|Bir|

10.5K 302 21
                                    

Multi;Bedirxan
Düzenlenmiştir.

Eze te buk binim we mate, Mizgin. (Seni bu eve gelin getireceğim, Mizgin.)

Kulaklığımın hırsla çekilmesiyle anneme döndüm.

"İniş yapıyoruz Mizgin, babaannenin konağına gideceğiz" dedi tam önüne döndüğü sırada aklına bir şey gelmiş gibi döndü ve ateş püskürttü. "Sakın ha Mizgin. Erkeklerle göz göze gelmemeye çalış. Başımızı belaya sokmayasın."

Yan koltukta oturan babama döndüm.
"Bav eğer ki berdel olursa Rişvanoğlu aşiretinin gelin ağası mı olacağım?".
"Evet kızım öyle olacak inşallah, Ferzin'in ölmesini göze alamayız ne yaparsa, yapsın."

Katılırcasına başımı salladım.

"İlahi Mizgin, duyanda Prenses Diana oldu sanacak. Ne bu havalar? Çok meraklısın elin oğluna gitmeye".

Anneme kızamıyordum, biliyordum çünkü babamdan zamanında çektiklerini. Çok çaba sarf etmişti babamdan boşanmak için. Haliyle istemiyordu tek kızının Mardinli ile evlenmesini.

"Öyle şey olur mu hiç anne, sadece ağabeyim için yapmak zorundayım".
"Hayır efendim ben oraya bir gideyim,  Çavşin hanımla konuşacağım" dedi ve uçaktan inmek için hareketlendi.

Çavşin Asken.
Benim babaannem. Mardin'in zulmüne boyun eğmiş kadınlardandır. Babam hep babaanneme çektiğimi söyler. Mavi gözler, sarı saçlar. Her ne kadar onun saçları beyazlamaya yüz tutsa bile, gençliğine benziyordum işte.

"Bu ne haldir keçamin?" (kızım).
"Ne vardır bav halimde" .

"Bu pantolonun yarısı nerdedir Mizgin. Hasbinallah bin çabuk arabaya, dapire gidiyoruz". (babaanne)

Heybetli bir konağın önünde durmuştuk. Ben iner inmez bütün adamların kafaları aşağıya inmişti.

"Hele benim mavi gözlüm gelmiştir. Kııız Beritaaan hemen sofrayı kur."dedi ve içeriden bir kızıp çıkıp hemen sofrayı kurmaya başladı.

"Bi xer hati,Meral keçamin". (Hoşgeldin, Meral kızım). "Hoşbulduk Çavşin Hanım"

Babam çoktan yukarı çıkmış sofraya kurulmuştu.
"Gazel çabuk buraya gel" dedi babaannem, ne kadarda gürdü bu kadının sesi. Başını eğmiş halde, benim yaşlarımda bir kız içeri girdi.

"Buyurun hanım ağam".
"Mavi gözlümün eşyalarını, şimdilik kalacağını odaya taşıyıver"

"Hiç gerek yoktu Çavşin hanım, bir bilemedin iki gün sonra gideceğiz zaten".
annem ne kadar diretse de sofradaki herkes buradan ayrılamayacağımı biliyordu.

İçeri koşa koşa bir çocuk girdi.
"Civan ağam, aşiret Rişvanoğlu konağında toplanmıştır, icap etmeniz beklenir". Babam hışımla kalktı. "De haydi, gidelim oğul"

"Şey, ağam Mizgin hanımında gelmesi gerekir. Hani şey...". "Tamamdır, bir hazırlanayım çıkarız"

Yukarı çıkıp, dizimin üstünde şirin turuncu bir etek, ve gri tişört giymiştim. Buralarda böyle giyinmemem gerekirdi ama hep bu tür kıyafet getirmiştim.

İner inmez babamı çağıran çocuk başını yere eğdi ve eliyle kapının önündeki arabayı işaret etti. 15 dakika sonra devasa bir konaktaydık. Babaannemin konağının 3 katıydı. Araban inince bütün izbandut gibi adamların dışarıda olduğunu görmüştüm.Gözlerim ilk ağabeyimi bulmuştu   "Breyemin" 
bağırdığım için lanet okudum tüm gözler yere eğilmişti yine.  "Xuhamın" (kız kardeşim) koşarak kollarımı boynuna doladım ve beni döndürmesine izin verdim. Öksürük sesiyle kucağından indim, . Kafamı kaldırdığımda Behran'ı gördüm. İlk defa kızmıştı, sanırım etek yüzündendi, telefonum titredi

ZERAMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin