Bölüm 5| AVUÇLARINDA KALAN GÜL KOKUSU

306 6 2
                                    

                    En mutlu anını düşün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                    En mutlu anını düşün. Sonra yavaşça kayboluşunu... Düşünemedi. Çünkü öyle bir an canlanmadı ya da uğraşmadın bile. Her gün bir önceki gün gibi, hayatının parmaklarının arasından kayıp yok oluşa şahit oluyorsun. Fakat durdurmak için elinden gelen hiç bir şey olmadığını düşünüyor, umursamıyorsun. "Bir ben miyim?" diyor, ya da çoktan umutsuzluğa bırakıyorsun. Sen iyileşmek değil, yaralarını kendi ellerinle genişletmek istiyorsun. Aynı zamanda kimse seni acıtmasın da. Acıya âşık bir ruhun var sanıyorsun. Hem kanamak, hem kanatmak istiyorsun. Fakat bütün bunlar olurken insanlığını kaybediyorsun. İnsan olmak, zor şey olsa gerek. Fakat asıl mesele insan kalabilmek.

                  Mutluluk meselesine gelince; insan mutlu olmak değil, mutlu kalabilmek istiyor. Sonsuz mutluluk istiyor. Ama sonu olan şeylerle mutluluğunu paylaşıyor. Kolay mı güzele gidebilmek? Cemal'e talipsen eğer, önce Celal'den geçeceksin yalın ayak.*

                  Zordur elbette yaşamak. Öyle ki Cennet'e giden köprü bile Cehennem 'in üstünden geçer. Hayatın kalem kâğıdı yok. Kul kulla sınanır. Mesele O'na ne kadar güvendiğinle alakalı, sürekli seni sevdiğini söyleyen, fakat hiçbir fedakârlıkta bulunmayan bir insan düşünün. Ne kadar samimi? Ben Allah'a güveniyorum, dedikten sonra eğer Ayşe olmazsa Fatma'dan isterim demek neyin nesi? Kendini Allah'a bağla. Seveceksen sonsuz olanı sev. Kendin gibi aciz olandan ne beklersin? Sonra kendin gibi birini bulamadığını düşünüp, vazgeçiyorsun. Nefret ediyorsun, insan olmaktan. İnsan kalamamaktan. Hâlbuki yaptığın vefa görüldü. Çift mavi tık. Karşılığını bulamam diye korkma. Seni Yaradan sana sınırsız nimet verirken senden karşılık bekledi mi?

                  Sana taş atana gül ver. Gül verenin elinde kalır gül kokusu. * Çiçekler gibi ol. Kimse bilmesin. Güzel kelimelerini, güzel insanlar için biriktir. Kaldırdığın bir parça çöpü senin görevin olarak görmeyenler için. Kıymet bil. Kendini yok et demiyorum, ama kendini tanı. İçinin almadığına kendini zorlama. Allah kulunu hiç zorlamaz. O anlar. Sen anlarsın. Konu kapanır.

                 Kimin için varsın? Varoluş sebebini düşün. Sadece O'nun için eğil. Rükû et. Secde et. Sadece hava basmak için dik durmasın o başın, secde de görsün. O sadece kendisine eğilen başı kimseye eğmez. İnsanlar beni sevmez diye endişe duyma. Sen Hak olanı yap. Hakk'ın aynası ol. Sana bakan seni değil. Kendi çirkinliğini görsün. İçini karartıp kendine kapanma. Yüzemeyeceğin yere de açılma...

                 İnsanın gözü hep varamayacağı kıyılardadır. Hep oraların hayaliyle yaşar. Oysa oraya varsa bile mutlu olamayacaktır. Tek bir kıyıda hayır vardı onun bildiği. O da ahiret limanıydı. Oraya gemiyi sağlam götürebildi, götürebildi. Gerisi boştu. Fakat ahir zamandaydık ve o kadar ki daha bir gece öncesi şahit olduğu sahneler filimvari bir duyguya sürüklememişti onu. Aksine daha çok kendisine yönelmesine sebep olmuştu. Bunlar oyun değildi. Gerçeğin ta kendisiydi. Her an, birileri gözlerini hayata açarken, birileri ölmeden önce her an kendini ateşe atıyordu. En kötüsü normalmiş gibi geliyor olmasıydı. Allah bu durumda olan herkese yardım etsin demekten başka çare bulamıyordu.

Reyyan |Ölmeden Önce Yaşa Seri #1|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin