|Üç|

9.3K 275 8
                                    

Düzenlenmiştir.

"Pir xweşiki, Zaremın"

(Çok güzelsin, sarışınım)



Bu sefer annem sayesinde değil 6.05' e kurduğum alarm sayesinde kalktım. Kısa bir duştan sonra bir şort bide ağabeyimden gizlice aldığım tişörtümü giydim.  Ev ahalisi bu saatte kalktığıma şaşırmıştı.
Ve bende Bedirxan'ı gördüğüme şaşırmıştım Ona en uzak sandalyeye ağabeyimin yanına oturmuştum. 
"Kahvaltıdan sonra çıkarız hemen, anne".
"Tamamdır oğlum"

Anne mi?.
4gün önce asla bir Mardinli ile evlenme diyen annem miydi bu?.
Benimsemişti hemen.
"Bitirdiysen kalkalım Zeramın".
"Bitirdim" dedim ve odama çantamı almaya çıktım

"Senin düzgün bir kıyafetin yok mu kadın?!"
sinirleniyordu ve şu an ,en son istediğim şeydi. Annem gelebilirdi ve mutlu gözükmek istiyordum. Yavaşça yaklaşıp yüzüklü elimi göğsüne koydum cilveli olduğunu düşündüğüm bir sesle
"Ama yanımda sen varsın" dedim.
"Beni katil edeceksin Zeramın!" Göğsündeki elimi alıp, elimi tuttu. Elim resmen kaybolmuştu. Arkasından sürüklüyordu. Arabaya binerken annem gülümsemişti, işte bunun için hayatımı verebilirdim.

Arka koltuğu açacakken gür sesi beni durdurdu
"Annem ve kardeşimde gelecek, sen öne geç".
Bir şey demeden yanına oturmuştum. Yolda durup annesini ve kardeşini almıştık.
"Roj baş buk" (Günaydın gelinim) ne çabuk kabullenmişti beni.
"Roj baş Tiroj teyze" memnun olmadığını gösteren homurtular çıkarmıştı. Arkadakiler koyu sohbete dalmışken Bedirxan kuyumcuda durmuştu.

Dilok dışarıda beklerken sevgili kaynanam koltuğa kurulmuştu hemen.
"Haydi bileziklerini çıkarda gelinim için bilezik seçelim"
adam hemen masaya sermişti. Kaynanam durur mu durmaaz. "18 tane burma bilezik".
Yok artık nereme takacaktım ben onları. Bedirxan kulağıma fısıldadı
"Her iki koluna dokuzar tane" sesli söylemiştim aman ne güzel!

"Beşi bir yerde istiyorum, haa dur dur şu yuvarlak gümüş taşlı süslemesi olandan, birde şu mavili kolye seti".
"Hangisi efendim" Adama gına gelmişti artık her şeyi alıyordu. Eliyle gösterdi

"Şu etrafı gümüş taşlarla çevrili olan son olarak bir tane ince kilitli bilezik bir tanede kalından olsun, dahada karışmam".
Ne kadar çok şey almıştı böyle, adetleri biliyordum gelinin ilk günler bilezikleri çıkarmaması lazımdı. Ve ben bunları takmazdım
"Tiroj teyze, ben bunları takamam bir sürü takı aldın".
"Takarsın kızııım takarsın koskaca Rişvanoğlu aşiretinin ilk gelinisin , darısı Behran'ıma" deyip annemi de alıp çıkmıştı.

Bedirxan ise tektaşları görmek istediğini söyledi. Uzaklara daldım...

"Mizgin iyi misin?. İstersen yarın gelebiliriz"
Bedirxan'a odaklanmaya çalıştım.
"İyiyim iyiyim ne demiştin?" Eliyle gösterdiği yüzüğe baktığımda hayalimden de öte bir tek taş gördüm.
"Çok güzel".
Kafasını salladı
Ödemeyi yaptı ve bu sefer elimi tutmadı çünkü elleri poşet doluydu.

Sıra bindallıya gelmişti. Çok uzatmadan bir tane seçip gerekli malzemeleri almıştım.Araba bizim konağa geldiğinde benimle birlikte Bedirxan'da inmişti, bagajdan poşetleri çıkarıyordu. Kapıya kadar bıraktığında, eğilerek alnımı öptü
"Son dört gün, kadınım olmana"

Bedirxan Rişvanoğlu

Neydi onu her görüşümde hissettiğim duygu? Oysaki Mizgin'i tanıyalı daha iki gün olmuştu. Ama onun duruşuna,bakışına ve inatçılığına çoktan hayran olmuştum bile. Dört gün sonra kadınım olacağı  düşüncesi bedenimi kasıyordu. Saçlarının yasemin çiçeği gibi kokmasını sevmişti, oysaki hiç sevmezdi.
"Oğul yine daldın gittin"

ZERAMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin