Don't.

941 54 14
                                    

    Uyandığımda ellerim Ashton'ın göğsünün üzerindeydi. Hafifçe doğrulurken onu uyandırmamaya çalıştım. Sessizce çadırın dışına çıktım. Yağmur cidden durmuştu bu arada. İçeri geri girdigimde Ash telefonuyla oynuyordu. "Çocukları ara , gidelim." dedim gülümseyerek. Telefona o kadar odaklanmış ki beni duymadi bile.İkinci kez dedim.Yine cevap vermedi en sonunda birden üstüne zıplayıp "Hadi gideliiiiim." dedim. Birden gülmeye başladı.

"Hadi gidelim." dedim tekrardan. Dudaklarını buzerek "Ya ama bu ortam daha güzel. Sadece.." derken "Sadece?" diyerek araya girdim. "Sen..." diyerek sözlerine devam etti. "Sen" diyerek tekrarladım soyledigini. "Sen.. ben.. ikimiz." diyerek dudaklarını birbirine bastırdı. "Biz." diyerek gülümsedim. Hafifçe dudağına öpücük kondurduktan sonra ayağa kalktım. "Yeter bu kadar Ashton. Hadi kalk gidiyoruz.Ara şu çocukları gelsinler de alsınlar bizi." diyerek Ash'e biraz bağırdım.

  "Ya.. ama."

"Ama filan deme. Hadi kalk." diyerek sözünü kestim.

Üstümü biraz temizlemeye çalışırken Ash çocukları aradı. Ash'in çantasına battaniyeyi koyduktan sonra dışarı çıktık.

Ashton "Birazdan gelirler. Biz burada bekleyeyim. Seni çok özlemişim." diyerek sarıldı.

"Ben de."

Ashton bugün ki bu hali biraz değişikti. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Ama biraz değişik gelmişti.

  Bir süre sessiz kaldıktan sonra araba sesi duyduk. Eşyaları alarak ilerledik.Araba durdu içinden Liz çıktı. Anne sesiyle "Aa çocuklar kusura bakmayın bizimkiler yine olmuşlar aptal." dedi. "Önemli değil Liz." diyerek arabaya bindik.

  Eve geldiğimizde Liz başka yere gitti. Evde Luke vardı sadece.

"Ee ne yaptınız çocuklar?" diyerek ilk sorusunu sormaya başladı.

Ashton hemen "Hiç ee diğerleri nerede?" dedi. Ben de o sırada mutfağa su içmeye gittim. İçeri geldiğimde Ashton yoktu.

"Ashton nerede?" diye etrafa bakmaya başladım.

"Yukarı çıktı." dedi sarışın çocuğun sesi. Daha sonra yere baktı. "Jessica? Iıı biraz konuşabilir miyiz?" dedi.

"Tabiki de." diyerek yanına oturdum.

"Jessica... Iı Ash hakkında konuşacaktım."

"Evet ?" dedim meraklı bir şekilde.

"Şey.. o senle -" derken Ashton belirdi birden.

"Luke?"

"Ashton.. Neyse ben gideyim." diyip Luke ayağa kalktı ve evden dışarı çıktı. Ayağa kalkarak "Ashton bi sorun mu var?" diyerek ona doğru yaklaştım. "Hayır hiç bir şey yok. " diyerek gülümsedi. Yanağına öpücük kondurduktan sonra "Ben gidiyorum eve. Yapmam gereken bi sürü iş var. Bak üstüme The Walking Dead'den çıkmayım." diyerek çantamı aldım ve dışarı çıktım.

   

   Eve geldiğimde ilk yaptığım şey duş almak oldu. Ashton'ın tişörtü o kokuyordu. Hafifçe kendi kendime gülümsedim. Duş aldıktan sonra kendime yemek hazırladım. Yemek yerken telefonuma mesaj geldi.

"Ne yapıyorsun Jess?" Mesaj Calum'dandı.

"Yemek yiyorum , sen?"

"Canım sıkıldı da senle konuşayım dedim."

"Ciddi olamazsın?"

"Aslında bir şey isteyecektim." Evet klasik Calum.

"İste hadi. Ama başımı belaya sokma."

The Only Reason // irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin