Hastaneden içeri girdiğimizde Emir danışmayla konuşmuş sonrasında hemen doktorun odasına alınmıştık.
Bebeğimi göreceğim, kalp atışlarını duyacağım için oldukça heyecanlıydım. Üstelik bu sefer yanımda babası da vardı. Emir'in şu an yanımda olması mutluluğuma mutluluk katıyordu. Kadın doktor Türkçe "Hoşgeldiniz, lütfen şuraya uzanın." diyerek sedyeyi gösterince uzandım. Doktorun Türkçe konuşması beni şaşırtmıştı üstelik ana dili gibi konuşuyordu. Anlaşılan Emir Kozcuoğlu yine soyadının faydalarından yararlanmıştı.
"Karnınızı açın Zeynep Hanım." dediğinde ise üzerimdeki bluzu yukarıya sıyırdım.
Bu sırada Emir yanıma gelmiş, oğlunu görmeyi bekliyordu. Yüzündeki ifadede bir değişiklik olmasa da içten içe onun da çocuğumuzu göreceği için sevindiğini biliyordum. Muhteşem bir baba olacağından şüphem yoktu. Ben Emir'e bakarken doktor yine karnıma o soğuk jeli sürmüştü. Tek sevmediğim şu iğrenç jeldi ama bebeğim için katlanıyordum. Doktor aleti karnımda gezdirirken ekranda beliren görüntüyle kalp atışlarım hızlandı. Bebeğim, canım, kanım, her şeyim oradaydı işte. Kolları, bacakları oluşmuş vücudu bir önceki görüşüme göre şekil kazanmıştı. Gözyaşlarımın akmasına engel olamadım. Anne olmak... O kadar kutsal bir şeydi ki. İçimdeyken bile sanki bir şey olacakmış gibi hissediyordum. Onu koruma içgüdüsüne bürünmüştüm.
"Eveet bebeğimiz burada. Sağlığı gayet yerinde ve cinsiyetini gösterdi." Heyecanım artarken bir an için Emir'e baktığımda gülümsemeden edemedim. Yüzündeki o gülümseme, en önemlisi içi gülen gözleri her şeye değerdi. Bebeğimize yüzündeki o ismini koyamadığım ifadeyle bakıyordu. Deniz'e bile böyle baktığını görmemiştim.
"Tebrik ederim bir oğlunuz olacak." dedi doktor Emir'e bakarken gülümseyerek. Emir daha da gülümseyip "Oğlum. Oğlum.. Oğlum..." diye fısıldadı. Gözlerini bir an olsun ekrandan ayırmıyordu. Ben de bakışlarımı ondan ayırıp ekrana çevirdim. Oğlum... Canım oradaydı.
"Kalp atışlarını dinleyebilir miyiz?" dedim doktora. Oğlumun kalp atışlarının sesi dünyanın en güzel sesiydi benim için. "Tabii." diyerek bir şeyler yapınca odayı oğlumuzun kalp atışlarının sesi doldurdu.
Güm, güm,güm.
"Allahım sana çok şükür,çok şükür." dedim gözlerimden yaşlar süzülürken.
Fazlasıyla mutlu hissediyordum. Bebeğim karnımda, babası yanımdaydı. "Çok teşekkür ederim, Zeynep." dedi Emir. Ardından dudaklarını alnımda hissettim. "Beni baba yaptığın için, bana oğlumu verdiğin için çok teşekkür ederim." diye konuşurken kıpırdayan dudaklarını bir an olsun alnımdan koparmamıştı. Mutlu, huzurluydum uzun zamandır olmadığım kadar.
Emir'e cevap vermedim, yalnızca gülümsedim en içten. Ona olan bu sevdam ilk defa karşılık görmüş gibi hissediyordum. Emir dudaklarını alnımdan çekince doktor "Temizlenebilirsiniz." diyerek peçeteyi uzattı. Emir'e de ultrason fotoğraflarını uzatınca Emir elinden alıp büyük bir dikkatle inceledi. Daha sonra ben karnımdan o jeli silerken Emir'in eli omzumda, gözleri biraz büyümüş karnımdaydı. Sonunda jel silinince bluzumu aşağıya sıyırıp ayağa kalktım.
Birden kalktığımdan dolayı başım dönünce gözlerim kapandı. "Ne oldu? Doktor! Dikkat et Zeynep." dediğinde doktor hemen yanımıza geldi fakat gözlerimi açmış, iyi hissediyordum. "Başı döndü, neden?" dedi Emir doktora. Doktor da "Aniden kalktığı için olabilir. Oğlunuzla ilgili bir sorun olduğunu sanmam." deyince ikna olmuş olmalı ki elini öne uzatıp geçmem için işaret verdi. Bir an ona bakakalıp sonra kendime gelince doktora teşekkür ederek yürümeye başladım. O da arkamdan geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Tutsağım
Fanfictionİmkânsıza meyilli, onu yaralayan adama tutulmuş çok seven bir kadın. Şefkat göstermekten, adamın onu tüm yaralamalarına rağmen onu sevmekten asla vazgeçmeyen bir kadın Zeynep. Yarası çocukluktan başlayan, başkalarında da yara açmaktan çekinmeyen, o...