Düzenlenmiştir.
Sabahın ilk ışıkları vururken çoktan ayaktaydım. Dün gece Behran'ı
yolcu etmiştik,Bedirxan tabiki de gitmeme izin vermemişti ben evde kalmıştım.
Belki de Behran'ın gidişi en iyisi olacaktı hepimiz için daha fazla burda dursaydı Bedirxan'ın durumu çakması an meselesiydi. Son zamanlar da beni herkesten sakınır olmuştu.
Beni kaybetme korkusu mu vardı bilmiyorum ama tuhaftı işte.
Eski halimden eser yoktu o eski gezip tozan eğlenen kız yoktu artık. Yerine koskoca Rişvanoğullarının gelini gelmişti alışamamıştım elbet,Bedirxan'a Mardin'e hepsi yabancıydı hala.
Ama bunları düşünüp kafaya takmaya hiç gerek yoktu zaman herşeyin ilacıydı.
Odanın kapısının açılmasıyla başımı çevirdim. Bir adam bu kadar yakışıklı olabilir miydi?"Mizgin vallahi o kadar yoruldum ki anlatamam azıcık masaj yapıver"
dediği anda birazcık odun olduğunu da göstermiş bulundu.
"Ooo sen iyi alıştın Bedirxan Ağa, kaplanı kediye dönüştürdün sanırsın herhal"
Adımları yanımı bulurken kalçamı avuçladı.
"Onu da yaparız yavrum"
Ellerimi boynuna dolarken dudaklarımı boynunda gezdirmeye başladım hırıltıları başlarken durmadım küçük küçük ısırırken ellerim onunkinibuldu.
"Seni özledim Bedirxan"
derken kısık kısık inliyordum,tahrik olması için.
"Senden bu lafları duydum ya kadın bu gece canın biraz fazla acıyacak"
Bedirxan'ın beni yatırmasına izin vermeden yatağa ittim. Kahkaha attı.
"Azdın mı hatun"
Durmayacaktım sütyenimi fırlatıp kasıklarında hareket etmeye başladım. Göğüslerimi koparırcasına sıkarken kendimi bir an altta buldum.
Şortumu çıkarırken
"Beni zorladın sıra bende"
Kafasını oraya gömmesiyle bayılacak gibi oldum en son üçüncü parmağını zorlarken durdurdum
"Seni istiyorum"
Hızla altını çıkarıp girişimde durdu gözlerimiz kitlendiği an "benim olduğun için teşekkür ederim" demesine karşılık veremeden çığlığım odayı doldurdu.Sabah olmak üzereydi bende Bedirxan'ın göğsünde yatıyordum.
"Zeramın bir şey söyleyeceğim"
Artık Zeramın lafına o kadar çok alışmıştım ki benimsemiştim adeta.
Birazcık doğruldum
"söyle bakalım"
Elleri çıplak omzumda gezinirken
"İstanbul'a gitmek ister misin" dedi göz kırparak
Ani bir heyecanla doğruldum, sonra çıplak olduğun aklıma geldi çarşafa uzanırken,"Gerçekten iyi olabilir hem annem ve babamı da görmüyorum bir aydır"
Başını sallarken
"Ben ilişkimize de iyi gelir diye düşünmüştüm"
İstanbul bize iyi mi gelecekti? Aslında bize kötü gelen Mardin değil Behran'dı.
Bedirxan da henüz konuya hakim olmadığı için İstanbul'a gitmenin iyi olacağını düşünmüştü
Umarım öyle olurdu.BEDİRXAN RİŞVANOĞU
Her sabah gözlerimi sevdiğim kadınla açmak kadar güzel bir şey yoktu şu hayatta. Onunla bir ömür geçirecek olmamın düşüncesi bile sabırsızlandırıyordu beni.
Mizgin başta hırçın olsa da bana alışmıştı artık biliyordum. Seviyor muydu?
Bu sorunun cevabını kaldıracak gücüm yoktu.
Şimdilik böylesi de yeterdi. Elbet severdi nasıl olsa.
Mizgin bavulları hazırlarken bende Mardin'in sıcağına dayanamayıp balkona attım kendimi.
Anamın yanına ilişiverdim.
"Hayırdır oğlum sen karından ayrılır mıydın"
hafif sitemkardı sesi.
Ama bilirdim severdi gelinini.
"Amaan ana bırak da öyle olsun yani evlendim hoş özlerim tabi"
Tanıdık bir koku burnuma dolarken kapının eşiğinde karımı gördüm.
Oturması için yanımı işaret ederken dün gece için utandığını bana bakarken anlayabiliyordum.
"Anne, Mizgin de gelmişken söyleyeyim sana biz İstanbul'a gideceğiz"
Annem telaşlandı.
"Hayırdır inşallah bir sıkıntı mı var?""Yok anne biliyorsun son olaylar bizi yıprattı biraz yalnız kalalım birde mizgin'in ailesini ziyaret edelim istedik"
Annem derin nefes verirken
"Haa, iyi iyi gidin tabi görün dünürlerimi selamınızı da ilet oldu mu güzel gelinim"
Mizgin yorgun bakışlarla onayladı annemi
"Tabi söyleriz"
Allah allah dün gece çok mu yormuştum acaba.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
MİZGİN ASKEN RİŞVANOĞLU
Hava kararmaya başlarken yavaş yavaş eşyaları arabaya yerleştirmeye başladık.
"Kızım bak bu sarmayı da al Bedirxan'ım çok sever yolda acıkırsa ağzına tıkıştırıver"
Bedirxan kahkahalarla gülmeye başlamıştı
"Elleriyle besler ana beni gelinin sen meraklanma"
Herkesle teker teker sarıldıktan sonra yola koyulduk.
Uzun bir yolculuk olacaktı ama Bedirxan arabayla gitmek istemişti.
"Eee malum yolumuz uzun karıcığım sen konuş ben dinleyeyim"
Koltuğumu geri yatırırken "İstanbul'u özlemiştim biliyor musun arkadaşlarımı özellikle"
"Hee arkadaş demişken siz Behranla tanışıyormuşsun istanbuldan"
Panikle Bedirxan'a çevirdim başımı
"Sen nerden biliyorsun ki"
"Aman öyle bi gün söylemişti Behran ortak arkadaşlarınız falan varmış tanışırız bakalım"Ortak arkadaşlarımız. Sarp ve Cansu. Cansu da benim can dostumdu tabi bayadır görüşmüyorduk ama en son duyduğuma göre evlenmişlerdi.
Eskiden dörtlü takılırdık. Ve onların benim evlendiğimden haberleri yoktu.
Hep dalgası olurdu Behran ilk önce bizim evleneceğimizi söylerdi her defasında.
Kafamı bir şey dank etti.
Eğer Bedirxan arkadaşlarımızla tanışırsa nasıl açıklardım Behranın ağabeysi ile evli olduğumu diyelim açıkladım Sarp olay çıkartırdı. Behranın en yakın arkadaşıydı.
Behran da İstanbulda idi hem.
Ah be adam! İstanbul'a gidecek zamanı mı buldun şimdi
"Zeramın"
Düşüncelerime kocamın sesiyle son verdim. Yorgun gözlerle direksiyon sallıyordu kaç saat geçmişti bilmiyordum ama terler süzülmeye başlamıştı.
"Canım çeksene kenara azıcık dinlen yorulmuşsun hem"
Bedirxan sanki bunu bekliyormuşcasına anında sağa kırdı.
Gömleğini çıkartıp arkaya attığında göz göze geldik.
Torpidodan mendil çıkartıp yüzüne bastırmaya başladım ta ki elleri ellerimi bulana kadar.
"Ordan rahat silemezsin"
demesiyle birden kucağında buldum kendimi.
"Allah allah öyle miymiş" silmeye devam ettim.
İlk defa yüzüne bu kadar odaklanmıştım ilk defa bana bu kadar derin ve içten baktığını görmüştüm ilk defa ilk defa.
İlk defa sol gözünün yanında ki kırışıklık dikkatımi çekmişti elim bilinçsizce oraya kaydı.
Kirpikleri beni kıskandıracak kadar uzundu.
Kaç kadın bu kadar yakından bakmıştı bu yüze?
"Kirpikleri sayılacak adamsın"
yine bilincin dışında olmuştu her şey söylemek istedim bir an.
Bu sefer onun eli gamzeme gitti. "Biliyor musun Mizgin tam sevilecek kadınsın. Çok güzel severim ben öyle derler"
Resmen transa geçmiştim. Bu sefer elim dudaklarına kaydı. Belimde ki elinin sıkılaştığını hissettim.
"Biliyor musun Mizgin beni ilk defa bu kadar inceledin"
Gülümsedim. Gülümsedi.
Ve benim içim ısındı. Her şey bir gülümsemeyle başladı o an.
Hiç bakmadığım hiç görmediğim gibi gördüm onu,kocamı.
"Peki sen biliyor musun Bedirxan ağa"
Ellerini saçlarımda gezdirdi.
"Sen anlat bileyim"
Ellerimi yüzüne koyduğum sırada koltuğunu yatırdı. Artık konuşmanın vakti gelmişti
"Ben ilk defa bu kadar sevdim".Ne demişleeer ben senin,beni sevebilme ihtimalini sevdim!
Sevgiyle kalın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERAMIN
Romance'Sarışınım' Mizgin Asken, Bir gün soyadının Rişvanoğlu olacağını biliyordu. Ama töreye kurban gidip sevgilisinin, abisinin kadını olacağını bilemezdi. Artık hayatı eskisi gibi olmayacaktı. Behran Rişvanoğlu, Bir gün Mizgin'in ailesine gelin gelece...