düzenlenmiştir.
"Bizimkilerin katiyen bu rezilliğinizden haberi olmayacak"
Hızlıca başımı salladım. Kaynanam ve kayınpederimin öğrenmesi ölüm gibi bir şeydi sanırım. Kalplerine inerdi.
"Bedirxan biraz yavaşlar mısın" kontağı çekip bana döndü.
"Sinirimi bir şeylerden çıkarmam lazım Mizgin senden çıkarmamı mı tercih ederdin?"Sustum. O da arabayı tekrar çalıştırdı. Mardin'e gidene kadar da konuşmadık zaten.
Arabayı konağın önüne sokmamızla Tiroj annenin zılgıtı ortamı doldurdu. "Oğlumla gelinim geldi Dilaan sofrayı kur hele"
Dilan. Sanırım yen'i alınan bir hizmetli. 17-18 anca vardı.
Hemen geçin geçin yol yorgunusunuzdur gerçi yatacak mısınız?"
Direkt masaya oturdum. "Vallaha ben çok acıktım Tiroj anne"Kaynanam oğlunu bırakıp yanıma oturdu. Ve bitmeyecek bi sofra sefası başlamış oldu.
"Hadi gelinim bir kahve yap da içelim" hemen ayaklandım. Ta ki Dilanda benimle birlikte kalkan'a kadar.
"Ben yaparım gelin ağam sen otur" Bedirxan merdivenlerden çıkarken seslendi.
"Benim kahvemi Dilan sen yap çalışma odasına getir"Dilan bana şeytan gülüşü atıp mutfağa sek'e sek'e gitmişti bile. Kaynanam hemen atıldı. "Hayrola kızım bi sorun mu var?"
Hemde ne sorun.
"Yok ya benim fazladan yorulmamı istememiştir ben kahveleri yapayım"
Her ne kadar inanmasalar da bir şekilde geçiştirmiş oldum. Nasılsa gece hesabını sorardım. Dilan çoktan kahveyi yapmış aheste aheste yukarı çıkıyordu bile. Bende onu takip etmeye karar verdim. Gözüm kızı hiç tutmamıştı çünkü. Dediğim gibi de oldu kız çalışma odasına girmeden önce gömleğinin iki düğmesini açtı ve girdi.
Şu an sinirden köpürebilirdim hemen aşağı indim. Bizimkilere kahvelerini verip başımın ağrıdığını ve yatacağımı söyledim.Oda da Bedirxan'ı beklemek en iyisiydi. Kapı ben girince hemen aralandı.
"Başın ağrıyormuş ne oldu?"
Kendi kendime içimde sıkıntı etmektense baştan döküldüm.
"Şu Dilan var ya yen'i hizmetli gözüm hiç tutmadı"
Yanıma geldi.
"Sen kıskandın mı?"
Anında fırladım.
"Hayır yani kıskanmaz mıyım odaya girerken düğmelerini açtı gördüm"
Gömleğini çıkardı yatacaktı herhalde.
"Peki Zeramın ben seni kardeşimden kıskanıyorum hangisi daha kötü?"Ertesi gün klasik bir mardin günüydü. Bedirxan yoktu. Tiroj anne işe gitmek için erkenden çıktığını söylemişti. Benden kaçıyordu işte. Bir de geç gelecekmiş beyfendi ne yapacaksa artık. Aşağı inmeye karar verdim yoksa kafayı yerdim.
Belkide abimlere gitsem iyi olurdu hem kafamı dağıtırdım hemde özlemiştim onları. Bedirxan'ın gelmesine yakın gelirdim.
Aceleyle giyinip aşağı indim.
"Tiroj anne ben abimlere gideceğim Bedirxan işteylen sende gel istersen"
beni kapıya kadar geçirdi."Aman kızım bu konak'ta işler biter mi sen git kızımı da öp benim için"
Kafamı sallayıp aşağı indim. "Ali abi, abimlere gitmek istiyorum"
Hemen arka kapıyı açtı. "Buyrun gelin ağam"
Yarım saatlik bir yoldan sonra konak göründü.
Zili çaldım. Kapıyı Dilok açmıştı. Sarıldım,çok özlemiştim vallahi.
"Aa yenge siz geldiniz mi aşk olsun hiç haber vermedin"
İçeri geçtim. Dilok hala kapıyı kapatmamıştı. Abisini bekliyordu kesin."Bedirxan gelmeyecek canım çalışıyor"
üzüntüyle kapıyı kapattı. Onu da özlemişti biliyordum. Bir gün Bedirhanla gelmeyi aklıma not ettim.
"Valla bizde dün gece geldik bende hemen size geleyim dedim özledim valla"İçeri geçtim. Abim sedirde uzanmıştı. Beni görünce ayaklandı. Ona da sarıldım Ferzini de çok özlemiştim. "Bedirxan yok mu"
"Yok işte o"
Dilok çay demlerken bizde abimle balkona çıkmıştık. "Eee anlat bakalım evliliğin nasıl gidiyor kardeşim" abime döndüm
"Nasıl gitsin ağabey güzel asıl senin ki nasıl bakalım"
İç geçirdi.
"Bizim ki de aynı işte.
Uzaklara dalmıştı. Bende abimi tanıyorsam kesin bir şey olmuştu. Çünkü verdiği cevap sevgisine nazaran biraz sönük kalmıştı sanki.
"Ben Diloğa yardım edeyim" bahanesiyle kalktım. Eğer bir dertleri varsa Diloktan öğrenmem daha doğru olurdu.
Mutfağa geçtim."Anlat bakalım Dilok hanım" anlamsızca arkasını döndü. "Neyi anlatayım yenge?"
Dilok çay demlerken bende yanındaki sandalyeye oturdum.
"Sizin aşkınıza gölge düşüren sebep neymiş onu söyle bakalım"
Utança yüzünü eğdi.
"Sen nerden öğrendin yenge" yanıma oturmasını işaret ettim.
"Daha öğrenmedim, anlatırsan bileceğim inşallah"
Yine utandı kasıldı nasıl söyleyeceğini bilemedi. Kolunu sıvazladım. "Benden utanmana gerek yok canım söyleyebilirsin"
"Bizim çocuğumuz olmuyor yenge"Çocuğumuz olmuyor da ne demekti. Nasıl olabilirdi ki böyle bir şey. Yanlış anlaşılma olabilirdi. "Canım hemen telaşlanma nerden çıkardın"
"sorunun kimde olduğunu öğrenmek için doktora gitmedik ama var bir sorun işte aramız bozuk Ferzin destek oluyor ama çok istiyor çocuğu olmasını"
Telaşlanmıştı. Benimde en azından acısını dindirmem lazımdı. "Dilok valla bizde bir aydır evliyiz ama bizde de bebek haberleri yok henüz"
Çayları doldurmak için kalktı. "Ama biz uğraşıyoruz yenge olmuyor"
Sahi bizim aramızda hiç bebek lafı bile geçmemişti şu ana kadar. Hiç açmamıştı konusunu Bedirxan. İstemiyor muydu yoksa? Ama kim sevdiği kadından bebeği olmasını istemezdi ki?
"Hadi içeri geçelim Ferzin beklemesin daha" onayladım ve içeri geçtik.Bilmem kaçıncı çayımızı içerken kahkahalar eksik olmuyordu. Saat ona doğru gelirken toparlandım. Bedirxan da hemen hemen gelirdi.
"Ben artık kalkayım Bedirxan gelmiştir çoktan"
İkisiyle de vedalaşıp arabaya bindim. Bedirxan'a geç gelmesinin hesabını soracaktım elbet.İçeri girmemle holün ışığı açıldı.
"Haa sen misin kızım"diyen Deran baba kapıda göründü. "Benim baba abimlerden geldim"
"Bende Bedirxan sanmıştım gelinim neyse birazdan gelir o da iyi geceler yatayım bende"Saat on bire geliyordu ve kocam ortada yoktu. Bu saate kadar ne yapmış olabilirdi.
Onu o kadar çok özlemiştim ki keşke dargın olmasaydık diye düşündüm. O zaman bu kadar ayrı kalmazdık emin'im.
Yatağa uzanıp onu beklemeye başladım.
12:45. Kapı yavaşça açılmıştı. Anında diklendim Bedirxan içeri girmişti. Bayıldı bayılacak gibiydi çok içmişti. Hemen koluna girdim
"Ne vardı bu kadar içecek be adam ne işin vardı bu saate kadar"
Kolunu çekip yatağa oturdu. "Unutmak istedim Mizgin unutmak. Seni kardeşimi ikinizi de. O kadar acı çekiyorum ki belki belli etmiyorum ama dayanamıyorum başa çıkamıyorum ben bununla. Senin benim kardeşimle bir ilişkin olduğu gerçeği beni bitiyor. Ben bir daha Behran'ı aile içine nasıl sokarım o hangi yüzle gelir ikiniz nasıl yüz yüze bakarsınız söylesene Mizgin ben bilmiyorum sen söyle!"
Yanına oturdum bende. Haklıydı
söyleyecek tek kelimem yoktu."Haklısın Bedirxan ama bildiğim tek bir şey var o da seni çok seviyor olmam,bunu unutma olur mu"
Kafasını sallladı. Ama beni anlamadığından emindim bilinci bile zor açıktı zaten.
Her şeyi bir kenara bırakıp sarıldım. Çok özlemiştim. Gözlerimi kapattım anında. Sarıldığında gözlerini kapatmana neden oluyorsa,daha sıkı sarıl.Daha sıkı sarıldım ta ki bedeninden yayılan sert kadın kokusunu duyana kadar.
Kadın parfümü?Bölümü tam yazdım son cümlesini yazıyorum birden yazdığım 600 cümle gitti kaldı 300 kafayı yedim vallahi ama azim ettim bir daha yazdım.
Aslında diğer bölümler istediğim kadar oy almadı ama canım sıkılınca boş kalınca yazmak istiyorum bu da öyle bir bölüm oldu. Pek Mizgin Bedirxan sahnesi göremedik ama ortalık karıştı gibi oldu. Behranda ortalarda da yok biraz daha olmasın ne dersiniz😂
Bu bölümünde yayınlıyorum ve cuma günü tatile çıkıyorum yani ne kadar oy o kadar bölüm diyorum☺️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZERAMIN
Storie d'amore'Sarışınım' Mizgin Asken, Bir gün soyadının Rişvanoğlu olacağını biliyordu. Ama töreye kurban gidip sevgilisinin, abisinin kadını olacağını bilemezdi. Artık hayatı eskisi gibi olmayacaktı. Behran Rişvanoğlu, Bir gün Mizgin'in ailesine gelin gelece...