Welcome to NY.

795 52 2
                                    

   Selam ben geldim. Yazılmak için yazılan bir bölüm oldu gerçeği söylemek gerekirse.Yarın da yeni bölüm yayınlayacağım sonra pazartesi de... Neyse yorumlarınızı bekliyorum! xx

         ‘’Sally Harriet. ‘’ diye tekrarladım. Ama içimden kendime saydırıyordum.Bir kızla karşılaşıyorsun onun hakkında birkaç şey biliyorsun ama o kişi senin hakkında hiçbir şey bilmiyor. Acaba ne düşünebilirdi? Ne diyecektim şimdi ‘’Sen beni nerden tanıyorsun? ‘’ dediğinde. ‘’Ah bir arkadaşım senin hakkında araştırma yapmamı istedi de oradan tanıyorum bu arada ben Jessica Swan. Tanıştığımıza memnun oldum. Biraz sonra arkadaşıma mesaj atıp ‘Seninkini buldum.’ diyeceğim daha sonra da  senin elinden tutup seni ona götüreceğim ama biraz zaman alacak başka bir ülkede de. ‘’ mi diyecektim? Ne yaptın sen Jessica?  Kız hala bana bakıyordu. Hiçbir şey dememişti. Evet o sorunu bekliyorum. Diyebilirsin istediğin gibi.Ağzını yavaşca açtı ve işte başlıyoruz..

‘’Evet benim o da.. Siz kimsiniz? ‘’  Evet Jessica senden yanıt bekliyoruz dedi iç sesim. Hep iç sesim yüzünden kavga etmişliğim var kendi kendime. Kötü bir şey gerçekten.

‘’Iıı.. Karşılaştık bir gün. Ama hatırlamıyorsundur baya geçmişte kaldı. Hem de baya. ‘’ dedim derin bir nefes vererek. Evet ne kadar geçmişte?  2 hafta önce? O sırada telefonumu çıkardım , konuşmadan kaçmak için. Kıza bir şey çaktırmamak için hafifçe gülümsedim yüzüne doğru. Mesajlar bölümüne girip Calum’ı seçtim.

‘’Calum galiba birisini buldum.. Senin aradığın kızı ve şuanda yanımda oturuyor. Ve kötü bir şey var onu tanıdığımı az önce ağzımdan kaçırdım. Hiç telaşlanma her şey güzel olacak. İnan bana. ‘’

Hemen mesajı yolladıktan sonra kıza geri döndüm. Kulaklıklarını takmış kendi başına takılıyordu. Neden beni merak etmiyordu? Birisi beni tanısa ve ben onu tanımasam kesinlikle telaşa girerdim. Ya beni öldürürse ya benim organlarımı satsa.. Hepsini düşünmek lazım. Ama değişik bir kız. Yavaşa kızı süzmeye başladım. Hmm.. Uzun etek… Kısa bir tişört ve yuvarlak gözlükler. O gözlükleri neden takıyorsun içeride? Uçağın içinde gözlüğü ne yapacaksın? Söyler misin bana? O değil de kızın burnu güzelmiş. Cidden. Bu benim anında mod değişikliğim nereden geldi? Bu sırada telefonuma mesaj geldi.

‘’Jessica. Sen ciddi misin? Nasıl? Bir saniye cidden ciddi misin yoksa benle dalga mı geçiyorsun? Jessica.. Bak duygularımla oynama lütfen. O kızı kaçır oradan. ‘’

Kızı kaçırmak mı? Delirdin mi sen Calum? Neyden bahsediyorsun. İnanmıyordu. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Telefonu yavaşça çevirdim. Fotoğraf çekecektim. Başka şansım yoktu. Kendimi çekmek amacıyla.. Evet hep öyle olmaz mı zaten birisini çekmek için numara yapmaz mıyız? Yavaşça hareket ettim ve telefonu kıza doğru çevirdim. Yani şuanda bana bakmıyordu tam zamanıydı çekmenin. Umarım flaş açık değildir.. Umarım. Hadi Jessica yapabilirsin. Fotoğrafı aniden çektim. Evet bu sefer olmuştu. Bu arada gittikçe yükseğe çıkıyorduk. Bulutlar ne güzel gözüküyordu.  Her neyse daha önemli bir işimiz var bizim burada…

 

  Fotoğrafı Calum’a yolladıktan sonra hemen mesaj geldi.Bekliyormuş demek ki.

‘’Jessica Swan.. Hayatımda gördüğüm en iyi insan! Seni asla unutmayacağım. Şimdi yapman gereken bazı şeyler var o kız ile arkadaş ol ve buraya getir. ‘’

Gözlerimi çevirdim. Bu çocuk delirmiş miydi? Nasıl getirecektim.. Daha sizi ben göremiyordum bir de kızı mı getirecektim.. Yapma ama.

‘’Ne demek istiyorsun getir derken? Calum kıza az önce ismiyle hitap ettim ama o beni tanımıyordu. Tehlikenin farkında değil misin? Karşılaştığımızı söyledim ama bir şey demedi bu daha kötü. ‘’

The Only Reason // irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin