // irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin