ZERAMIN

|On İki|

Düzenlenmiştir.

"Evet abi tanıştırma şansım olmadı sevgilim, Alev"
şaşkınlıkta son noktayı yaşıyordum şuan. Asıl benim alev alan gözlerim Behran'ı buldu. Bakışları hodri meydan dercesineydi.
Bu kızdan çok çekmiştim zamanında. Siyah dalgalı saçlarıyla kavruk teni mükemmel bir uyum içerisinde idi her zamanki Alev işte.
Kıçını zor kapatan kırmızı elbisesinden bahsetmiyorum bile.
İçimdeki kocamın gözlerini kapatma isteğini geri yollamaya çalıştım.

"İyi misin hayatım solgun görünüyorsun"
elimi destek verircesine sıkan kocama döndüm.
Muhabbet baya koyuydu anlaşılan kahkahalar eksik olmuyordu masadan çünkü.
"İyiyim canım başım ağrıdı biraz müzikten sanırım"
"Aynen ya müziktendir tatlım"
Alevin her boka burnunu sokmasıyla gecemiz daha da güzelleşmişti.
Gözlerimi Behranın kolundan alamıyordum çünkü Alevin belindeydi.
Umursamamaya çalıştım tuvalete gidersem iyi gelecekti.
Burdan uzaklaşmam gerekti o kesindi.
"Sevgilim tuvalete gideceğim sonra kalkalım olur mu?"
Onaylayan biçimde başını sallayan Bedirxan kulağıma eğildi.
"Bende geleyim mi"
Kafamı salladım.
"Yok Bedirxan sen dur ben giderim"
Cansu'nun peşime takılmasıyla endişe sayım kat ve kat arttı.

Musluğu açıp yüzüme su çarptım.
"Bir açıklama yapmanın zamanı geldi sanırım"
Panik olma Mizgin. O senin arkadaşın. Gerçekleri duyunca o da sana hak verecektir.
"Cansu lütfen, kimsenin olmadığı bir zaman konuşalım olur mu?"
Niye dercesine kaşını kaldırdı.
"Bedirxan'ın hiçbir şeyden haberi yok ve şüphelenmeye başladı bile. Evliliğimi bitiremem"
Onayladı beni. Derin bir nefes vermiştim şimdi işte.
"Tamam arkadaşlığımızın hatırına bunu kabul ediyorum. Ama Behran'a dikkat et Mizgin. Şu ana kadar hiç sesini çıkarmaması seni de kuşkulandırmadı mı ? "

Aslında çok dikkat etmemiştim ama aşırı bir tepkisi hiçbir zaman olmamıştı.
"Beni dinle Mizgin. Kaç yıllık arkadaşız, meseleyi senden dinlemedim henüz ama zor durumda kalmanı asla ve asla istemem. Behran seni çok seviyor Mizgin hala. Alevle amacı ne bilmiyorum ama evliliğinizi bozmaya çalışabilir"
Cansu'ya içten içe hak verdim. Kontrolü elime almam gerekiyordu. Herhangi bir oyuna gelmemeliydim.
"Sen iki üç gün Bedirxan'ı bu ortamdan uzak tut. Ben sarptan bir şeyler öğrenirsem haberleşiriz"
Minnetle dostuma baktım "Teşekkür ederim Cansu,bu iyiliğini unutmam.

"Sen iyi olduğuna emin misin?"
Ah be Bedirxan bir bilsen hiç iyi değilim ama ilacım bu sefer sende değil.
"Başım ağrıdı biraz orada geçer şimdi"
"Kalkıyor musunuz ağabey?"
Bedirxan onayladı.
"Aynen kardeşim benimkinin başı ağrımış"
Alev ağzını gere gere konuşmaya başladı.
"Aaa bunu saymayız ama değil mi hayatım" diyerek Behran'ın koluna girdi.
Çok yapmacıktı. Ve Behran asla böyle hareketlerden hoşlanmazdı. Ama beni yanılttı ve Aleve içten bir gülümseme gönderdi.
"Haklısın canım,bunu saymıyoruz akşama bir yemek ayarlarız"
Bu sefer sözü ben alma gereği gördüm.
"Yarın haberleşiriz o zaman"
Mekandan çıktığımızda rahat bir nefes almıştım. Madem Behran evliliğimi bozmaya çalışıyordu. Bende ondan önce davranarak bu durumu çözebilirdim belki. Ama Cansu'dan gelen haberi bekleyecektim.

Duşa girmiş,saçlarımı tarıyordum. Bedirxan'da telefonuma indirdiği oyunu oynuyordu.
"Bedirxan şu Behranın yanındaki kız çok yapmacık değil mi ya?"
İyice yayıldı yatağa.
"Valla nasıl desem pek Behranın tipi değil nasıl kız arkadaşı anlamadım hiçte bahsetmedi aslında."
Şüphelerim doğru olabilirdi. Bunları. hepsi evliliğimizi bozmak için bir oyun olabilirdi.
"Sevgilim burda ki firmayla yarın bir iki saat görüşmem var sen de bir şeyler planla yalnız kalma burda"
İşinin çıkması iyi olmuştu.
"Bende zaten Cansu'yla buluşacaktım malum bayadır görüşmüyoruz"
"Tamamdır o zaman siz hasret giderin bana konum atarsın çıkınca alırım ben seni"
Onaylayıp arkamı döndüm. Bedirxan hala telefonla uğraşıyordu.
"Mizgin bu mesaj ne?"
Bedirxan'ın sesindeki kızgınlık mesajı görmeden suçluluk duygusu yaratmıştı bile. Onu bu kadar kızdıran ne olabilirdi? 
Telefonu elinden aldım hemen.
Mesaj Cansu'dandı.
"Mizgin bu saatte rahatsız ediyorum ama yatamadım. Bedirxan'ı şimdiden Behran hakkında uyar olur mu?. Başına iş açılmasın"