|Sekiz|

9.5K 279 25
                                    

Düzenlenmiştir.

Korkuyla arkamı dönerken Bedirxan'ın ateş saçan gözleriyle karşılaşmıştım.

"Sana bir soru sordum breyemin"
Behran çıktığı merdiveni inerek Bedirxan'ın karşısına geçti

"Ağabey dışarı çıkmak istedi benide uyku tutmadı. Turladık biraz"
Hemen onaylarcasına kafamı salladım

Bedirxan'ın sıkmış olduğu elini görünce korkum kat ve kat büyüyordu. Zeki bir adamdı ve yalanı yemişe benzemiyordu.

Behran'ın göğsüne parmaklarını bastırarak kükredi.

"Sen kimsin lan? Kardeşim olman ona yakın olman anlamına mı gelir pezevenk"
duyduğum küfürle şoka uğrarken, kızgın gözler beni buldu.

"Hemen odamıza çıkıp beni bekliyorsun Mizgin,hemen"
ikiletmeden odaya doğru çıkmaya başladım. Gitmeden önce son duyduğum şey ise Behran'ın ileri gidiyorsun dediğiydi.

Kapının hırsla açılmasıyla yatakta adeta pıstım. Altındaki eşofmanı çıkartırken şaşkın gözlerle ona bakıyordum.

"Seni öyle sert sikeceğim ki, benden başka bir erkekle vakit geçirmek neymiş göreceksin"

"Bedirxan saçmalama lütfen henüz daha ikinci günümüz kaldıramam bunu"
Fazla tepki gösteriyordu üstelik kardeşiydi Behran onun!

Düşüncelerim Bedirxan'ın bacaklarımı hırsla açmasıyla son buldu.

Sabah kalktığımda alt taraflarımda tarifsiz bir acı vardı. Arkamı dönmemle Bedirxan'ın hafif aralık ağzıyla karşılaştım. Bedirxan uyanmadan banyoya adımladım.

Saçımı tararken aynada yatağa yaslanmış Bedirxan'la göz göze geldim. Konuşmayacaktım onunla, dün gece canımı fazlasıyla yakmıştı odun herif!

"Neden banyoya girdin" 
gözlerimi devirdim. Solundan kalkmıştı bugün herhalde.
"Affedin beni Bedirxan Ağam" dedim kafamı eğerek.

"Bir daha bensiz banyoya girmeyeceksin"
fazla oluyordu artık.

"Sabah sabah azdın mı be adam!"
Gülerek yatağa geri uzandı
"Karşımda sen varken normal halde olmam mümkün mü kadın!" Edepsizdi fazlasıyla.

Beraber aşağıya doğru inerken kaynanamın yüzünde güller açtı.

"Oğlum sen sofraya geç de karını azcık bana bırakıver"
Bedirxan muzip gülümsemesiyle kalbini tuttu
"Benden bunu isteme daye" deyip öptü annesini
"De hayde git edepsiz!"

Salona geçip oturduğumuzda kaynanam güven verircesine elimi sıktı.

"Dün gece ki tatsız tartışmayı duyduk kızım. Merak etme üstüne gelmeyeceğim, malum bana düşmez" utanarak başımı eğdim. Resmen kaynımla gece yarısı eve gelmiştim onun gözünde.

Fakat kaynanam beni utandırmadan durur mu?.
Asla
"Zaten dün gece duyduk her şeyi.  Neyse neyse kızım biliyosun yarın Diloğun düğünü var, onun için bile olsa barışın, aranızda tatsızlık olmasın"

Ne tatlı bir kaynanam var diye düşünmeden edemedim. Evin erkekleri işe gidince odama çekildim. Bugün Diloğun son günüydü bu evde o yüzden kasvet kaplamıştı evi.
Ona kına gecesi ve söz yapılmayacaktı Deran ağa böyle uygun görmüştü.

Yapacak bir iş bulamayınca başladım bende odayı temizlemeye. Aradan ne kadar vakit geçti bilmiyordum fakat odaya Bedirxan'ın girmesiyle saatin beşe geldiğini anladım.
"Hoşgeldin" .

Ona kırılmıştım ve affetmeyecektim. Fakat abimle diloğun düğününe sorunsuz gitmek istiyordum.
"Nedir aramızda ki bu soğukluk karıcığım" güçlü kollarıyla bedenimi sarmalarken.
İttirmeye çalışıyordum evet sadece çalışıyordum öküz kas yığını!

"Anladım ben senin derdini. Dün gece için özür dilememi istiyorsun. Ama çok beklersin sevgilim, seninle seviştiğim için özür dilemem"

Anlık gelen güçle sıyrıldım kollarından. "Ne acımasızsın be adam"
gülerek banyoya ilerledi. "Akşam düğünde kısa giydiğini görmeyeyim"

Bedirxan'ı kızdırmamak için diz altı bir elbise tercih etmiştim.

Çoktan hazırlanmış Bedirxan'ı bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çoktan hazırlanmış Bedirxan'ı bekliyordum. Ya ben bile hazırladım be adam, insaf.
"Zeramın şu kravatı takamıyorum"
söylene söylene yanına gidip bağlamaya başladım.
"Ne beceriksiz adam çıktın be" dediklerimi umursamayarak beni süzdü

Sanki beni daha çok kendine çekebilirmiş gibi çekti. Alınlarımız birbirine deyiyordu. Yaşasın topuklularım!

"Çok güzelsin, kadınım" bakışlarını dudağıma indirdi. Baş parmağını üstünde gezgirdi.

Konuşamıyordum neden itmiyordum bu adamı? Aklıma Behran geldiğinde geri çekilmek için hamle yaptım. Bedirxan'ın yaptığı şey ise dudaklarımı öpmek oldu.

Bu daha önceki hiç bir öpücüğüne benzemiyordu. Yavaş ve narin. Benden özür dilememişti ama ben bu öpücüğün özür dilemek için olduğunu biliyordum

Sert bir adamdı,kendinden taviz vermezdi bundan mütevellit özür dilememişti.
Beni öptüğüne ilk defa sevinmiştim. Ve ilk defa kendimden emin bir şekilde kollarımı ensesinde birleştirip öpücüğümüzü derinleştirdim.

Katıldığım sekizinci halaydan da çıkarken artık bacaklarımı hissetmeyecek raddeye gelmiştim. Masaya Bedirxan'ın yanına geçtim

"Sende de ne marifetler varmış be, hatun"
kahkahama engel olamazken zar zor konuştum
"Hatun ne be"
Beni takmayarak elini omzuma attı.
Kaçamak bakışlarım Behran'ı bulurken gözlerinde gördüğüm acıyı umursamamaya çalıştım.

Düğün yavaş yavaş dağılırken Bedirxan'ın duygusal konuşmasından sonra bizde ayaklandık.

Konağa doğru giderken başım çatlıyordu. O son halayı çekmeyecektim. Yüzüğümle oynarken tebessüm ettim şimdilik iyiydi her şey.

ZERAMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin