|On Yedi|

4.5K 120 60
                                    

Merhaba sevgili Zeramın okuyucuları; bu hikayeye oldukça ara verdiğimin farkındayım. Yazmaya üç sene önce başlamışım dolayısıyla eksiklerimin olduğunu fark edip bütün bölümleri düzenlendim. -Tanıtım da dahil-
Köklü bir değişiklik yok ama yine de okursanız daha iyi olur.
Keyifli okumalar🌹

Sabah kalktığımda Bedirxanı yanımda görememiştim.
Hızlıca hazırlanıp kapının önündeki bavuluma baktım.
Geldiğim gibi gidecek miydim?
Her seferinde gözlerimin içine bakıp beni sevdiğini söyleyen adam küçücük bir kızla beni aldatır mıydı?
Kabul etmek zor geliyordu. Ona inanıp kadını olmuştum. Sevmiştim...
Kapı açıldı. Bana üzgün gözlerle bakan kaynanam girmişti.
"Gelinim"
"Tiroj anne bende kahvaltıya iniyordum şimdi" diyip ayaklandım.
"Dur hele konuşacaklarım vardır seninle önce"
Eliyle koltuğu işaret etti
"Gel oturalım. Bak kızım sen Bedirxanın gelini bu aşiretin de hanımağasısın. Nedir bu böyle doğruluğu belli olmayan bir şey için çekip gitmek istersin" gözleriyle bavulu gösterdi.
"Bedirxanın anasıyım ben bilirim o kara yağızı. İçi yanıyordur onun şimdi."

"Yansın ana benim içim yanmıyor mu sanıyorsun. Bu topraklara bu eve onun gelini olmak için geldim ben. İnandım güvendim sığındım ben ona" gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
Şefkate saçlarımı okşadı. "Bilmez olur muyum güzel gelinim. Uzun lafın kısası bekleyelim görelim"

Kahvaltıda çıt çıkmıyordu. Deran baba sessiz duruyor olacakları bekliyordu büyük ihtimal. Tiroj annenin ise hüznü yüzünden okunuyordu.

Dış kapı bir hışımla kapandı.
"Rojbaş ailem!"
Gelmişti.
Meraklı bakışlarımız üzerindeydi. "Günaydın güzelim" diye fısıldadı.
"Nerdeydin sen sabah sabah?"
gözlerinin içi parladı. "Beni mi merak ettin güzel gelinim benim"
Daha fazla lafı gevelemesine dayanamayıp hızla ayrıldım.
Merdivenlerden odamıza çıkarken arkamdan geldiğini duyuyordum.
Hırsla kapıyı açmamla ardından içeri girmesi bir oldu.
"Ne işin vardı diyorum sabahın köründe dışarda"
Sakince gömleğini çıkarmaya başladı. "Ooo hanımağam ne zamandan beri size hesap verir olduk"
Dün yaşadığımız olaylar yetmezmiş gibi bu rahatlığı beni daha çok kızdırıyordu.
"Pekâla, beni hemen abime götüreceksin ha götürmezsen de ben kendim gidec-" lafımı hırsla tuttuğu kolları böldü ve
dudaklarıma kapanması bir oldu. Sıcacıktı dudakları,yakıyordu beni.
Ellerinin belimi bulmasıyla çabucak ayrıldım. Hiçbir şey olmamış gibi nasıl davranabilirdi.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Aşağıda senden hamile olduğunu söyleyen bir kız varken nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun sen be adam!"
"Mizgin seninle bunları dün
de konuştuk. Biraz da olsa güvenmiyor musun kocana?

"Ne diye güveneceğim Bedirxan Ağa. Seni tanıyalı ne kadar oldu da sözlerine itimât edeceğim ben!"
Lafımı bitirir bitirmez odayı tuzla buz etti.
Makyaj masamdaki her şeyi yere savurup bavulumu tekmelemeye başladı. Çıldırmış gibiydi. Ama bu sefer onu sakinleştirecek Mizgin yoktu karşısında.
"Bu cesaretin sana karşı nazik davrandığım için Mizgin Xanım bilirim. "
Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken durdurdu.

"Dua et Zeramın sevdiğim kadınsın. Sadece otur ve sana getireceğim zarfı bekle.
Ama şunu bil ki gerçekleri öğrendiğinde, karşında eski Bedirxanı bulamayacaksın!"

Çekip gitmişti.
Söylediği sözlerin ağırlığı o an fark etmemişti Mizgin ama fark ettiği zaman da çok geç olacaktı...

İki gün geçmişti. Bu süreçte Bedirxan ne odalarına geliyor ne de yemeklere iniyordu.
Misafir odasına kapanmış yüzünü adeta haram kılıyordu karısına.
Ne olursa olsun kendisine inanmayan karısına kızıyordu içten içe.
Ki o Behran olayından sonra Mizgini dinleyip affetmişti bile.
AŞK böyle bir illetti. Biliyordu. Fakat kadını ona güvenecekti ne olursa olsun.

Misafir odasının kapısı hırsla aralandı. Genç adam salona göz gezdirdi.
Ailesi şaşkınlıkla Bedirxanı izliyordu.
Hiçbir şey demeden dış kapıya yöneldi arkasından gelen ailesini umursamadan.
"Halil!" diye kükredi.
Kapının önünde duran koruma irkildi. "Buyur ağam"
"Getir şu kağıtları"
Küçük Dilan korkarak olacakları izliyordu.
Hangi akla hizmet böyle bir işe karışmıştı. 2 gündür korkudan odasından çıkamıyordu.
Belki böyle yaparak hanımağa olur sanmıştı ama yanılmıştı.

2 gün önce
Bedirxan Ağa doktor kontrolünden sonra kızın karnındaki bebekle dumura uğradı.
Bu kız hangi akla hizmet biriyle birlikte olup kendisine yıkacaktı suçu?
Kıza hiçbir kelam etmeden doktorla konuşup gereken prosedürü uyguladı,DNA testi için.
Mizgin hanımın içi rahat etsin diye.

Günümüz

Bedirxan Ağa kağıdı karısının eline tutuşturdu. Herkes sus pus olmuş onları izliyordu.
"Aç bakalım Mizgin Xanım. Sonuçları gördükten sonra da pılını pırtını toplayıp,nereye istiyorsan oraya git!
Bana inanmayan bir kadının benim yanımda yeri yoktur bunu da böyle bilesin!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZERAMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin