3. Acı Kayıp

84 30 6
                                    

Demir, yüzü asık bir şekilde içeri girdi. "Beni gördüğüne sevinmedin mi?" dedi Onur şaşırmışçasına.

Demir, koltuklardan birine oturdu. "Beni nasıl buldun?"

Onur, elindeki kurabiyeden bir ısırık aldı. "Yani aylardır ulaşmaya çalışıyorum sana," dedi ağzı dolu bir şekilde. "Memleketine geleceğini biliyordum. Tesadüfen bir markette alışveriş yaparken kasiyer senin fotoğrafını gördü cüzdanımdan. Hemen de tanıdı."

"O kasiyerin biliyorum."

"Çok geveze," dedi Onur tebessüm ederek. "Ha bu arada kurabiye çok lezzetliymiş. Senin hamur işleriyle aran yok diye biliyordum." Kurabiyeden bir ısırık daha aldı.

"Ben yapmadım,"

"Kime yaptırdım çapkın erkek?"

"Üç mü dört ay önce çöpte bulmuştum. Sana kısmetmiş."

Onur çiğnemeyi bıraktı. Ağzındaki lokmaları hemen dışarı çıkardı. "Birader sen bu kadar iğrenç değildin ya," dedi ağzını temizleyerek.

"Konuya gel istersen," dedi Demir onu kovarcasına.

"Beni kovuyor musun?"

"Hayır, önce dinlemeyi tercih ediyorum."

Onur, hafif öne doğru eğilip ciddi bir şekilde ona baktı. "Sokaklar, Demir sokaklar çok kötü durumda," diye tısladı. "Senden sonra garip, çok-garip şeyler oldu. Polislerin genelinde emir komuta değişti."

"Merkezde bir denge değişimi mi var?" dedi Demir Onur'un yarım bıraktığı kurabiyeden bir ısırık alarak.

"Hayır hayır hayır," dedi Onur emin bir şekilde.

"Başka şehirlerdeki arkadaşlarımla da konuştum. Bu olay sadece istanbul için geçerli."

"Başkomiser ne diyor bu duruma?

"İşin garip tarafı da bu zaten. Hiçbir şey."

Demir şaşırdı. "Nasıl yani?"

"Başkomiser de senin gibi şuanda. Yani verimsiz çalışıyor dersem yanlış olmaz sanırım."

Demir, ciddi bir şekilde ona baktı. "Aklından ne geçiyor?"

"Eskisi gibi kafa adamları yakalayamamamız beni oldukça düşündürüyor dostum. Uyuşturucu ticareti yapanları alıyoruz tek tek ama biri gidiyor diğeri geliyor."

"Yılanın başı ezilmezse kuyruğu hep uzar," dedi Demir kendi kendine.

"İşte bende buna irite oldum."

İİyi de başkomiserin bu ayrıntıları gözden kaçırmaması gerekiyor."

"Bilmediğimiz şeyler dönüyor dostum. Ha bu arada," yutkundu. "Esin," dedi üzgün bir şekilde.

"Ne olmuş Esin'e?" dedi Demir merak etmişçesine.

Onur bir kez daha yutkundu. "Şehit düştü." Gözü dolmuştu.

Demir şaşkınlığını gizleyemiyordu. "Nasıl?" dedi kekeleyerek.

"Geçen ay; evinde öldürülmüş."

"Kim yapmış peki?"

Onur başını iki yana salladı. "Bilmiyoruz," dedi çaresiz bir şekilde.

"Sen bana karanlık cinayetlerin de mi geri döndüğünü söylüyorsun?

Onur, başıyla onu onayladı. "Senin ailenden sonra gizemli ölümlerin sayısı arttı. Tabii bununla birlikte bu işin arkasındakiler de gizemini koruyor."

Demir, derin bir nefes aldı. Yapması gereken belliydi. Geri dönmeliydi. Ama artık polis değildi ve yapacağı bir hata; bir ömür cezaevinde yaşanmasına sebep olabilirdi. Sakince Onur'a baktı. "Allah yardımcınız olsun dostum," dedi. Gitmemeye karar vermişti.

"Ne?" dedi Onur şaşkınlıkla. "Nasıl-yani?" diye tekledi. "Gelmeyecek misin?"

"Hayır," dedi Demir kararlı bir şekilde.

Onur şaşkınlıkla ayağa kalkıp ona baktı. "Sen bu değilsin biliyorsun değil mi?"

"Ben artık polis değilim. Ve polislerin yaşadığı sıkıntıya müdahil olamam. Anlıyor musun?"

"Hayır anlamıyorum!" diye bağırdı Onur. Yerinde dahi duramıyordu. "Ya-ya inanamıyorum ya. Komiser Demir ne hale gelmiş böyle. Umursamaz biri olmuşsun sen!"

"Ne yapmamı bekliyorsun Onur?" dedi Demir sakince.

"Önce şu sakinliğini ve umursamaz tavrından kurtul." Onur çok sinirlenmişti. En yakın arkadaşının bu durumu onu her ne kadar üzse de tahammül edilmeyecek kadar umursamaz olmasına anlam veremiyor, dayanamıyordu. "Ben buraya boşuna gelmişim. Senin beynin yanmış, duygun kalmamış."

"Benim duygum 1 yıl önce öldü. Ailemle birlikte gömdüm duygumu," dedi Demir soğukkanlı bir şekilde.

"İlknur olsa ne düşünürdü diye düşündün mi hiç?" dedi Onur. "Başka ilknur'lar ölmesin diye mücadele edeceğin yerde bu yaptığın; senin kurallarına aykırı."

Demir ona cevap vermedi. "Ben kime anlatıyorsam artık," dedi Onur kabullenmişçesine. Ceketini koltuktan alıp odanın kapısının önüne doğru gitti. Kapının tam önünde durup arkasını döndü. "Bizler için, İlknur'lar için kayıpsın. Ama kendin için acı kayıpsın; eski dostum."

Onur evden çıktı. Arabasına bindiğinde de Demir'in penceredeki tüllerin arasından ona baktığını gördü. Arabasını çalıştırıp oradan uzaklaştı. Demir, onun arkasından derin derin bakıyordu.

DedektifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin