"Get out!"

953 56 4
                                    

    Yine kötü bir bölümle karşınızdayım. Sevemedim ben bu bölümü. Neyse sonu için bana fikir veren @crazypottervian'a çoook teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum.

      Sabah gözlerimi açmaya çalıştığımda yüzüm onun yüzüne dönmüş kollarıyla beni sarıyordu. İçime bir huzur doldu.Kirpikleri kirpiklerime degiyordu. Hafifçe gözlerimi açarken onun uyanık olduğunu fark ettim. Sessizce "Uyu.. Saat daha erken. " diyip burnumun üzerine öpücük kondurdu. Hafifçe gülümseyerek gözlerimi kapattim ve uyumaya devam ettim.

         Kalktigimda Ashton yoktu. Yavaşca dogrularak "Ashton nerdesin?" dedim. Ses gelmemişti. Yataktan kalkarak üzerime onun tişörtunu giydim. Daha sonra banyoya gidip duş aldım.

   Duştan çıktıktan sonra kıyafetlerimi giyip içeri gittim. Bir yandan şarkı söylüyordum bir yandan da telefondan bazı şeylere bakıyordum.

   İçeride de Ashton yoktu. Çocuklar çağırmıştır diye düşünürken mutfağa gittim.Ve... birileri bana kahvaltı hazırlamış. Bir yandan gülümsüyordum bir yandan da onu ne kadar sevdiğimi tekrar tekrar düşünüyordum. O sırada kapı açılma sesi geldi , hızlıca kapının önüne geçtim sessizce bekledim. Ashton kapıyı açmıştı ama beni görmemişti çünkü anahtarı kapıdan çıkarmayla meşguldü, bir yandan da küfrediyordu.

  Ufak bir kahkaha attım. Birden kafasını kaldırdı "Ah Jessica. Sabah erkenden gitmek zorunda kaldım. " dedi dudaklarını büzerek. Sonunda anahtarı çıkarmıştı. Bir eli arkasındaydı. "Önemli değil , hayatım." diyerek dudaklarından öptüm. Daha sonra gülerek "Çünkü bunları almam gerekiyordu." dedikten sonra arkasında papatyaları çıkardı. "Aaa! En sevdiklerim." diyerek elinden papatyaları aldım ve hemen mutfağa götürdüm. Ashton arkamdan laf ediyordu. "Ne yani biz ne oluyoruz burada?" diyordu gülerek. Tam arkamdaydı. Kafamı çevirerek "Sen benim her şeyimsin." dedim. "Sen de benim için öylesin." derken kollarıyla belimi sardı. Boynuma öpücük kondurduktan sonra daha sıkı sarılmaya başladı. Bense bu sırada ellerimle ellerini tutuyordum.

"Hadi yiyelim de çıkalım." diyerek masaya oturduk.

"Bunları sen mi hazırladın?" dedim yan yan gülerek.

"Evet yani yemek yapamıyorum ama bunu hazırlayabiliyorum en azından." dedi ciddi bi şekilde.

"O zaman ne mutlu buna. Bundan sonra hep sen hazırlayacaksın bize." dedim gülerek.

"Biz ?" dedi hafifçe gülümseyerek. "Bize. Yani bize. Biz. Ben , sen , çocuklar." diyerek önüme bakıyordum.

"Ha o biz." dedi yan yan sırıtarak.

"Ashton kapa çeneni ve ye şunları." diyerek azarladım onu. Bu çocuğun aklı gitmişti iyice. 

Yaklaşık bir saat içinde bütün her şeyi yemişti Ashton.

"Oh ne çok yedin sen."

"Ama açtım. " dedi dudaklarını büzerek.

Belli dedim sessiz bir şekilde.

"Ee bugün ne yapacağız?" dedi gözlerimin içine bakarak.

"Çocukların yanına gideceğiz hep evde kalacağız ." diyerek masada kalktım ve masayı toplamaya başladım.

"Jessica.. Konuşabilir miyiz?" dedi sessiz bir şekilde. "Evet Ashton?" derken masayı toplamaya devam ediyordum.

"Şey bizim tur" derken sözünü kestim. "Tamam Ashton. " diyerek yanağına öpücük kondurdum. Evet onlar tura gidecekti bense burada tek başıma kalacaktım. Bu konuyu açmasını istemiyordum.

The Only Reason // irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin