Be With Me

961 55 9
                                    

     Bu bölüm için öncelikle @pringles_hemmo'ya çok teşekkür ediyorum çünkü baya emeği var bu bolümde. Cook teşekkürler yine. Bu arada son kisimlari yazarken biz çok zorlandik ve çok da gulduk. Yazarken çok zorlandigimiz bir bölüm oldu kisacasi. Yorumlarinizi cidden bekliyorum. Yorum yapın azicik.

"Şey.. her neyse." diyerek önüne döndü Andrew. O dönünce ben de döndüm.

"Ne zamandır buradasın?" diye sordum konuyu geçiştirmek için.

"Hep burdaydım ama geçen sene Fransa'ya gittim. Sonradan tekrar geldim. Eminim ki bir daha asla gitmeyeceğim." derken gülmeye başladı.

"Neden gülüyorsun?" dedim gözlerimi yan yana çevirerek.

"Bilmiyorum biraz acayip geldi."

"Ne acayip geldi?"

"Bunca zamandan sonr-"derken telefonum çalmaya başladın. Arayan Luke'tu. İlk kapattım , devam etti aramaya. "Pardon." diyerek dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Açsana sorun değil."

"Yok sorun yok." dedim. Kısa bir sessizlik sürdü.

"Bir şeyler içelim mi?" diye sordu. Aslında şuanda hiç bir yere gitmek istemiyorum ama daha iyi hissetmem lazım.

"Peki gidelim." diyerek kalktık.

Biraz yürüdükten sonra sonunda bi kafeye geldik. Kahvelerimizi aldıktan sonda bi masaya oturduk.

"Ee sen ne yapıyorsun Jessica?" diye sordu.

"Hiç öyle geçen yıl Amerika'daydım. Döneli 2-3 ay oldu. Asht- Ha işte öyle." derken sesim kısılmaya başladı. Ashton..

"Ashton dimi? Onla mı aranız bozuk?" dedi birden bire.

"Hayır iyiyiz. Bazı şeyler dışında. "

"Üzme kendini. Merak etme senin gibi birisini kaybederse o üzülsün." dedi gülümseyerek.

"Hayır hayır onun hiç bi suçu yok. Bütün suç bende. " diyerek tekrar üzülmeye başladım. Ama cidden bütün suç bendeydi. Bazı şeylere hazır değildim. O sırada Andrew'in telefonuna mesaj geldi. Mesajına baktıktan sonra "Ah Jessica gitmem gerekiyor. Görüşürüz." diyerek masadan kalktı. Ben de görüşürüz dedim ama çoktan gitmişti.

Daha sonra telefonum çalmaya başladı. Arayan tekrar Luke'tu.

"Efendim Lucas?"

"Sonunda Jessica!" dedi endişeli bir ses tonuyla.

"Ne oldu? Bir şey mi oldu?"

"Hayır seni merak ettik. Ashton'ın telefonu kapalı. Biz de seni arayalım dedik."

"Ashton burada değil." dedim üzülerek.

"Haa.Bilmiyordum. "

"Benim gitmem gerekiyor Luke. Görüşürüz." diyerek telefonu kapattım.

Kafeden çıktıktan sonra güneş gözlüğümü takarak eve doğru yürümeye başladım. Bir yandan da onu merak ediyordum. Nerdeydi? Telefonumu çıkartarak onu aramaya başladım. Cevap vermemişti. Ben de daha çok ısrar etmedim.

Eve geldiğimde ilk yaptığım şey pijamalarımı giymek oldu çünkü bir daha evden dışarı çıkmayı planlamıyorum.

Televizyonu açtım kanalları gezerken koltukta uyuya kaldım.

Uyandığımda kapı çalıyordu. Kalkarken afalladım az kalsın düşüyordum. Kapıyı açtıktan sonra bir kaç kez gözlerimi kapatıp açtım.

The Only Reason // irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin