Nothing Doesn't Stay The Same.

1.2K 76 8
                                    

  Eveet bu bölümün şarkısı bugün klibi çıkan ''You&I'' Hadi onu dinleyin , rekor kıracağız! Evet size yine saçma bir bölüm getirdim. Ve bir önceki 20 vote almamıştı bile ama bu bölüm sadece You&I'ın klibi için. Yani çok sevdim klibi ben de bölüm yazayım dedim o yani. Neyse her zamanki gibi yorumlarınızı bekliyorum :D:D:D
 
   Gözlerimi açmadan önce derin bir nefes aldım. Etraf hasta gibi kokuyordu. Gözlerimi yavaş yavaş açarken bir ses ‘’Melissa! ‘’ dedi. Bu kişi Jack’ti. Ne?!
    Hafifçe kalkmaya çalışırken ‘’Senin burada ne işin var? ‘’ diye sordum sessiz bir şekilde.
‘’Ben geldim. Senin yanına. ‘’ dedi gözlerimin içine bakarak. Gözlerimi ondan çekerek sessiz bir şekilde ‘’Bak Jack.. ‘’ diye cümleme devam ederken kapıya birisi tıkladı. İçeri Ashton ve çocuklar gelmişti.
Ashton gözleriyle beni süzdükten sonra ‘’Jessica. Tanıştırmayacak mısın? ‘’ dedi derin bir nefes alarak.
Jack ayağa kalktıktan sonra ‘’Jessica. Ha tamam. ‘’ diyerek Ash’e doğru elini uzattı.
‘’Ben Jack Wintson. Mel- Jessica’nın eski oda arkadaşı. ‘’ 
Ah işte olanlar şimdi başlıyor. Birden Jack’i uyarlamaya çalışarak öksürmeye başladım.
‘’Eski oda arkadaşı? ‘’ diyerek tek kaşını kaldırarak bana baktı. Gözlerimi Luke’a çevirdim. Kaş göz hareketi yapmaya başladım olayı sakinleştirsin diye. Ama en son hatırladığım şey Luke ile Ash’in arasının iyi olmadığı.
Birkaç saniyelik sessizlik geçtikten sonra araya Calum girerek;
‘’Ben de Calum Hood. Ama Asyalı değilim. ‘’ diyerek sessizliği bozmuştu.
‘’Michael. ‘’ diyerek gülümsedi Jack’e.
Luke da hemen elini uzatarak ‘’Beni tanıyorsun galiba? Luke. ‘’ dedi gülerek. Evet Jack Luke’u tanıyordu.
 Ashton da en sonunda elini uzatarak ‘’Ashton Irwin. Bilmiyorum belki tanırsın beni. ‘’ dedi. Ah bu çocuğun amacı neydi hiç bilmiyordum.
Jack’e bana baktıktan sonra ‘’Ah evet tanıyorum seni. Melis-‘’
‘’Artık Melissa demeyi keser misin? Onun adı Jessica. ‘’ diyerek sözünü kesmişti Ashton.
Bir kavga daha kaldıracak halim yok. Ama olursa da en azından hastanedeyiz bir şey olmaz.
‘’Çocuklar! Dinlenmem lazım. Luke burada kalır mısın biraz? ‘’ dedim yüksek sesli bir sesle.
Odadan herkes giderken Ashton’ın ‘’Zaten hep Luke kalsın. ‘’sözünü duymayan kalmadı herhalde.
         Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu bilmiyordum.
Luke bir tane sandalye getirerek yatağın yanına koydu.
‘’Eee Jessica? Şimdi ne olacak? ‘’ dedi derin bir nefes alarak. Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra ‘’Hiçbir şey bilmiyorum. Kimse bilmiyor. İstediğim böyle bir şey değildi benim. Bu arada tekrar söylüyorum Jack ile biz sev.’’ Derken Luke kafasını sallayarak ‘’Biliyorum sevgili değilsiniz. ‘’ dedi. Luke’a her şeyi anlatıyordum. O en yakın arkadaşımdı.
   ‘’Luke ben bayıldıktan sonra Ashton ile aranızda ne oldu? ‘’ diye birden sordum.
Kafasını  yere doğru eğdikten sonra bana bakarak ‘’Hiçbir şey. Ah Jessica. Bana çok kızgın. Ama biliyorsun sen bunu istedin ben de yaptım. ‘’ dedi dudaklarını büzerek.
‘’Ne yani? Bütün suç bende mi ? ‘’  dedim hafifçe koluna vurarak.
‘’Hayır! Ben öyle bir demedim. Jessica yapma ama onu demek istemedim ben. ‘’ diyerek ağlamaklı bir ses tonuna döndü hemen.
‘’Hayır Luke Hemmings. Hemen ağlama sarı koca bebek. ‘’ diyerek kollarımı açtım. Kollarımın arasına aldım onu. Ah ben bu çocuğun cidden küçüklüğünü bilirdim. O zaman da böyleydi. Aleisha ile ayrıldıkları zaman bu çocuğun ne kadar da duygusal birisi olduğunu. Ah , o yüzden o benim küçük sarı koca bebeğim. Luke’a sarılırken içeriye Michael girdi.
‘’Böldüm ama Jessica girebilir miyim? ‘’ dedi dudaklarını birbirine bastırarak.
‘’Tabii. ‘’ dedim gülümseyerek.
Michael ve Luke karşıma geçtikten sonra birkaç saniye sessizliğe bürünmüştü burası.
‘’Buradan çıkmak istiyorum. Ne zaman çıkarım? ‘’ dedim sesli bir şekilde.
Michael bir şey diyecekmiş gibi olduktan sonra ağzını kapattı. Gözlerimi devirerek ‘’Yani hiçbir zaman? ‘’ dedim. Michael yanıma yaklaşarak ‘’Jessica. Neler oluyor? ‘’ dedi. Ah yine başlıyoruz bu olaylara. ‘’Michael.. Hiçbir şey bilmiyorum. Başıma bela açtım resmen. Ama Jack ile çıkmıyoruz bunu bilmelisin. ‘’ dedim dudaklarımı  büzerek.
Luke araya girerek ‘’Evet yeter artık. Ben doktorun yanına gidiyorum. Ve diğerlerini de yalnız bırakmamız gerekiyor. Biliyorsun Calum ve kavga çıkarmaya her zaman hazır olan birisi. ‘’ diyerek odadan çıktı.
Michael ile odada tek kaldıktan sonra bir süre sonra turlarda başlarına gelen ya da yarattıkları komik anıları anlatmaya başladı. Bu çocuk gerçekten çocuk!

      *

Eve girdikten sonra Calum omzumdan tutmayı bırakarak ‘’Hadi Jessica.Yat şuraya. ‘’ diye sitem ediyordu bana. Tek yaptığı şeydir kendisinin.
 ‘’Hayır Calum. Buraya yatmak istemiyorum. ‘’ diye çocuk gibi söylenmeye başladım.
‘’Jessica yat şuraya! ‘’ diye birden bağırdı. Sessizce tamam dermiş gibi kafamı salladım.
‘’Jessica .. ‘’ diyen Jack’in sesini duydum. Calum çocuğa resmen öldürecekmiş gibi baktıktan sonra ‘’Ben mutfağa gidip sana bir şeyler hazırlayayım. ‘’ dedi. Calum odadan çıktıktan sonra Jack yanıma gelerek koltuğa oturdu.
‘’Mel. Neler olduğunu bana anlatır mısın? ‘’ dedi gözlerimin içine bakarak. Ellerimi alnıma götürdükten sonra ‘’Hiçbir şey bilmiyorum Jack. Ve sevgilimmiş gibi davranmayı kes. ‘’ diyerek yüksek sesle bağırdım.
‘’Biliyorum Melissa. Sadece bana olanları anlat.Neler olduğunu? Sana Ashton mı ne o zarar mı veriyor? Diğerleri neyse adları? Bak öyleyse tekrar gidebiliriz. Seni çok özledik. Ben de seni almak için geldim de diyebiliriz aslında. ‘’
‘’Neler saçmalıyorsun Jack? Ben hiçbir yere gitmiyorum. Ve şuanda ailemin yanındayım. Lütfen üzerime gelme. Onları benim en yakınlarım. Jack. Ama istersen kısa bir süre sonra burada kalabilirsin. ‘’
‘’Melissa.. Ne kadar da değişmişsin? Sadece 1 ay oldu. Ve sen.. ‘’
‘’Öncelikle onun birinci adı Jessica. İkincisi hayır hiç kimse ona zarar vermiyor. Üçüncüsü ve hiçbir yere gitmiyor. ‘’ diyerek Calum içeri girdi.
‘’Calum.. ‘’ dedim biraz sesli bir sesle.
‘’Jessica , bekle biraz. Anlaşılması gereken konular var. ‘’ diyerek Jack’in üzerine doğru yürüdü. Hızlıca ayağa kalktıktan sonra Calum’ın kolundan tuttum. Gözlerine bakarak ‘’Yapma. ‘’ dedim. Birkaç kere küfür ettikten sonra ‘’Ben gidiyorum. Size iyi geceler. ‘’ diyerek evden çıktı.
  Evet Jessica.. Yeni bir macera daha. Neler oluyor?
Jack ‘’Yeter Jessica ben gidiyorum. ‘’ diyerek o da gitti.
 
  Jack de gittikten sonra yine aynı Jessica Snow oldun , Jessica. Yalnız ama hala… ‘’Böyle olmayacak sonu.  ‘’ diyerek kendime umut vermeye çalıştım.  Ah Jessica. Ah Ashton.. Ashton. Gülüşüne aşık olduğum insan.



Gözlerimi açtığımda televizyon karşısında uyuya kaldığımı fark ettim. Ah televizyonda en sevdiğim dizi vardı Glee ! Bu dizi bana çok şey öğretti. İlk kendim olmamı. Bu dizi sayesinde kendime güvenim geldi. Ah keşke böyle  bi yerde olsaydım. Tabi çocuklarla aynı evde kalınca resmen Glee klubü gibi oluyorduk o ayrı bir şey.
   Koltuktan kalktıktan sonra mutfağa gittim. Calum bana yemek hazırlamamış , salak. Kendime çorba yapmaya başladım. Gerçeği söylemek gerekirse yemeklerim kötüdür ama otel yemeklerinden daha iyidir. Bu yüzden seviyorlardı yemeklerimi çocuklar.
  Yemeği ocağa koyduktan sonra kapıya birileri öküz gibi çarpmaya başladı. Koşarak kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtıktan sonra karşımda o vardı…
Kafasını kaldırarak ‘’İçeri girebilir miyim? ‘’ dedi. Dudaklarımı birbirine bastırarak tamam dermiş gibi kafamı salladım. İçeri girdikten sonra ‘’Güzel evmiş. ‘’ dedi sakin bir şekilde. Şuanda sakin değildim ama ben. ‘’Teşekkürler. ‘’ dedim ben de aynı sakin ses tonuyla.O koltuğa oturduktan sonra  mutfağa gidip ocağın altını kapattım. Yemek ne de olsa bu.
İçeri geçtikten sonra Ashton’ın karşı koltuğuna oturdum. Odayı sessizlik sarmıştı.
‘’Konuşabilir miyiz? ‘’ dedi kafasını yere eğerek.
‘’Evet yani saatlerce bakışacak değiliz ya? ‘’ dedim ona bakarken.
‘’Aslında onu sonsuza kadar yapabilirim. ‘’ dedi gözlerimin içine bakarak.
Gözlerimi kaçırarak gülümsedim. Evet bu çocuğa aşığım ben. Utanmıştım yine ve biraz daha kızaracaktım.
Sözlerine devam etti. ‘’Jessica, ne yapacağız? ‘’
‘’Ashton.. Bak.. ‘’ diye devam ederken sözümü keserek ‘’Bak Jessica. Neler oluyor , ben anlamıyorum. Bir gün geliyorsun hayatımı bir ışık gibi aydınlatıyorsun. Her şey çok güzel gidiyor. İlk defa aşık oluyorum. İlk defa birisine böyle bağlanabiliyorum. İlklerimi senle yaşıyorum. Daha sonra bir gün geliyor… ‘’ Gözlerimden yaşlar gelmeye başladı yine. Gözlerine bakarken dolduğunu fark ettim. ‘’… Daha sonra da gidiyorsun. Hayatım yine senden önceki gibi oluyor. Beni tam hayata bağlamışken bırakıyorsun ve ben yine kopuyorum dünyadan. Seni arıyorum. Her yere bakıyorum. Diyorum kendime ‘Bir daha asla gelemez. Her şeyin içine ettin Ashton. ‘ Her sabah kalktığımda kendimden nefret ediyorum, bunu biliyorsun. Daha sonra bir gün geliyorsun.. Geri dönüş yapıyorsun. Sanki her şey aynıymış gibi. Ama ‘’hiçbir şey aynı kalmaz. ‘’ Karşıma çıkıyorsun bir yerde. Seni öpüyorum ve yine aydınlatıyorsun beni. Aynanın karşına geçip diyorum ‘Ashton , o hala senin. ‘ Hala benimsin. Daha sonra bir şeyler oluyor. Herkes benden bir şeyler saklıyor.Daha sonra da bir gün birisi çıkıp geliyor ve seni alıyor benden.. ‘’ derken gözlerinden yaşlar akıyordu.
‘’Ashton.. O benim… ‘’
‘’Evet Jessica. Beni dinle sadece. Neler olduğunu anlamak istiyorum. Sen benimsin hala. Belki bunu anlayamazsın ama benimsin. Her sabah senin kollarının arasında kalkmak istiyorum. Sadece sana bağlanmak istiyorum. Ama korkuyorum bazı şeylerden… Belki beni istemiyorsun, bilmiyorum. Ama tek bir şey var. ‘’ diyerek yanıma yaklaştı. Gözlerimi kaçırırken eliyle saçımı kulağımın arkasına koyduktan sonra gözlerimin içine bakarak ‘’Seni istiyorum.. ‘’ dedi. 

The Only Reason // irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin